"mrs.potato head"

603 67 0
                                    

Tony Stark seanstan çıkar çıkmaz telefonunda Grant'ın numarasını bulmuş ve onu aramıştı.Tony numarayı ne zaman aldığını hatırlamasa da umursamadan telefonun açılmasını bekliyordu.
"Selam Grant. Okuldan çıktın mı?"
Grant'ın onaylayan sesini duyduğunda Tony tam bir şey diyecekti ki sokağın başında ki Grant'ı görünce vazgeçti.
"Okuldan erken çıktım ve buraya gelebileceğimi düşündüm."
Grant telefonunu cebine koyduktan sonra gülümseyerek hırkasının cebinden iki kağıt çıkarttı.
"Reserve ettiğin otobüs biletlerini aldım ve sana bir süprizim var."
Tony şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdığında Grant bilmiş bir gülümseme ile biletleri Tony'nin cebine sıkıştırdı.
"Yazlıkta muhtemelen projelerinle uğraşacak ve bende televizyon izleyeceğim.O yüzden bende kendimce plan yaptım."
Tony otobüs biletlerini cebinden çıkarttı ve göz attıktan sonra biletleri cebine geri koydu.
"Pepper'ın projesine yardım edeceğim ama onun dışında kendiminkinlere sadece bakınırım."
Grant gülümseyerek çantasını düzeltti.
"Umarım sana eğlenmeyi öğretebilirim."
Tony telefonunu kontrol ederken yakınlarda ki durağın yoluna doğru döndüler. Grant sessizlik içinde ilerlerken Tony kendi içinde küçük bir savaşa girmişti. Psikologunun söylediği sözler zihninde geziniyor ve saçma sapanlar düşünceler peşini bırakmıyordu, mesela Grant'ın üvey kardeşi olması gibi.
"Babanı tanımıyorsun değil mi?"
Grant başını kaldırdı ve iç geçirerek elini cebine koydu.
"Hayır, beni küçükken terk etmişti."
Tony aklına dolan saçma düşünceleri unutmaya çalıştı.
"Benim babamda beni küçük yaşta terk etti ve annem bana baktı."
Grant sinsi bir gülümseme atarak Tony'ye döndü.
"Eğer babanın zengin bir iş adamı olduğunu söylersen kardeş çıkabiliriz."
Tony bir anda durup sertçe yutkundu ve gözlerini kırpıştırdı.
"Şaka yaptım, Stark. Korktun mu yoksa?"
Tony rahatça nefes alarak yola devam etti.
"Sadece hikayelerimizin bu denli benzer olması beni korkuttu. Babalarımız ve iş adamı ile alakalı durum bende de var."
Grant başını sallayarak sokağın ucundaki otogarı gösterdi.
"Babamı bulup onunla konuştuğumda tüm hikayemiz sonlanacak, buna eminim. Ve toz olup gideceğim."
Tony, Grant'ın dediklerini düşünerek otogara doğru ilerledi.
"Belki de intihar edememem ve seninle tanışmam kaderdi, Grant. Belki de benimde tek yapmam gereken babamla ufak bir konuşmadır."
Grant başını sallayarak gişelere ilerledi ve Tony'nin biletleri göstermesini bekledi. Bavulların verilmesinin ardından kasabaya giden otobüse doğru yürümeye başladılar.
"Babanı bulduğunda ona ne diyeceksin?"
Grant otobüse yaslanarak bir süre havaya bakındı.
"Aslında emin değilim. Ona soracak bir sürü sorum olacak ve bağıracağım bir çok konu. Ama emin olduğum tek şey ona orospu çocuğu olduğunu söylemek olacak."
Tony başını sallayarak burnunu kaşıdı ve düşünmeye başladı. Eğer babasının yanına giderse ona ne diyecekti ki?
"Sen ne derdin babana?"
Tony başını asfalttan kaldırdı ve bakışlarını Grant'a çevirdi.
"Sanırım ona ihtiyacım olmadığını ve annemin muhte..."
Tony'nin bakışı önünden geçen kalabslık sayesinde yarım kaldı ve Tony kaşlarını çatarak ona garip bakışlar atan grubu süzdü.
"İstersen otobüse binelim, birazdan kalkar zaten."
Grant ve Tony içeriye girdikten sonra Tony başına giren ağrıyla bir süre otobüsün koridorunda bekledi.
"Bunlar koltuklarımız."
Grant'ın sesiyle kendine geldikten sonra Tony koltuğuna oturdu ve rahatlamaya çalıştı.
"İyi misin?"
Tony şakaklarını ovarak bir süre dışarıyı izledi.
"Başıma ağrı giriyor biraz. Seans biraz hüzünlü bitti de."
Koridordan geçen bir kadın garip bir bakış attığında Tony'de kadına ters ters baktı ve durum Grant'ın dikkatini çekti.
"Onları boşver sanırım bizi gay sandılar."
Tony sırt çantasını karıştırarak Thor'un verdiği ağrı kesici şişesini buldu ve hızla bir tanesini içti.
"Zaten gay değil miyiz?"
Grant gülerek arkasına yaslandı ve kendini Tony'ye doğru çevirdi.
"Gay bir çift. Arasında fark var."
Tony başını sallayarak kadına bakındı ve ardından cama doğru döndü. Otobüs hareket etmeye başladığında ezbere bildiği manzara ve baş ağrısının hafiflemesiyle göz kapaklarının kapanmasına engel olmaya çalıştı ama bugün çok yorulduğundan dolayı kendini uykuya bıraktı.

Tony duyduğu sesle gözlerini yavaşça açtı ve gözlerini ovalayarak yattığı yumuşak yerden kalktı.
"Omzumu hissetmiyorum sanırım."
Grant kahkaha atarak yerinden kalktığında Tony'de çantasını alarak uykulu bir şekilde onun peşinden ilerledi.
"Tanrım tüm yol boyunca uyudum, kesin sıkıntıdan patladın."
Grant omuzlarını silkerek otobüsten indiğinde Tony esneyerek arkasından yürümeye devam etti.
"Dediğim gibi kendimce planlarım var."
Tony çanta almak için sıraya girdikten sonra kenarda mesajlaşan Grant'ı izlemeye başladı. Sırası geldiğinde çantasını alarak Grant'ın yanına ilerledi.
"Sanırım yol boyunca mesajlaştın."
Grant telefonunu arka cebine yerleştirdi ve çantalarını yerden aldı.
"Arkadaşlar işte. İlk iş olarak ne yapıyoruz?"
Tony gökyüzüne bakındıktan sonra kolundaki saati kontrol etti.
"Eşyaları yazlığa bıraktıktan sonra alışveriş yapabiliriz."
Grant onayladığında otogardan çıkıp sakin kasaba sokağına ilerlediler. Sokakta ki insanların konuşmasına rağmen kasabada yinede sessizlik hakimdi. Tony'nin telefonundan gelen sesle Grant'ın bakışları ona döndü. Tony telefonunu cebinden çıkartıp muhtemelen annesinin atmış olduğu mesajı açtı.
"Senin için dolabı doldurdum. Dinlendikten sonra bizim eve uğra."
Tony kaşlarını çatarak mesajı okuduktan sonra kayıtlı olmayan numarayı kaydetti.
"Teşekkürler. Kesin annem aramıştır seni."
Grant'ın meraklı bakışları telefonda gezinirken Tony telefonu kapatıp cebine koydu.
"Yazlığın dolapları doluymuş o yüzden direk gidiyoruz."
Grant başını salladı ve yokdan geçen taksilerden birine el kaldırdı.
"Kimmiş mesaj atan?"
Tony taksiye binip adresi söyledikten sonra Grant'a döndü.
"Bruce."
Grant önüne döndüğünde Tony'de sessizce kendi tarafına döndü ve küçük kasabayı izlemeye başladı.

****

Nedense bir türlü yazlığa sokamadım aslında iki bölüm önce sokmuştum ama sonra dedim ki hemen yapınca elime ne geçecek soooo hala yazlığa gidemediler ksmsöslsls

Melanie Martinez - Mrs.Potato Head

Haydin Görüşürük

mind games ¤ stony ✅Where stories live. Discover now