"Hera! Sonunda seni bul- hey sen ağlıyor musun?" Yanıma koşan Hannah ile Ted'i görünce ağlamamı kesmeye çalıştım ama o kadar doluydum ki bağırarak ağlamak istiyordum. Bana sarılan Hannah'nın omzuna kafamı koydum.
"Ne oldu Hera? Neden ağlıyorsun?" Ted'in sinirli çıkan sesi beni tedirgin etmişti. O kolay kolay sinirlenmez veya olayları takmazdı. Ama Hannah ya da benim ağladığımı görse ortalığı birbirine katardı.
"Sadece sinirlerim bozuldu."
"Hera. Sen durduk yere ağlamazsın. Kim ne yaptı?"
"Harry kafama top attı ve sinirlendim." Diye pat diye söylediğimde Ted'in gözlerinden çıkan aleve şahit oldum. Ted arkasını dönüp hızlı adımlarla giderken Hannah ile birbirimize baktık.
"Harry'i dövecek."
"Harry onu dövecek." Diye düzelttiğinde ayağa fırlayıp peşinden koşmaya başladık. Ona ne kadar seslensekte bizi dinlemeyip spor salonuna girdi. Hannah ile kapıyı sertçe açtığımızda gözlerim Harry'i aradı. Basketbol oynayanların içinde değildi. Tribünde tek başına oturmuş elleriyle oynuyordu.
"Ted!" Diye bağırdığımda Ted dönüp bakmadı bile. Tribüne çıkıp Harry'nin yakasına yapıştığında Harry kaşlarını çatarak Ted'e baktı.
Hannah donuk bir şekilde duran benim elimden tutup tribüne çıkardı ve Ted'in yanına götürdü. Elimi bırakıp Ted'in Harry'e sarılı kolunu tutup geri çekmeye çalıştı.
"Ted bırak."
"Hayır Hannah. Sen karışma." Harry'nin boğazına sarılı elleri daha da sıkılışınca ben de Ted'in omzundan tuttum.
"Ted o buna değmez bile. Lütfen."
Harry neden Ted'e tepki vermiyordu bilmiyordum. Bunu başkası yapsa onu çoktan dövmüştü. Ama Harry bana bakıyordu. Harry'nin arkadaşları başımıza toplandığında korkuyla Ted'i tuttum. Onu döveceklerdi.
"Ted lütfen bırak." Diye bir kez daha yalvardım.
"Geri çekilin." Diye söyledi Harry arkadaşlarına. Neden bunu yapıyordu? Ted kafasını aniden Harry'nin kafasına geçirdiğinde Hannah bir çığlık attı. Harry'nin ona karşılık vermesini beklerken Ted ona bir de yumruk geçirdi.
"Ondan özür dileyeceksin!" Diye bağırırken bir tane daha yumruk geçirdi.
İnsanlar başımıza toplanmıştı. Herkes kavgayı izliyordu.
"Ted bırak şunu." Diye bağırdı Hannah.
"Ne oluyor burada?" Diye bağıran koçun sesiyle sıçtığımızı anlamıştık.
"Siz dördünüz. Benimle müdürün odasına. Hemen."
Hannah ile birbirimize bakarken aynı şeyi düşündük.
Sıçtık.
Dördümüz de yan yana müdürün karşısına dikilirken odadan hiç ses çıkmıyordu. Yanımda duran Harry'e kafamı çevirdiğimde kanayan burnuna peçete tuttuğunu gördüm. Ona baktığımı görünce kafasını bana çevirdi. Hemen önüme döndüm.
"Daha okulun ilk haftası ama kavga etmeden duramıyorsunuz. Biri bana olayı anlatsın."
Hiçbirimizden ses çıkmadı. Ta ki Harry konuşana kadar.
"Benim suçum."
Ne? Hannah ile bakıştığımızda ne oluyor dercesine bana baktı. Harry kendinde miydi yoksa Ted onun beyninde hasar mı bırakmıştı?
"Hera'nın kafasına top attım ve onu ağlattım. Ted'te onu ağlattığım için bana vurdu."
"Doğru mu?" Diyip suratıma bakan müdürü kafamla onayladım.
