Seçilim

39 3 0
                                    

(Multimedia:Aiden)

" Ulu Tanrı duyduyum bu ses, hissettiğim bu nefes kimdir söyle bana. Zorlu geçen günler yeniden doğacak mı güneşle, kötü hislerim kaybolacak mı Ay ile? Ben ışığın içinde sen yukarıda Ulu Tanrı bu Evren bir mi?"

Kitabın son sayfalarına gelirken damlalar akmıştı sayfaya ama gülümsüyordum bir yandan babamla olan anılarımızdan bir kaçı aklıma gelmişti, bana akşam kitap okuyuşu, çalışmalarını birlikte incelememiz ... Babamın her zaman etnik kökenlere karşı bir ilgisi olmuştu özellikle kızılderililere ayrı bir ilgisi vardı.Bütün tarihlerini araştırıp bunun üzerine makaleler ve hatta bir grup bile oluşturmuştu. Beni de bu karmaşa içine sürükleyip Bilgi sahip olmamı sağlamıştı ve bende onla beraber bu yaşıma kadar araştırmalarına yardım ettim.Altı ay önce yine araştırma için bir kabilenin yanına gitmişti.Oraya gittikten 2 gün sonra ise orada öldüğünün haberini aldık dünyam yıkılmış ne yapıcağımı şaşırmıştım, annem bir kelime bile etmiyordu.Cenazeyi oraya almaya gittiğimizde ise annem şefle yalnız konuşmuştu ve sonrasında ise bir gece dolunay ın ışığı denizdeki dalgaları aydınlatırken ayin düzenlediler.Hava serindi ve yağmur yağıyordu o gün soğuk tenime işlemiş ve unutamayacağım bir iz bırakmıştı.Ayın ışığı tahtanın üzerinde yatan babamın suratına vuruyor ve onu yavaş yavaş suya bırakırken herkes bir ağızdan ağıt okumaya başlamış bizde arkasından bakıyorduk. O zaman içim biraz huzura ermişti gerçekten istediği gibi uğurlanmıştı.Biz ise kendimizi bu zamana kadar zor topladık annem hem babama hem bana üzülüyordu ona bu süreçte yardımcı olamamıştım.Üniversitemi dondurmuştum gelicek dönem başlıyacaktım herkesten uzaklaşmış kendimi soyutlamıştım.Alice ve kuzenim James bana destek oldu hep bu süreçte yakında üniversite açılacak ve sosyal hayata geri dönücektim ya da kendimi kandırıyorum en azından denemeye değer annem için.
_____________________________
-Mona! Mona! Hadi buraya gel.
Gözlerimi açtığımda beni karşılayan koca siyah bir boşluk ve yukarıdaki gökyüzü idi. yıldızlarla süslenmiş ve huzura erdiren bir rengi vardı. Yıldızların parlaklığı etrafı az da olsa aydınlatıyor biraz seçmeme yardımcı oluyordu. Hareket edince su sesi gelmişti elimi aşağı indirince serinlik vücuduma işlemişti, suyun içinde olmalıydım ama burası neresiydi.Ne olduğunu anlamamıştım ve etrafa bakıyordum sadece. Gerçek hayattamıydım?
-Mona! Beni takip et!
-Sende kimsin?Kendini göster!
-Sesimi takip et.Kurallar böyle.
Bu sadece bir rüya,sadece küçük bir rüya.
-Hadi beni takip et.
-Asla!Kurallar da ne? Kimden emir alıyorsun.
-Kimseden emir almayız.Gelmezsen bir daha şansın olmaz zaman tükeniyor.
Birden önümde ışık belirdi ve hareket etmeye başladı bende suyun içinden çıkıp onu takip ettim.Bir ormanın içinde nereye gittiğimi bilmiyordum, etrafta koca ağaçlar ve bitkiler vardı ve uzun süredir yürüyordumartık yorulmuştum.
-Daha ne kadar var?
-Az kaldı.
Bir süre sonra meydan gibi bir alana çıktık etrafı ağaçlarla çevriliydi ve ortada bir ateş yanıyordu, etrafında ise bir adam oturmuştu. Saçları uzun ve örülüydü,kulaklarında büyük kuş tüyünden küpeler vardı ve uzun bir elbiseye benzer kahverengi üst giymişti.
Işık önüme gelip bana seslendi;
-Benim görevim bu kadar.Şimdi gidip ateşin etrafına otur.
-Ne?Anlamadım,bir dakika..
Cümlemi tamamlayamadan kaybolmuştu.
Yavaş bir şekilde adamın karşısındaki yere gidip oturdum.Oturduğum anda etrafımda  kırmızı çember oluşup etrafımızı sardı ve ateşin rengide  maviye  döndü.
-Hoşgeldin.
Karşımda oturan adam benle konuşuyordu ama ağzını açmamıştı.Bu nasıl oluyor? Her şey çok gerçekçiydi.
-Biliyorum şu anda burda ne olduğunu öğrenmek istiyorsun ama zaman geçtikçe anlıyacaksın.Theo!
Ateşin ortasından güneş renkli biri doğdu.
-Merhaba Mona ben Theo.Sana bugünkü ruhani yolculuğunda ben yardımcı olucam.
-Bir dakika ruhani yolculukta ne demek,nereye gidicez burda neler oluyor?
-Odaklan. Şimdi senden her zaman gitmek istediğin bir yeri hayal etmeni istiyorum.
-Bu da ne demek?
-Mona dikkatini çok çabuk dağıtıyorsun unutma bir süren var.Hadi şimdi odaklan.Korkma sana bir şey olmuyacak.
Bir tarafım ona inanıp yapmamı söylüyordu bende ona inandım. Küçüklüğümden beri hep babamla gittiğim  göle odaklandım.
-Tamamdır.Şimdi gözlerini aç ve elimi tut.
O ışığı nasıl tutmamı bekliyordu.
Uzattığı eline elimi uzattım eli aynı bir insan eli gibiydi.
Etrafımızdaki ışık titreşmeye başladı ve gökyüzüne doğru yükseldi.Bende yerimden havalandım etrafımda sadece titreşen mavi ışıklar görüyordum bir süre sonra ayaklarım yere değdi ve çember de  yok oldu.Şu anda güneş batmaya yakındı ve gölün etrafındaydık. Sadece suyun ve kuşların sesi vardı.Güneşin ışıkları göle vurmuş ve etrafı aydınlatıyordu.Ama hiç bir insanı göremiyordum.Aynı hayal ettiğim gibiydi. Gölün etrafında Theo ile yürüyorduk.
-Burayı seviyor musun?
-Evet , küçüklüğümden beri hep buraya geliriz.
Biraz daha ilerleyince karşıma 2 tane yol çıktı?
-Hangisinden gitmek istersin?
-Benim mi seçmem gerekiyor?
-Evet.
İki yola baktığımda solumdaki aydınlık bir sokağa çıkarken sağımdakinde karanlık  bir ormana giden bir yol vardı.
-Sağdakinden gidelim.
-Tamamdır.
Diğer aydınlık yol kayboldu ve karanlık ormana giden yola doğru yürüdük.
Karanlığın içine girdiğimde pek bir şey göremiyordum ama Theo nun ışığı az da olsa aydınlatıyordu.Etraftan korkutucu sesler geliyordu ama sonuçta bir rüya olduğunu varsaydığım için bu yolu seçtim.
-Korkuyor musun?
-Biraz ama karanlığı severim.
Biraz daha yürüdükten sonra bu sefer karşıma dört yol çıktı?
-Hangisinden gitmek istersin?
Bu sefer sol tarafımın birinci sırasında güneşli bir orman vardı,ikincisinde sisli, üçüncüsünde karlı,dördüncüsünde yağmurlu bir orman vardı.
Karla oynama hissi güzel geliyordu.Sıcak bir yerde yaşadığım için fazla kar yağmazdı bu yaşıma kadar sadece bir kere gördüm.
Karlı olanı seçtim.Diğer yollar kayboldu ve karlı ormana doğru yol aldık.
Her yer bembeyazdı çok güzeldi güneş ışıkları kar tanelerini parlatıyordu.
-Üşüdüysen montla eldiven verebilirim?
-Yok böyle iyiyim karı biraz da olsa hissetmek istiyorum.
Yağan kar tanelerine elimi uzatıp avucumun içime düşmesini ve sonrasında erimesini izledim.
-Devam edelim Mona.
-Tamam
Karlı yolda ilerlemeye devam ettik.
-Bu daha ne kadar devam edicek?
-Sabırsızsın Mona.Dikkatini dağıtacak şeylere izin verme sadece bu ana odaklan.
Karşıma bu sefer 3 yol çıktı?
Soldan birincisi yüksek sisli bir tepeydi ,ikincisi sıcak bir çöldü,üçüncüsü ise deniz kenarındaydı.
-Bu kar hissiyatından sonra çölü seçemezdim.Elimde iki seçenek kaldı.Galiba sisli tepeyi seçicektim.
Ben iki yola bakarken  2 kişi belirdi ve bana doğru yaklaşmaya başladılar.İkiside çocuktu ve ağlıyordular.
-Lütfen, annemi bulun.
Yanıma baktığımda Theo yoktu.
-Theo, Theo nerdesin?
-Lütfen bize yardım et.
- Sorun nedir?
-Annemizi kaybettik bulamıyoruz annemizi istiyoruz.
Çocuklara baktığımda dudakları soyulmuş her yerleri yara bere içindeydi.İkiside hüzünlü bakıyordu.
-En son nerde gördünüz oraya doğru gidelim.
Etrafıma baktığımda açık bir yer yoktu her yer kapalıydı.
-En son çölde ilerliyorduk bir kum fırtınası çıktı sonra ortadan kayboldu.
-Siz burda bekleyin.
Çöle doğru yola yürürken birden bütün yollar kayboldu ve sisli yüksek tepeli yol kaldı etrafıma baktığımda çocuklar yoktu.Theo ise yanımda belirdi.
-Devam edelim.
-Burayı istediğimi nerden anladın?
-Fazla merak iyi değil Mona!
-Sende her şeyi gizli yapıyorsun.
Tepeye doğru çıkarken sisler artmaya ve rüzgar esmeye başladı.
-Üşüyor musun?
-Biraz.
Birden elinde mont ve atkı belirdi.
-Al bunları giy.
Yola devam ederken tepede kuşların sesi duyulmaya başladı ve yanımdaki ağaçların dallarına konmaya başladılar.
-Bu kuşlarda ne?
-Onlar Kartal şu anda seni izliyorlar.
-Beni mi?
-Seni merak ediyorlar.
Tepeye vardığımızda aşağı baktığımda bütün sis aşağımızda kalmıştı.
Theo bana doğru yaklaştı ve etrafımızı mavi çember sarmaladı.
-Ruhani yolculuğun burda sona ericek artık son yapman gereken bu kolyelerden birini seçmek önümde 6 tane kolye vardı ve hepsinin ucunda daire içinde farkı çiçekler vardı.
-Ama bu çiçeklerin hiç birinin ismini bilmiyorum.
-Farketmez iç sesin sana hangisini söylüyorsa onu seç.Üçüncü sıradaki pembe renkli olan bana daha güzel gözükmüştü.
-Böylelikle yolculuğun burda tamamlandı Mona.
-Peki şimdi ne olucak?
-Yakında görüceksin.
-Ama...
Sözümü tamamlayamadan etrafımızdaki ışık yine titreşmeye başladı.ışık göğe doğru yükseldi bu sefer gözlerimi açtığımda yatağımdaydım ve güneş yeni doğuyordu.Hepsi gerçek gibiydi, hiç böyle rüya görmemiştim.Elimde bir şeyin varlığını hissettim avucumda tuttuğum şeye baktığımda bunun rüyamda seçtiğim kolye olduğunu gördüm.

Ay RuhWhere stories live. Discover now