Kamp

25 2 0
                                    

Yeni güne başlamak gerçekten beni zorluyordu Daha çok uyumak istiyorum.Üstümü giydikten sonra Jamesle yurdun önünde buluşup ana binaya doğru yürümeye başladık.Hava burda daha güzeldi güneşli ve sıcak ,James buralara yakın bir yer de deniz olduğunu ve gezilebilecek ormanlık alanlar olduğunu söyledi.En yakın zaman da bu yerleri keşfetmeliydim.Binaya vardığımız alan çok büyük bir yeşilliğe sahipti çoğu öğrenci ise serbest şekilde kendi gruplarıyla takılıyordu.Bina tarihi olmasına rağmen etrafta hologram olarak düşündüğüm alanlar ve insanlar vardı birbirileri ile konuşuyor bazıları ise okul hakkında bilgi veriyordu.Gökyüzünde uçan bazı küçük cisimler vardı.Burda yalnız olmak istemem.Birazdan okulun müdürü konuşma yapıcakmış o yüzden konferans salonuna doğru geçtik adının Mike olduğunu öğrendiğim müdürümüz benim başından beri şok olarak öğrendiğim her şeyi burda yeni gelenlere açıklayıp okulu tanıtıyordu,sıkıcı bir konuşmadan sonra konuşma bitince James beni bir yere götüreceğini söyledi binanın üst katındaki idari kısma gelmiştik ve James kapıyı çaldı.İçerden gel sesi gelince içeri girdik.
-Nasılsınız bakalım?
-İyiyiz babaanne sen nasılsın?
-Bende iyiyim James hadi geçin oturun.
Babaannem yine korumalarıyla birlikte içerideydi.
-Mona iyi misin?Hiç sesin çıkmadı?
-İyi olmaya çalışıyorum.
-Bir sorunun olduğu zaman bana ya da James e haber verebilirsin.Biliyorsun ki senin durumun diğerlerinden farklı olduğu için yani küçüklükten beri bu dünyada yaşamadığından sana özel bir eğitmen atadık.Kısa sürede bu açığı kapatmanı umuyorum onla B26 nolu sınıfta buluşucakmışsın.İlk olarak bu derslerini bitirdikten sonra diğer derslerine devam ediceksin yoksa diğer türlü senin için karmaşık olur.
-Teşekkür ederim.
-Bir gün sizi yemeğe çıkartmak isterim olur mu?
James hemen atılıp bana uyar demişti.Ben de kafamı salladım bir süre daha konuştuktan sonra James beni sınıfın önüne getirmişti.
-Kendine dikkat et,benim diğer derse yetişmem gerekiyor akşam ara etrafı gezdiririm.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde kimse yoktu,ortada çökertilmiş alanda  daire şeklinde büyük bir simülasyon alanı ve etrafında oturma alanları bulunuyordu.Normal okula benzer bir tarafı yoktu.Sınıfınların camları ise kaplama arkasına saklanmıştı.Camdan dışarı baktığımda hala bazıları dışarda oturuyordu.
-Merhaba Mona.
Birden gelen ses beni korkutmuştu arkamı döndüğümde bunu beklemiyordum.
-Aiden! Bir dakika nasıl yani şimdi ...
-Şaşırdığını biliyorum ama kimliğimi açık edemezdim.
-Buna şarşırmak denmez artık alıştım ne yapalım herkes yalan söylüyor zaten.
-Buna kandırmak denemez sana gerçekleri söyledim sadece karekter ismi vermedim.Hem bunları açıklayacak bir yakınlık da hissetmedim.
Dedikleri ne kadar doğru olsa da biraz beni üzmüştü arkadaş olduğumuzu zannediyordum.
-Evet senin bu dönem hocan ben olucam her şeye sıfırdan başlanılıcağı için biraz çaba sarf etmeni istiyorum.Ne kadar hızlı o kadar çabuk biter.
-Tamam nasıl istersen bende sana çok meraklı değilim.
-Bunu bildiğim iyi oldu.
-Madem açık konuşuyoruz söyleyim dedim.
-Neyse bu konuyu geçelim benim ders anlatma metodum biraz farklıdır pek kitaplara bağlı değilimdir.Göstererek veya gidip görerek anlatmayı daha mantıklı bulurum o yüzden senle 1 aylık kampa gidiyoruz çevredeki 4 kabileyi ziyaret edicez.Bu sıra da da seni yoğun bir tempo bekliyor.Artık sporu hayatımızın bir parçası yaparak dövüş sanatlarına hazırlanıcaz.İtirazı olan?
-Olsa fark edecek mi?
-Hayır.
-Teşekkürler.
-O zaman hadi git hazırlan kendine küçük bir bavul alsan yeterli temel ihtiyaçların olsun.
-Hemen mi gidicez?
-Evet duymadın herhalde
-Ben ilk teorik bir şeyler anlatırsın sanmıştım.
-Hadi marş marş!Bir saat sonra senin yurdun önünde olurum.Görüşürüz.
Gerçekten eğitmenin o mu olması gerekiyordu zaten yaşanan şeyler benim için zordu biri daha çıktı.Babaannem den onu değiştirmesini de isteyemem çoçukluk etmiş olurum, buraya babam için geldim o yüzden başarabilirim.
James e yurda doğru giderken olanları anlatan mesaj yazmıştım o ise cevap olarak Aiden nın zaten deli bir hoca olduğunu söylemiş ne kadar dediklerine uyarsam o kadar az acı çekeceğimi söyledi.Sadece bir ay ondan sonra okula dönücektim.Zaman hızlı geçer.Eşyalarımı hazırladıktan sonra Annemle konuştum benim gitmeme hala biraz üzülsede Buna alışacağını söyledi ve yeni kurslara yazılmış umarım kafasını dağıtmaya yeterdi.Aiden nın gelmesine beş dakika kala aşağı indim.Ve tabiki de beklenilen olay Aiden burda bekliyordu.Üzerine spor kıyafetlerini giymişti.Güneş ise göz rengini ortaya çıkarıyordu.
-Aferin,zamanından önce geldin.Dakik olanları severim.Hadi gidelim.
-Peki nasıl gidicez?
-Buraya geldiğin yolla ama ilk önce arabama gidiyoruz.
Okulun otoparkına doğru yürüdükten sonra biraz daha ileriye gittik ve siyah bir mercedes in önünde durduk.
-Hadi gün batmadan varmamız lazım.
Eşyaları bagaja koyduk ve öne bindim.
Bir saat boyunca gerçekten konuşmamıştı.Sadece benim sorduğum sorulara evet hayır diyordu.Bu kadarı
da biraz fazlaydı.Buraya gelmeden önce bile daha fazla konuşuyordu benle.
-Oraya gidince nerde kalıcaz?
-Herkesin kendine ait bir çadırı olduğu ve onlara rahatsızlık vermek istemediğimiz için ikimiz benim getirdiğim çadırda kalıcaz .
-Tamam.
-Bu işe bağırırsın filan zannettim oldukça sakin karşıladın.
-Bana fark etmez sonuçta uyuma eylemini gerçekleştireceğiz sadece.
-Haklısın.
Okula yakın bir kilit taşı noktasına varmıştık.
-Kapının açılmasına 10 dakika var burda biraz bekliyelim.
-Bir şeyi merak ediyorum?
Yüzüme bakıp şaşırmıştı.
-Neyi?
-Benden herhalde biraz nefret ediyorsun gibi?
Şaşkınlığı devam ediyordu biraz daha yüzüme baktıktan sonra camdan dışarı baktı bir süre sonra ise bende dışarı bakmaya başladım.Galiba ters bir şey söyledim.
-Bu nefret değil sadece ailem dışındaki kişilere pek yakınlık gösteremiyorum bu benim karekterim biraz soğuk davranırım insanlara hemen alışamam biraz zaman geçmesi gerekir.
Bu sözleri söylerken gerçekten samimi olduğunu hissetmiştim.
Önümüzde ışık belirdi ve Theo ortaya çıktı aynı prosedürleri tekrar uyguladıktandan sonra etraftaki çember belirdi ve ışıklar uçuşmaya başladı ve yere konduk.Etraf bozkırdı ve dışarıda yağmur yağıyordu.Ne kadar güzel ilk eğitim günümde hava bozuktu.
-Gideceğimiz kabilenin ismi Kalapuya Kabilesi.Şu anda Oregon eyaletindeyiz.Bu  kabile etnik bir kabile ilk kuruculardan biri denilebilir.Paylaşmayı severler ,yardım etmeyide.
-Hala fazla kişi yaşıyormu bu yerlerde?
-Teknoloji geliştikten ve savaşlardan sonra çokda kişi kalmadı ama hala köklü olanlar hayatlarını buralarda sürdürmekte.Bu yerde fazla kişi yok en fazla 100 kişi vardır diğerleri genelde şehir merkezinde yaşar.
-Anladım.
-Gittiğimizde dillerini anlamaya bilirsin ama yakında bunu da öğreniceksin ben sana gerektiği yerde çeviri yaparım.
Kabile ye doğru yaklaştıkça heycanım artıyordu.Babamın hep bana kitaplardan anlattığı resimlerden gösterdiği yerlere artık tanık olabilecektim.Aiden arabayı durduktan sonra aşağı indik.Aiden ileri doğru yürüyünce bende onu takip ettim ve bir çadırın önünde durdu etraftaki insanlar bize garip şekilde bakıyordular uzaylı gibi.
Aiden çadırın önündeki adamla konuştuktan sonra adam içeri girerek birine seslendi ve dışarı yaşı ve heybetli biri çıktı.Bize baktıktan sonra Aiden olayı açıklamaya başladı.Daha sonra bana yaklaşarak kendi dilinde bir soru sordu.Aiden cevap vermeden önce ben cevap verdim.
Aiden şaşırarak beni izliyordu.Her şeyi açıklamaya gerek olmadığını kendi söylemişti.Crow King ile biraz daha konuştuktan sonra bana daha neşeli davranıyordu hem dedemi de tanırmış.Bir gün onun hakkındaki anılarını anlatmaya beni çağırdı.Konuşma bitince Aiden omuzumdan tutup arabaya doğru yönlendirdi.
-Dillerini bildiğini bilmiyordum.
-Küçüklükten beri babam beni eğitirdi.
Sadece böyle bir dünyadan haberim yoktu o kadar.
-İyi  o zaman eğitimin bir kısmı halledildi.
Arabadan çadırı çıkarıp kurmaya başladık.Hava gittikçe soğumaya başlıyordu ve benim üstümde inceydi.
-Biraz arabanın içinde ısınsam olur mu gerçekten çok üşüdüm.
-Tamam sen git ben hallederim.
Üstümüz ıslanmıştı yağmurun altında kalıcak yeri kurmaya çalışıyorduk.
Arabaya girip klimayı açtım.Ellerim titremeye başlamıştı artık.Sıcak o kadar iyi geldiği bir süre sonra mayışmıştım bir ara sadece gözlerimi açtığımda birinin beni taşıdığını gördüm ondan sonra yine gözlerim kapanmış.

Ay RuhWhere stories live. Discover now