NERDE KALMIŞTIK...

225 53 12
                                    

Sonunda geldik! Burası çok güzel yapmacıklıktan çıkık bir havası var. Bu okul diğer okular gibi olmaksızın okuldan çıkınca cadde görmüyorsun veya bir mağaza, ağaçlar ve yemek yiyebilmek için masalar... Okuldan çıktıktan sonra taş desenli asfalt bir yolda yaklaşık 50, 60 metre ağaçlar arasında yolda yürüdükten sonra caddeye varılıyor.

Güzel bir okul ve bence bu okulun en muhteşem yanı; hani her ya da çoğu öğrencinin içinde gideceği okula yaklaşınca tuhaf bir his oluşur, kaçmak ve oradan uzaklaşmak ister. Kendi rızasıyla hapishaneye gider gibi hisseder fakat en berbat yanı buna mecbur olduğunu bilmesidir ya hani . İçinden kıza kıza okula girer ya. Bu okulu uzaktan görünce küçük çocuklar gibi koşarak içeri girmek istiyorsunuz. Düşüncem aptalca hissettiriyordur belki de ama gerçekten bu okul sizi kendine çekiyor.

Allah' ım gözlerim beni yanıltıyor olmalı. Kusacağım şurada şimdi. Bir insan ancak bu kadar zevksiz olur. Hani tüm bulduğu pırıltılı kıyafetleri üstüne geçiren bir de makyajı aşırı kalıp duran zevksiz kızlar vardır ya ha tam onlardan. Yanına gittim ki, ne göreyim meğer o zevksiz kız, nöbetçi öğretmenmiş. Öğretmenin yanına gittim, sonuçta birine ihtiyacım vardı ya da yardıma neyse...

"Öğretmenim ben bu okula yeni geldim de nereye gideceğimi bilmiyorum. Ne yapmalıyım?"

Önce bana baktı. Sonra elimden tutup beni öğretmenler odasına kadar sürükledi resmen. -Kurbanlık koyun gibi peşinden çekti. Öküz, burada insan var hayvan değil.

"Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?"
"11/A..."

Kapıyı açıp,
"Kerem öğretmen gelebilir mi?"

Birkaç saniye ardından yanımıza bir öğretmen geldi. Bu öğretmen yaklaşık 36 yaşında vardı.
O sırada, o deli kadın içeri girdi.

"Sen Melis olmalısın. Gel sınıfına gidelim seni arkadaşlarınla tanıştırayım."

"Tamam öğretmenim." - Tamam öretmnim. Birinci sınıf çocuğu gibi. Bebek misin sen?-

Sınıfa girdik ve hocayla ben tam tahtanın önüne geçtik. Ben pek kimsenin yüzüne bakmadım. Öğretmen,

"İşte çocuklar yeni arkadaşınız Melis." O sırada arkadan biri, alaylı bir sesle "Demek Melis..." dedi.

Ben direk ona baktım. Bir de ne göreyim

"Sen! Nasıl, aynı sınıfta mıyız?"
Bana bakıp yine Shawncığım misali gülmeye çalıştı.- Shawn Mendes görse ben böyle iğrenç mi gülüyorum der intihar eder. Dişleri falan güzel aslında. Böyle dememin sebebi çok yapmacık davranması.-

"Buğra demek Melis' le tanışıyorsunuz iyi sen herkesle tanıştırırsın Melis' i o zaman."
Ebemi bile biliyor şerefsiz, hocam siz ne diyorsunuz ya.

Sonra da bana doğru dönüp,

"Melis siz madem tanışıyorsunuz sen Buğra'nın yanına otur."
Tam ben itiraz edecekken bize dersi olan öğretmen geldi.

"İyi dersler çocuklar" diyerek sınıftan hızla çıkan sınıf öğretmenimizin ardından boş boş baktım ve emrivaki bir şekilde mecburen, Buğra' nın yanına oturmam gerçeği yüzüme sert bir şekilde vurunca hızlı adımlarla sırasının yanına gidip hemen oturdum.
En son ilkokulda yanyana oturmuştuk ve birbirimizi pergelle öldürmeye çalışıyorduk ya hadi hayırlısı.

Bana baktı ve,

"Yine bana kaldın. Neyse hadi yine iyisin yanıma oturmana izin verdim. Şimdi mutluluktan falan ağlamaya kalkma. Senin o sümüklü burnuna bir de peçete arayamam." dedi paşamız(!)
Bu saçma yaklaşımına ağzım açık kaldı.- Gerçekten açık kaldı.-

"Bana hayranlığını bu kadar belli etmeseydin iyiydi ama istersen artık ağzını kapat, salyan falan akacak yoksa."

Sinirden yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Aptal ya kendini ne sanıyor! Şımarık paşamız hiç değişmemiş maşallah.

"Benimle zorun ne ya sussana geri zekalı! Taktın sen bana iyice." diye çemkirdim bir anda

"Benden kurtulman pek kolay değil. Çirkin şey seni. Bana da öyle pis pis çemkirme. Bir daha o manzaraya katlanamam, cenazemi kaldırırlar bir dahakine ancak."

Ben onu dinlemiyor gibi yapıyordum -ama dinliyordum.- Duyduklarım karşısında kafamı sinirle ona doğru çevirdim.

"Dedi kendini beğenmiş aptalların kralı. Sensin ÇİRKİN ŞEY! Aynaya hiç bakmıyorsunuz galiba beyefendi. Aynanın ne olduğunu öğrenmeden de kimseyi eleştirmeye kalkma bir daha! Benimle uğraşma, anlıyor musun? Pardon, affedersiniz çok mu ileri gidiyorum, lütfen beni affedin. Sizin bana küsmenizi asla kaldıramam. Sonuçta siz muhteşem, harika, mükemmel ötesi efendimizsiniz. Aklını..."
Biran durdum ve bir şey hatırlamış gibi yaparak devam ettim.
"Aaa, sende o yoktu dimi özür dilerim. Eğer yanlış anlamazsan sana telefon numaramı vereyim beyin cerrahı olduğum gibi sana beyin nakli falan yaparım ha ne dersin? Gerçekten söylüyorum bak hayatta böyle mükemmel bir şeyden mahrum kalmanı hiç istemem. " -Waoovvvv Melis' ten büyük laflar! (Bam bam baaamm) Çok ileri gittim be ama delikanlı kız sözlerinin arkasında durur. Geri dönüşü yok. Zaten o kadar takmaz ya.- Benim sözlerim üzerine bana kendinden emin bir tavırla baktı ve önüne döndü. Galiba sözlerimde birazcık ileri gittim. Yok baya ileri gittim! Seni tevekal Melis, çocuk sana sadece biraz takıldı fakat sen hakkın olmadan kazandığın bu penaltıda kaleciye acımadan direk doksandan gömdün topu. Acaba değiştin mi sen de... Ben salak Buğra aşkem olmadan yapamam be, sen değişme bari...

ArmelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin