5. Bölüm

1.6K 121 75
                                    

"Sorun değil," diye fısıldadım kendime ama sorundu işte. Bana dokunulması çok büyük sorundu. Bir kere, korkuyordum. Rose, başparmağı ile elimi okşarken, "Sakin olmalısın," dedi hafifçe. "Yoongi," dedim sıklaşan nefeslerimin arasından.

"Ne?"

"Adım Yoongi."

Hemşire bileğimi sargı beziyle güzelce sardı ve ayağa kalktı.

"Şimdi ateşine bakalım."

Jimin'le Jungkook'a baktım yardım istercesine. Ama beni fark etmemişlerdi çünkü kendi aralarında bir şey tartışıyorlardı sanırım. Rose, sanki bir şeyler olduğunu anlamış gibi, "Ben ölçeyim Yoongi'nin ateşini," diyerek hemşirenin elinden ateş ölçeri aldı.

"Ben ölçerdim."

"O... O benim erkek arkadaşım. Yani ben ölçerim."

Rose'un dedikleri biraz tuhafıma gitsede sesimi çıkarmadım ve ateşimi ölçmesine izin verdim.

"Otuz dokuz buçuk olmuş. Çok fazla değil mi?"

"Ne! Otuz dokuz buçuk mu?"

Jimin'in yüksek çıkan sesiyle bakışlarımı Jungkook ile bulundukları yere çevirdim.

"Hyung, iyiyim demiştin."

"İyiydim. On tur koşana kadar," diye fısıldadım. Rose, "Okulun etrafında on tur mu koştun?" dediğinde ufak bir baş hareketiyle onayladım onu.

"Neden?"

"Kıyafetleri sende olduğu için."

Jimin'in yüksek çıkan sesiyle oturduğum yerde zıpladım diyebilirdim. Benden küçük birinden nasıl korkmuştum akıl alır bir mesele değildi.

"Jimin. Ben kendi isteğimle kıyafetlerimi Rose'a verdim."

"Hyung."

Öğrenci zili çalınca, "Hadi dersinize gidin. Ben de biraz dinleneyim," dedim.

"Okul çıkışı ateşin düşmezse eğer hastaneye gideceğiz hyung."

Jimin'i başımla onayladım yatağa uzanırken. Hemşire bunu yapmamı beklemiyor olacak ki şaşkınca bana bakıyordu.

"O zaman... Ben de gideyim." diyen Rose'a dönüp kısa bir bakış attım.

"Okul çıkışı şu sevgili meselesini konuşmamız lazım."

"Gerçeği söyleyelim işte."

"Rose," dedim başımı kaldırırken. Gerçekten neden doğruyu söylemek istediğini anlamıyordum. Doğruyu söylersek eğer bu defa daha fazla alay konusu olacaktı ve yalancı durumuna düşecekti. Madem bu yalanı ben başlatmıştım, bitirmesi de bana düşerdi.

"Sınıfına git. Okul çıkışı konuşuruz bu konuyu."

Rose oflayarak revirden çıkınca bakışlarımı Jimin ve Jungkook'a çevirdim. Kocaman gözlerle bana bakıyorlardı.

"Siz neden hâlâ buradasınız? Derse geç kalacaksınız."

"Hyung, koşarken beynin oksijensiz mi kaldı ya da güneş mi beynini eritti?"

Jungkook'un tuhaf sorusuyla tek kaşımı kaldırıp Jungkook'a baktım.

"Neden ki?"

"Gerçeği neden söylemeyi reddediyorsun? Biliyorsun sende-"

Jimin, Jungkook'un midesine dirseğini geçirince sözü yarım kalmıştı.

"Jungkook, gidelim mi biz? Ders başladı."

HaptofobiWhere stories live. Discover now