Var olsak da yok muyuz?

66 4 0
                                    

(Multimedya:Mona ve kitap tanıtımı)

Cevaplayamadığım  bir soru vardı ; Neden bu acı çekme hissinden kopamıyordum? Belkide alışmıştım artık bu duruma. bu oda, bu ev, her şey ... Tek hissettiğim soğuk hançer gibi kalbime saplanan bu acı. Saniyeler sessiz bir şekilde akıyordu ben yatağımda uzanırken güneş ise sadece yerde duran kıyafetlerimin üzerinde yansıyordu. Aslında perdeyi kapatmak iyi fikir ama bende o güç de yoktu. Yatağımdan yavaşça kalkıp eşyaları kaldırmaya başladım böylesi daha iyi hissettiriyordu ya da annem den laf işitmek istemiyorum her türlü bana uyar.
-Mona!
-Monaa! Monaaa!
Birazdan kapıyı açılıcak ve tekrar  sorular sorulucaktı .Ona bu konuda kızmak beni utandırıyordu benim şu anda ona destek olmam lazımdı.
Kapıyı yavaşça açtı.
-Monaa! tatlım neden ses vermiyorsun?
meraklandım.
Sadece gözlerinin içine bakıyordum.Ondaki hüzünü görmek beni dahada yaralıyordu.
-Mona böyle yapma.Ne olursun artık topla kendini seni böyle gördükçe  üzüntüm daha çok artıyor.
Kıyafetleri yerine koyup masamı düzenlemeye başladım.
-Haklısın böyle olmakta ama bana da hak ver lütfen.
Saçlarını üsten toplamış bir kaç saçı ise önden düşmüştü ve üstüne de en sevdiği mavi üstünü giymişti annem minyon tipte biri olsada elinden her iş gelirdi içinde farklı biri var galiba. İçeri geçip bana yardım ederek geri kalan eşyaları yerine koydu.
Ona da hak veriyordum.Ama elimden bir şey gelmiyordu.Yapmak istiyordum ama bir şey beni durduruyordu.
-Alice aradı yarın yine buraya gelicek ve bu sefer seni odadan çıkarmayı başaracakmış.Onla biraz zaman geçir hem biraz kafanı dağıtırsın.
Peki sen nasıl anne bu işin içinden çıkıcaksın kendinin harap olma uğruna hala beni iyileştirme derdindeydi.Belki de
gerçekten bir adım atmalıydım artık.Bunu ona yapmaya hakkım yoktu.
-Hem kuzeni ni de çağ...
-Tamam gidicem.
-Ne?
-Tamam gidicem Alice le ama kuzen James olmaz çok konuşuyor.
Annemin gözünde ilk defa bir ışıltı görmüştüm o zamandan beri.
-Tamamdır. Alice e haber veririm o zaman ben.
-10 gibi Green Forest a doğru gelsin sabah biraz yürümek istiyorum.
-Söylerim.
Bunları sadece annem için yapıyordum.Hayatta beni bağlayabilecek tek kişiye...
Ertesi sabah spor kıyafetlerimi giymiş sokağa çıkmıştım evin kapısından çıktığımda durup derin bir nefes aldım ve Green forest a doğru yürümeye başladım. Güneşi hissetmeyeli uzun zaman olmuştu ve içimi ısıtıyordu ve hava tenimden akıyordu. Önceleri hep güneşin doğuşunu izlemeye giderdik, ilk başta ki yavaş yavaş o kızıl sıcaklığın zamanla tenimde artmasını hep sevmişimdir.Bu sene ise o güneş bana hep ay oldu yaz mevsimindeydik ama hep üşüdüm.Ormana doğru yaklaşırken karşı yola geçip ordan devam ettim. Yürürken düşündüğüm sadece babamın bana Mona diye seslenmesiydi.O yumuşak sesiyle...
Sesini sadece böyle yaşatabiliyordum.
-Önüne baksana
Arkama baktığımda geri çekilip yana baktığımda kimse yoktu.
-Kime diyorum, Hey , ölmek mi istiyorsun?
Bu sefer önüme döndüğümde önündeydi.
-Burdamısın, hey! Hey!
-Gözlerinin gördüğü gibi burdayım.Ne istiyorsun?
-Yolda düzgün yürümeni az daha sana çarpıyordum.
-Nasıl yani?
Yanındaki arabayı göstererek;
-Yürürken birden yolun ortasına geçtin.
-Farkında değildim.
-Bu kadar mı?
Karşımda duran kişiyi durup inceledim.
Gerçekten benden ne istiyordu.
-Başka ne istersin?
-Bir özüre ne dersin?
-Ne için Demekki sende dikkatli sürmüyorsun ki az daha bana çarpıcaktın.Tek taraflı bir suç değil.
Sadece bana baktı ve sonra arabasına atlayıp gitti.
Green Forest a vardığımda Alice i aradım.
-Arka taraftaki göldeyim oraya gel.
Her zaman benim ne diyeceğimi iyi bilirdi.Çocukluktan beri arkadaşız. Alice'i altı yaşından verir anıyorum ; Köpeği  Misy i bulmak için bütün heryere bakmıştık sonuç köpek evdeymiş ama arkadaşlığımız da böyle başlamıştı. Göle doğru geldiğimde Alice masada oturuyordu.
-İşte başardım.
Hemen bana dönüp sarıldı.Bir şey demesine gerek yoktu.
-Nasılsın?
-Bu sabah biraz iyiydim 5 dakika öncesine kadar.
-Ne oldu?
-Biriyle tartıştık.
-Kimle?
-Bilmiyorum buralarda hiç görmemiştim ilk defa  gördüm.
-Son zaman larda 2-3 aile taşındı.Bilirsin bizim kasabaya fazla kişi taşınmaz nadiren oluyor.  Burası da küçük bir kasaba olduğu için herkes merak ediyor kimler diye belki onlardandır.
-Olabilir.
-Ne yapalım bugün?
-Alice pek bir şey yapasım yok aslında bugün burda oturup konuşsak olur mu?
-Tabiki de sen nasıl istersen.
Bu süre zarfında babamdan hiç konu açılmadı daha çok Alice konuştu ben dinledim aslında biraz kafam dağılmıştı.
Alice le vedalaştıktan sonra eve doğru giderken bizim eve yaklaşınca karşı yerdeki evin önünden sesler geliyordu.
-Maria hadi ama şu eşyalara yardım et.
-Aiden böyle anlaşmamıştık ama sen taşıyacaktın.
-Sanki markete gidelim diyen bendim sen istedin.
Sanırım ismi Maria olan kafasını kaldırıp bana baktı bende ne yapıcağımı şaşırıp birden el salladım.Aman Tanrı'm bunu yapmamalıydım, hayattımda yaptığım en saçma hareket buydu.
Maria da şaşırmamış gibi el sallamaya başladı.Yanında duran da sonra bana doğru döndü. Ne yapıcağımı bilemeyip pot kırmamak için yanlarına doğru yürüdüm.
Ne diyecektim şimdi.Sizi dinliyordum sonra yakalandım mı diyecektim?
Maria yardımıma yetişip konuşmaya ilk o başladı.
-Merhaba ben Maria.
-Mona.
-Aslında bizde komşularla tanışmak istiyorduk.Böyle başlamış olduk.Ne kadar güzel.
Çok sevecen gözüküyordu ama kimseyi baştan bilemezsin altın kurallar...  Sanki biraz fazla gibi.
Uzun kahverengi saçlarıyla ve bal rengi gözleriyle bana birilerini anımsatıyordu.
Yandakine doğru bakınca tanıdık siması gözüme çarpmıştı hemen anlamıştım sabahki benle tartışan kişi olduğunu. Gözlerini bana dikmiş bakıyordu.
Maria koluyla dürtüp böyle bakmayı kesmesi hakkında fısıldıyordu.
Elimi uzatıp;
-Sabah düzgün tanışamadık ben Mona.
O da sadece Aiden diyip elini bile uzatmadan içeri girdi.
-Sen onun kusuruna bakma kendisi hep böyledir.Aslında iyi biridir ama dışarı fazla göstermez.
Kesin öyledir.
-Buralarda yenisiniz ha?
-Evet yeniyiz ama şimdiden sevdim bu kasabayı keşfetmek için sabırsızlanıyorum.
-Pek de farklı özelliği yok.
-Bana yardımcı olur musun yarın için arkadaş olursun.
Bana da iyi gelir di bu durum kafamı dağıtmak için.
-Olur.
-Tamamdır.O zaman yarın size gelirim.
Bu kadar çabuk mu?
El sallayıp eve doğru yürüdü. Merdivenlere doğru yukarı bakınca Aiden kapıya yaslanmış hala bizi izliyordu , açık kahverengi saçları hafif rüzgarın etkisiyle dalgalanıyordu.Alice içeri geçtikten sonra hiç bir şey demeden birden kapıyı suratıma kapattı.Gerçekten fazla olmaya başlamıştı artık.Bende karşıya geçerek eve gittim.Annem bu anı beklermişçene bir kere çalmayla hemen kapıyı açtı.
İçeri geçip koltuğa oturdum.
-Günün nasıl geçti tatlım.
-İyiydi.Hem yeni kişilerle tanıştım.
-Yeni kişiler derken?
-Karşı komşularımızın çocukları.
-Aaaa evet hatırladım.Baş sağlığına gelmişti anne ve babaları.
-Sen ne yaptın?
-Bende biraz evi temizledim bir de senin sevdiğin yemekleri yaptım.
Hayata ayak uydurmanın zamanı gelmişti belki de.

Ay RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin