Saldırı

10 2 0
                                    

Hala kendime inanamıyordum.Her şey nasıl olmamıştı.Başa dönecek olursak Aiden nın beni öptüğü sahne olmamış rüya görmüşüm sabah kalktığımda Aiden yanımda uyuyordu.Her şey o kadar gerçekti ki.Çadıra geldikten sonra ve yatağıma geçtikten sonra uyuya kalmışım anlaşılan.Gerçek bir fantezi üstü dünyam vardı.Aiden bunu duysa her gün benle dalga geçerdi.Bugün başından beri bulunduğumuz eğitim sürecinin son günüydü.Dışarı çıkıp biraz hava almalıydım burayı gerçekten özliyicektim.Üstüme hırka alıp dışarı çıktım.Güneş yarı doğmuştu ve etraf sessizdi.Biraz daha ileri gidince Jack i görmüştüm Ayakta karşıya bakıyordu.
-Bence zaman hep böyle kalmalı.
-Neden?
-Çünkü beni sakinleştiriyor.
-Öyle ama bir süre sonra sıkılırdık bu durumdan.
-O da doğru.
Gülümseyerek bana bakıyordu.
-Erkenciyiz bakıyorumda.
-Aynen son günüm diye dışarı çıkıp dolaşıyım dedim.
-İstediğin zaman buraya gelebilirsin ,benle iletişimi kesme sakın. Numaramı kaydediyim arada gelirim yanına zaten okullararası turnuvalar oluyor o zamanlarda görüşürüz.
-Turnuva mı?
-Evet senede 2 kere düzenleniyor bütün ülkedeki üniversiteler buna katılıyor.
-Değişikmiş sevdim bunu.
-Sende denemelisin.
-Benim daha çok yapıcak, öğrenilecek derslerim bar biraz zor gözüküyor.
-Bence derslerini hallettikten sonra katıl hem kendini görmüş olursun.
-Bunu düşünücem.
Jack ile sohbetimiz güneş doğana kadar devam etmişti yavaş yavaş diğer yerli halkta uyanıyordu.Aiden da kalkmış.Çadırı topluyordu.Yardım etmeyi bir ara düşündüm ama gidersem pes etmiş gibi gözükmekten yanına gitmedim.Eşyaları topladıktan sonra büyük şefin yanına gitti ve onla konuşmaya başladı bir süre sonra büyük şef yanına beni çağırmıştı.Bana bir takım öğütler verdikten sonra benle ve Aiden ile vedalaştı.Artık veda vakti gelmişti.Kamptaki herkesle üzücü de olsa vedalaşmıştımAnnemle buraları tekrar ziyaret etmeliydim.Arabaya bindik ve Aiden yol almaya başladı.Bende arka koltuğa oturmuştum.
-Konuşmamaya devam mı edeceksin Mona?
-Neden olmasın?
-Tamamdır.Okula gitmeden önce ödül olarak seni bir yere götürecektim götürmesemde olurmuş?
Gitmek de istiyordum gitmemekte beni hep gafil avlıyorlar .Nereye gidecektik acaba gitmezsek ölene kadar merak ederdim.
-Nereye götürecektin?
-Önemli değil artık.
-Tamam konuşucam seninle gidelim.
Gülümseyip yola devam etti.
-Dün senle konuşucaktım ama yatağına geçip kitabı alır almaz uykuya daldın.
-Yorulmuştum ondandır.Sen ne diyecektin?
-Dün dövüşten sonra olanlarla ilgili belki üstüne biraz gelmiş olabilirim eğitim süresince benim tek istediğim senin düzgün bir şekilde eğitim alman ve bunları bağırmadan düzgünce yanıma gelip söyleyebilirsin sonuçta senin eğitmeninim.
Dediklerinde haklıydı belki dün çok üstüne gittim süreç boyunca strese girmiştim, başarılı ve babamın istediği bir öğrenci olmak istiyordum.
-Bundan sonra senin dediğin gibi yapmaya çalışıcam.
Bir süre daha yol aldıktan sonra artık denizi yukardan görebiliyordum,güneşte bizi takip ediyordu.Aşağı yola inerek denizin olduğu yere geldik ve masmavi deniz artık ayaklarımın altındaydı. Yeni yerler keşfettikçe dahada heycanlanıyordum.
-Hadi in.
Aşağı inip Aiden nın yanına gittim.
-Buraya kafa dağıtmaya,sakinleşmeye gelirim. Belki burası da seni sakinleştirir.
Yürüyerek ilerdeki oturaklara gittik ve oraya oturduk.Kimse konuşmuyordu sadece deniz dalgalarının kıyıya vurma sesi ve rüzgar esintisi vardı.Devam eden hayatımda nereye varacaktım acaba.
-Hiç hayatının sonunda ne olucağını düşündün mü?
-Bazen.
-Peki ne olarak görüyorsun.
-Denizin kenarında güneş gözlüklerini takmış güneşi teninde hisseden kuma uzanmış ve ölmeyi bekleyen birini görüyorum.
-Biraz acıklı değil mi?
-Bence değil sevildiğin şekilde uğurlanmak en güzeli tek başına kimseyi üzmeden, sadece tanrı ve ben.Ya sen?
-Ben bu konuyu pek düşünmek istemiyorum düşündükçe hala bu hayatta yapmak istediğim konular aklıma geliyor.
-Ve bu seni hüzünlendiriyor.
-Evet.
-Bence anı yaşamalısın.Hadi gel sana bir yer göstericem.
Aniden kalkıp ilerideki taşların oraya ilerledi ve onların üzerine çıkarak bir yerden içeri girdi.
-Ver elini.
Beni de içeri çektikten sonra bir mağaranın içindeydik artık sadece dışarıdaki güneş bir delikten içeri sızıyordu.
-Saklanmak için güzel yer.
-Aynen.
Yere oturmuştuk ve gökyüzünü seyrediyorduk.
Tenime işleyen rüzgar ve duyulan su sesi yavaş yavaş kesintiye uğramaya başlamıştı. Etrafıma baktığımda Aiden arkasına dönmüş biriyle konuşuyordu ama tam olarak anlayamıyordum hepsi kesi kesikti.
Nerede....  Bir şeyi yok....Geliyorum he...
Ve birden o hissiyat geçmiş Aiden yanıma gelmiş elimden tutup kaldırıyordu.
-Gitmemiz lazım Mona.
-Ne olmuş?
-Okulda bir saldırı olmuş galiba kardeşim ve James te yaralanmış ve bir çok kişi hemen gitmemiz lazım .
Hemen arabaya binip kilit taşına doğru yol almaya başladık yolda Aiden ı aradılar ve kardeşinin ağır yaralı olduğunu öğrenmişti o zamandan beri kızgındı ve sinirden direksiyonu parçalayacakmış gibi duruyordu.Ne olduğuna dair ona da soru soramıyordum.Sonunda kilit taşına gelmiştik ve okula geri dönmüştük.
Aiden gaza bastı ve hastaneye doğru yol aldı bende amcamla konuşmuş gelmiş olduğumu haber vermiştim benimde güvende olduğumu bilmek istiyordu.James küçük bir yaralanmayla atlatmış fakat bir çok kişi ağır yaralıydı.
Hastane otoparkına girdikten sonra Aiden hemen arabayı durdurdu ve koşarak hastaneye girdi ben de onu takip ediyordum.James ve Maria nın oda numaralarını öğrendikten sonra ikimiz ordan birbirimizden ayrılmıştık.James in odasına girdiğimde Amcam büyük annemle konuşuyor,Katty ise yatağın başında James in elini tutuyordu.Kapıyı açtıktan sonra Büyükannem beni fark etti ve bana doğru yürüyüp bana sarıldı.
-İyisin demi Mona çok meraklandım.
-İyiyim ben.James nasıl uyandımı?
Amcam da bana sarıldıktan sonra James in yanına gittim.
-Daha gözlerini açmadı.
Kolunda ve yüzünde bandajlar vardı.Kim böyle bir şey yaparki insanlara?Gerçekten çok kızgındım artık ailemden birilerinin başına bir şey gelmesini istemiyordum.
-Kim yapmış bunları,Nasıl olmuş?
Herkes yüzüme bakıyordu.
-Neden söylemiyorsunuz.Yakalandılar değil mi,eğer yakalanmadıysalar polise haber verelim.
-Keşke işler o kadar kolay olsaydı Mona.Bilmediğin şeyler varlar.
-Anlatın o zaman.
Büyük annem konuşacakken içeri korumalar girdi ve büyükannem ve Amcam ile gittiler ben Katty ile kalmıştım.
-Katty bence sen çok yoruldun James i ben beklerim sen istersen biraz dinlen.
-Olmaz onun uyandığını görmem lazım.
-Katty çok yorgunsun olmadı biraz dışarıda hava al , kahve iç.James seni böyle görmesin ben burdayım.
Katty zorda olsa kabul etmişti ve dışarı çıkmıştı bende Katty nin yerine geçip oturdum.Bende burda oldaydım belki şu anda Annem ve ben böyle bir durumda olucaktık o yüzden Katty i anlıyordum.
Dışarıdan konuşma sesleri geliyordu ama tam anlayamıyordum yerimden kalkıp kapıya doğru yaklaştım.
- Ruhu yeniden doğmuş gibiydi.
Kim geri dönmüş?
-Bu sefer farklıydı yanında bir kaç kişi daha vardı onun gibi?
Kimden bahsediyordu bunlar anlamamıştım.
-Bizi daha karanlık günler bekliyor.Sonumuzu onun eline bırakmak istemiyorum.
Konuşmalar bitmişti.Yerime geçip James in elini tuttum bunu ona o bahsettiği kişiler mi yapmıştı.Kimdi bunlar,Ne istiyordular.Katty döndükten sonra James kendine gelmişti ve Amcam geri dönmüştü şimdilik konuşamıyordu çünkü vücudu çok yorgun düşmüştü.Arada uyutuyordular.Biraz dışarı çıkıp hava almalıydım.Katty sonunda uyumuştu Amcama söyleyip aşağı indim hastanenin önünde bir sürü aile vardı herkes çocuklarını bekliyordu bazıları ağlıyor bazıları kızgınlıktan her şeyi söylüyordu duyduğuma göre yaralanmadan  sağ çıkamayanlarda varmış.Maria nın durumunu öğrenmeliydim.Kim bilir Aiden ve ailesi nasıl haldeydi.Aiden ı aramıştım kaç kere ama ulaşamadım.Biraz daha ilerleyip ilerideki banka gittim ve oturdum.Gece olmuştu , hava soğuk ve sisliydi.Annemi arayıp nasıl olduğunu sormuştum endişelendirmemek için ne olduğunu anlatmadım.
-Bak gerçekten yalanlarını dinlemek isterdim ama.Şu an vaktim yok.Cevap ver neredeler?
-Ben bilmiyorum.
Birileri kavga ediyordu.O tarafa doğru ilerledim.
-Bal gibi de biliyorsun cevap ver.
-Bilmiyorum,Bilmiyorum diyorum.Bırak beni.
Karşıdaki diğerine yumruk atmıştı ve yere serip üstüne çıkmıştı.
Yanlarına koşmuştum ve ayırmaya çalıştım.
-Hey ne yapıyorsun bırak onu.
Hala vurmaya devam ediyordu kolundan tutup geriye savurdum ve göğsüne bir tekme atmıştım arkaya düşmüştü.Bu Aiden dı kafasında şapka olduğu için fark edememiştim.Aiden nın yanına gidip onu kaldırmaya çalıştım o ise elimi itekleyip tekrar vurduğu çocuğun yanına gidip bağırmaya başladı.
-Söyle artık?
-Bilmiyorum ben.
Tekrar yanlarına gidip ayırmaya çalıştım ama Aiden bir türlü adamı bırakmıyordu.
-Aiden bilmiyorum diye görmüyor musun harap ettin adamı.
-Sen karışma git burdan.
-Gitmem bırak artık.
Adama vurmaya çalışıyordu fakat arada ben olduğumdan vuramıyordu.
-Beni bırak Mona sana zarar vermek istemiyorum.
Tam gözlerine bakamamıştım başta fakat şimdi ışığın altında baktığımda gözleri şişmiş yüzü darmadağın olmuş bitik haldeydi.
-Bak Aiden bunu bitirelim hadi dinlenmeye ihtiyacın var.Sonra tekrar konuşursun.
-Olmaz.
Aiden ı tam diğer adama vuracakken kolunu tutup arkaya doladım.
-Hadi sen de git burdan fazla zamanın yok.Adam koşarak uzaklaşmıştı.
-Mona bırak beni.İşim bitmedi.
Kolunu bırakıp önüne geçtim.
-Bence yeterli, adamı o kadar dövmüşsün konuşsa konuşurdu bilmiyor demekki.
Aiden derin bir nefes verdi ve arkaya döndü kolları düşmüştü.
-Tek umudum oydu.
-Ne umudu?
Bir şey dememişti şapkasını çıkarmış karşıya bakıyordu.
-Hadi gel burda durmayalım şuraya geçip oturalım yorgunsun.
Bir şey demeden banka geçip oturdu.
Bir süre konuşmadık sadece karşıya baktı ben ise ona baktım,çökmüştü nasıl bir günde böyle olmuştu.
-Maria nasıl? Seni aradım ama ulaşamadım odaya baktığımda orda da yoktunuz.
-O iyi değil,hiçte iyi değil.
Öne başını eğdi ve derin bir nefes verdi.
-Doktorlar yaşama şansının az olduğunu söylüyor.
-Maria güçlü biri başarıcaktır. O da senin gibi.Hem burda şifacılar olduğunu söylemiştin.
-Onlarda dünden beri herşeyi yaptılar beklememiz gerektiğini söylüyorlar.
Aiden yüzünü bana dönünce ağladığını gördüm çaresizdi.Bu duyguyu bilirdim babam öldüğü zaman bende hissediyordum.
Yanına yaklaşıp bir elimi omzuna koydum ve diğer elim le de yüzündeki yaşları sildim.
-Bence Maria seni böyle görse şimdi den kıçını tekmelemişti.O güçlü bir kız başarıcak,senin onun için daha güçlü durman gerek Ailene destek olmalısın çünkü sende güçlüsün ne oldu eğitim sırasındaki savaşçı  Aiden a yapabilirsin.
Umudunu kaybetme.Gözlerimin içine baktıktan sonra gözlerini yere çevirdi.
-Biraz dinlenmen lazım içeri geçip sana bir yer bulalım.
-Hayır olmaz ayık kalmam lazım.
-Bari bir kaç saat uyu böyle giderse bayılacaksın.
Bende dizlerime vurup kafasını eğdim.
-Gel burda yat bir kaç saat ,ben seni kaldırırım bir şey olursa olur mu?
Başta kararsız kalsada sonradan kafasını dizime yatırmış ve ayaklarını banka doğru uzatmıştı.Bir süre sonra uykuya dalmıştı.Onun için zordu sevdiği birinin hırpalanması ve elinden bir şey gelmemesi.Onu iyi anlıyordum telefonla Katty i arayıp iki tane battaniye istemiştim.Getirdikten sonra birini Aiden nın üstüne birini benim üstüme örtmüştü.Zaman ilerledikçe benimde uykum geliyordu.Uyumamam lazımdı.Aiden a söz verdim.Ben de hikaye anlatmaya başladım sesizce.Bir yandan Aiden nın saçlarını okşuyordum,uyurken o kadar masumdiki.Güneş doğmaya başlamıştı ben ise  arada Katty yengeyi arayıp James hakkında bilgi alıyordum.Hala uyutmaya devam ediyordular.Dizim de kıpırdanma olmuştu.Aiden sayıklıyordu.
-Bırakma ,lütfen bırakma beni.Seni kaybedemem.
Kardeşini görüyordu galiba.Sonunda göz kapaklarını açmış uyanmıştı.
Kalkıp gözünü ovuşturdu ve etrafa baktı.
-Maria dan haber var mı?
-Yok.
-Sen uyumadın mı?
-Hayır sana söz verdim kardeşini bekliycem diye.
Gülümsemişti.Ayağa kalktı.
-Hadi içeri geçelim sen de biraz dinlenirsin içerde.
İçeri doğru yol aldık ve asansöre bindik.ben ikiye basarken o dörde basmıştı
-Kaç numaralı odadasınız?
-414
-Arada gelirim.
Kapı açılınca dışarı çıktım kapılar kapanırkende Aiden bana seslenmişti.
-Dün için saol.
Bir şey diyemeden kapı kapanmıştı.En azından uyuması ona iyi gelmişti daha toparlanmış gözüküyordu bende James in odasına geri döndüm.

Ay RuhWhere stories live. Discover now