3. Bölüm

2.1K 149 120
                                    

Ağrıyan başımla ve sulanan gözlerimle uyanmak, isteyeceğim bir şey değildi. Dün yağmura yakalanmam ve ıslak kıyafetlerimle uyumamın da hasta oluşumda payı fazlasıyla vardı.

"Yoongi hyung!"

Jungkook'un gür sesini duyunca yeni açtığım gözlerimi yeniden kapattım.

"Biraz sessiz olabilir misin?"

"Sana demiştim ben de geleyim diye. Ama o kadar inatsın ki kabul etmedin."

Jimin'in sitem dolu sesiyle gözlerimi açıp oturur pozisyona geldim. Jimin'e dönerek, "Bu konuyu sonra konuşsak? Gerçekten kendimi iyi hissetmiyorum," dedim. Çok halsiz hissediyordum kendimi, şu an yatağın içine gömülsem yarın sabaha kadar uyanmayabilirdim bile.

"Hayır hyung, şimdi konuşacağız."

"Sizi endişelendirmek veya telaşa girmenizi istemedim o kadar!"

Bağırarak söylemiştim, zaten başım çatlıyordu. Bir de yanına ek olarak gözlerim sulanıyor, burnum akıyor ve titriyordum.

"Hyung..."

Jungkook bir şey söyleyecek gibi görünüyordu ama dudaklarını birkaç kez araladıktan sonra vazgeçmiş ve sessiz kalmayı tercih etmişti.

"Söyle Jungkook. İçinde kalmasın."

Jimin'e olan sinirimi Kook'tan çıkarmam hoş bir şey değildi. Gerçekten haksızlık yapıyordum ona karşı. "Özür dilerim Kook," dedim bakışlarımı ellerime indirerek.

"Bundan sonra ne olursa olsun bizden yardım istemekten çekinme Yoongi."

"Tamam," diyebildim Jimin'e sakince. Daha fazla tartışmak bir işime yaramayacak aksine sorunlarla dolu hayatıma daha fazla sorun ekleyecekti. Jimin ve Jungkook'u kırmak, isteyeceğim son şey bile değildi.

"İzin alalım mı sana hyung?"

İtiraz edecektim Jungkook'a ben iyiyim diye ama değildim. O yüzden sesimi çıkarmayarak onaylar biçimde kafamı salladım. Jungkook, "Ben hemen geliyorum hyung," dedikten sonra koşar adımlarla revirden çıktı.

"Yoongi hyung."

Bana seslenen Jimin'e dönerek nazikçe, "Efendim," dedim.

Küçük elini okul pantolonunun cebine atarak bir şey çıkardı ve bana uzattı.

"Ne bu?"

"Dersin ortasında senin bayıldığını bize haber veren kız verdi bunu. Sonra da bir şey söylemeden koşarak gitti. Kimdi o kız?"

Birkaç saniye kim olabileceğini düşündüm.

"Ha o mu? Tuvalete gidecekken bana seslendi ve çantasından anahtarımı çıkardı. Neden sende diye sorduktan sonra bayılmış olmalıyım çünkü gerisini hatırlamıyorum."

"Her neyse. Al, anahtarın."

Jimin sertçe elini çekince aldığım anahtar yere düştü. Büyük ihtimalle az önce ona bağırdığım için bana kızgındı. Ne kadar kendimi sakinleştirsem de bazen gerçekten kendime hakim olamıyordum.

"Jimin, az önceki olanlar için üzgünüm."

"Sorun az önceki olanlar değil hyung. Sen her sorunla kendin başa çıkmaya çalışıyorsun. Neden yardımımızı kabul etmiyorsun?"

"Bilmiyorum."

Başka diyebilecek bir şeyim yoktu çünkü bende bilmiyordum. İnsanların bana dokunmasından korktuğum için kimseyle sorunlarımı paylaşmak gelmiyordu içimden. Okulda her dakika korku içerisindeydim zaten.

HaptofobiWhere stories live. Discover now