"how could you leave us?"

670 69 5
                                    

Tony, Pepper'ı nöbetçi öğrenciyle konuşurken yakaladığında derince bir nefes aldı.
"Hey!"
Pepper sesin geldiği yöne döndüğünde gördüğü kişiyle yüzünü ekşitti.
"Pepper seninle konuşmam gerek."
Pepper kucağında tuttuğu kitapları nöbetçi masasına bıraktı ve Tony'ye döndü.
"Bunları kütüphaneye götürmem gerekecek o yüzden çabuk konuşman gerek."
Pepper sabah olanlardan dolayı rahatsızca dursada Tony gülümseyerek masadaki kitapları aldı.
"Konuşurken götürebiliriz."
Pepper kaşlarını çatarak bir süre Tony'ye baktı ama sonra yumuşayarak başını salladı.
"Sabah dediklerim için özür dilerim. Arkadaş yapma konusunda kötüyüm ve Freddy bizi izleyince...Seni o yolladı zanettim."
Pepper başını sallayarak saçını düzeltti.
"Önemli değil. Benim hatamdı."
Tony kütüphanenin kapısını Pepper için açtı ve derin bir nefes aldı.
"Senin hatan değildi. Babam konusunun açılmasından nefret ederim. Ve bir anda sana patladım."
Pepper gülümseyerek kütüphane memuruna selam verdi ve önden giderek kitapları koyacakları yere gitti.
"Tamam. Bunlar yaşanmamış gibi davranabiliriz sanırım."
Pepper peşinden gelen Tony'den aldığı kitapları yerine yerleştirirken Tony'de çevresine bakınıyordu. Sonunda kitaplar bittiğinde cebinde duran kağıdı çıkardı ve masalardan birine oturdular.
"Projeni inceledim ve..."
Tony çantasından çıkarttığı kırmızı kalemle birkaç parçanın ve not edilmiş yazının üstünü çizdi.
"Bu kırmızıyla çizdiklerim muhtemel problemler, mavi kalemin var mı?"
Pepper çantasında mavi bir kalem çıkarıp ona uzattığında Tony kapağını ağzıyla açarak birkaç yeri mavi kalemle çizdi.
"Maviyle çizdiklerimde güncelleme yapabileceğin parçalar. Yerlerine başka parçalar getirirsek daha iyi olur."
Pepper kendi proje kağıdını inceledikten sonra başını salladı ve bir süre sessizce durdu.
"Şarj sistemini nasıl güncelleyebiliriz ki?"
Tony sırıtarak sağ elini masanın üzerine koydu.
"Bunu insan kolu için tasarlıyorsun değil mi? Kimsenin karlı bir havada bunu güneş ışığı ile şarj edebileceğini sanmıyorum."
Pepper başını sallayarak kağıdı aldı ve çantasından yeni bir kağıt çıkarttı.
"Bunu temize çıkarıp Bayan Diskett'a götüreceğim."
Tony kaşlarını çatarak bir süre projeyi yeniden çizen Pepper'ı izledi.
"İstersen sana yardım edebilirim, Pepper." Pepper başını kaldırıp bir süre tereddütle bakındı.
"Tatile gireceğiz, boşver. Eğlenmene bak." Tony başını sallayarak projeye tekrar göz attı.
"Aslında tatilde tek yapacağım yazlığa gidip kendi projelerimle uğraşmak olacak, seninkine de göz atabilirim."
Pepper başını salladı ve yeni çizdiği projeyi Tony'nin önüne itti.
"O zaman senin ellerine bırakıyorum. Umarım yüksek bir not alabilirim."
Tony masadan kalkarken kağıdı çantasına koydu ve Pepper'ın kalkmasını bekledi.
"Arkadaşım Bruce'tan yardım isterim."
Pepper bir anda Tony'nin kolunu tuttuğunda Tony yürümeyi kesti.
"Şu insan ve bilim yarışmasında birinci olan Bruce Banner mı?"
Tony başını sallayarak gülümsedi.
"Bruce'u nerden tanıyorsun ki? O çocuk tam bir dahi."
Tony kahkaha atmamak için kendini tuttu ve Pepper için kütüphanenin kapısını açtı.
"Yazlıklarımız yan yana. Hep birbirimize projelerde yardım ederiz."
Pepper hayranlıkla Tony'ye bakınırken Tony çalan zille gülümsedi.
"Görüşürüz Pepper."
Pepper elini sallayarak kendi sınıfına doğru ilerlerken Tony'de okulun çıkışına doğru ilerledi. Thor'la yapacağı kısa seanstan sonra yazlığa gitmek için yola çıkacaktı.

Tony kırmızı koltuğa oturdu ve daha odasına gelmemiş olan doktorunu beklemeye başladı.
"Merhaba Tony."
Thor Hemsworth gülen bir yüzle odasına girdiğinde Tony'de gülümseyerek yerinde kıpırdandı.
"Haftan nasıl geçti bakalım?"
Tony gözlerini devirerek anlatacak bir şeyler düşündü.
"Klasik sıkıcı bir haftaydı. Bugün bir kızla tanıştım, Pepper. Kendisine ilk başta bağırmış sayılabilirim."
Thor'un kaşları havaya kalktığında Tony başını sallayarak koltukta daha rahat bir pozisyon aldı.
"Babam konusunu açınca ve üstüne beni buraya gönderen zorbanın bizi izlediğini görünce sinirlenmiş olabilirim."
Thor sessizce Tony'nin anlatmasını bekliyordu ama Tony bir anda ilk haftalardaki haline dönmüştü.
"Baban konusunu anlatmak ister misin?"
Tony'nin bakışları karşısında duran doktorda bir süre gezindi.
"Howard Stark."
Thor bilmesine rağmen yeni bir şeymiş gibi önündeki boş sayfaya yazdı ve hastasına geri döndü.
"Annemle gizli bir ilişkinin ardından onu ve beni bırakıp gitti. Liseye geçene kadar babamdan bihabersiz büyümüştüm aslında."
Thor'un kaşları şaşkınlığını belirtircesine kalktığında Tony bu tepkiyi beklediğinden sırıttı.
"Aslında Howard Stark benim idolümdü ve ona benzediğimi düşünürdüm. Annemse sadece güler geçer ama Howard Stark adını her duyduğunda diken üstünde olurdu."
Thor tam soru sormak için ağzını açmıştı ki Tony'nin zekası onu susturdu.
"Liseye geçene kadar soyadım Stark değildi. Annemin soyadını kullanmaya devam edecektim ancak annem buna izin vermedi. Çünkü babamın olduğu kadar benimde o soyadında hakkım varmış."
Tony soluklandıktan sonra tereddütle çevresine bakınmaya başladı.
"Bir gece Howard Stark evimize geldi ve bana burs vermek istediğini söyledi. Ben mutluluktan ve heyecandan yerimde duramaz ve projelerimden bahsederken annem sessizce oturuyordu. Ama ne zaman Howard'ın ağzından 'evden ayrılmak' lafını duydu, işte o zaman işler çığırından çıktı. Annem ayağa kalkıp bağırmaya başladı ve..."
Tony sessizlik içerisinde bir süre bekledi.
"Hepsini bir kerede anlatmak zorunda değilsin, istersen tatilden sonra konuşabiliriz."
Tony başını salladı ve bir süre elleriyle oyalandı ama bir kerede anlatmak istiyordu.
"Annem Howard'ı evin bahçesine kadar itekleyerek ve bağırarak çıkarmıştı ve benim en son hatırladığım annemin Howard'a tokat atmadan önce söyledikleriydi. 'Bizi nasıl bıraktın?' diye bağırmıştı. 'Şimdi de hangi yüzle oğluna burs teklif ederek onu almaya çalışıyorsun?' Annemi hiç böyle görmemiştim. Bahçede beni görene kadar bağırmış ve ağlamıştı. Tüm sokağın başımıza toplanışını ve benim kapıdan onları izlemem dün gibi aklımda."
Tony gözlerini kapatarak bir süre o gün olanları gözünün önüne getirmeye çalıştı.
"Annemin bağırmaları ağlamaya döndüğünde yere oturuşunu hatırlıyorum. Howard'da yanına eğilip onu kucağına çekmişti. Amacını bilmiyordum ama o an içimde öyle bir nefret hissettim ki gidip annemi ondan ayırmak istedim."
Tony gözünden düşen yaşı fark ettiğinde umursamadan anlatmaya karar verdi ve gözlerini sildi.
"Tüm hayatım boyunca annemin neden ailesinin yanına gitmediğini düşündüm, neden babamın bizi terk ettiğini ve annemin benim için yaptıklarını. Ve bir anda gelip düzenimizi bozdu. Sokaktan bizi kameraya çekenler olmuştu ve artık anneme kötü davranıyorlardı. Sürekli hakaretlerini duymaya başlamıştık. Her şeyi gerimizde bırakıp taşınmak zorunda kaldık ve sonunda buradayız."
Thor masadaki su şişesini Tony'ye uzattığında Tony elleri titreyerek şişeyi tuttu.
"Bunun üzerine annemin ailesi öldü ve annemde tek çağreyi hiçbir şey olmamış gibi davranmakta buldu. Bende hayatıma devam etmeye çalıştım ama eskiden idolüm olan adam şimdi hiçbir şeyim olmuştu ve onu gördüğümde tek hissettiğim acı oluyor."
Tony konuşmasını bitirdiğinde burnunu çekerek sudan bir yudum daha aldı.
"Bazen babam yanımda olsa hayatım nasıl olurdu diye düşünüyorum ama cevap çok açık sanırım. Tüm hayatım boyunca bir babanın yokluğunu düşünüp durdum ama şimdi onun hayatta olduğunu biliyorum."
Tony'nin cümleleri hıçkırık ve hırıltılı nefesleri yüzünden kesilsede konuşmasını bitirmek istiyordu. Bu konuyu başkasıyla konuşmak istiyordu.
"Ama hiçbir şekilde babasız geçen o anılara onu yerleştiremiyorum çünkü çok fazla acı ve sefalet var. Ve Howard Stark olsaydı bu anıların farklı olacağının farkındayım."
Tony konuşmasını bitirdiğinde yüzünü ellerinin arasına gizledi ve bir süre öylece sessizlikte ağladı. Thor bir süre sonra yerinden kalkıp Tony'nin yanına gitti.
"Babanı kabul etmek istemiyorsun Tony çünkü onu kabul edersen annene ihanet edecekmişsin gibi geliyor. Hergün kendi soyadından ve babana daha da benzemenden nefret ediyorsun ama kabul edemiyorsun."
Thor elini Tony'nin omzuna koydu ve yine sessizce bekledi. Tony'nin kendine gelmesini bekledi.
"Bazen acaba mezuniyetimde olur mu diyorum. Orada olmayacağını biliyorum ama orada olmasını istiyorum. Annemin yanında oturmuş bana bakıyor ve alkışlıyor. Annem gülümsüyor ve babam gururlu ama olmayacak. Annem tek başına olacak hepsinde olduğu gibi."
Thor kafasını kaldıran Tony'ye peçete uzattıktan sonra küçük sehpanın üzerine oturdu ve Tony'nin göz hizasına geldi.
"O gün senin evine gelmesinin bir sebebi vardı Tony. Belki pişmandı, belki seninle tanışmak istedi. Sormadan bunu bilemezsin ve tek yapman gereken onun yanına gidip sorman. Siz aynı kanı ve aynı soyadını taşıyorsunuz. Babanın karşısına gidecek ve onunla konuşacaksın. Bayan Floyds'un onsuz ne kadar başarılı bir anne olduğunu ve ona ihtiyacınız olmadığını göstereceksin."
Tony gözlerini silerek başını salladı ve Thor'un mavi gözlerine odaklandı.
"Peki ya ona ihtiyacımız varsa?"
Thor gülümseyerek yerinden kalktı ve masasına ilerledi.
"Karşımda bir dahi ve bir genç adam duruyor. Annesini koruyup kollayacak ve en iyi üniversiteden mezun olup kendi adını dünyaya duyuracak bir adam. Neden ihtiyacınız olsun ki?"
Tony şakaklarını ovarak bir süre koltukta oturdu ve kendine biraz gelince ayağa kalktı.
"Gitmem gerek Bay Hemsworth."
Thor başını salladığında Tony çantasını diğer koltuktan alarak kapıya doğru ilerledi.
"Tony. Buna ihtiyacın olacak."
Tony geriye döndüğünde Thor'un attığı ilaç şişesini tuttu ve kaşlarını çattı.
"Antidepresan mı?"
Thor gülümseyerek eliyle Tony'ye kapıyı kapatmasını işaret etti.
"Sadece ağrı kesici vermiştim ama öyle hayal edebilirsin."
Tony odadan çıktıktan sonra Thor çekmecesinden çıkardığı küçük cihazı masasının üstüne bıraktı ve derin bir nefes alarak tuşuna bastı.
"Hasta numarası ;0090065, Anthony Edward Stark. Tarih 29 Ocak Pazar, 2017. Hastayla yapılan seans ardından görülen hastalığın sebebi olan tramvatik olayı buldum. Anthony Edward Stark, babasının yüzünden tramvatik bir döneme girmiş ve hastalığı bu döneme bir tepki olarak doğmuştur."
Thor Hemsworth cihazın tuşuna basarak cihazı tekrar çekmecesine koydu ve odasının camına ilerledi. Camın sokak manzaralı oluşunu özellikle istemişti çünkü seans sonrası hastalarını gözlemlemek çok önemliydi. Mesela sokakta yürürken telefonla konuşan Tony Stark gibi...

***
Sebastian #memeit yazan görseli ig hesabına attı ve ortam kopuyor şu anda....



Bende bunun etkisinde kalmış bir şekilde takılıyorum. Hatta atayım bir kaç tane ss olarak buraya...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1408 / 00

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


1408 / 00.02

mind games ¤ stony ✅Where stories live. Discover now