5.Bölüm Blöf~

1.1K 68 22
                                    

"Biliyor musun sabah beni arayan çocuk yerine seninle konuşsaydım bir bahane bulup gelmemeyi düşünüyordum." diyerek konuşmaya başladı Jongin. Arkasına dönen Baekhyun sadece  bakabildi bu sözleri söyleyen çocuğa.

"Bana ihtiyacın olduğunu, mutlaka gelip sana destek olmam gerektiğini söyledi. Sanırım konuştuğum kişi şu garip görünüşlü çocuk değildi, yani umarım." Luhan kendisi göstererek konuşan çocuğa diş bilemeye devam ederken yalancı gülümsemesini gösterdi. "Burada olsaydım gelmene gerek olmadığını severek iletirdim ufaklık! Gördüğün gibi sensizde keyfimiz yerinde." 

Luhan yüzünde yayılan gülümsemesiyle Jongin'e restini gösterdi. Jongin yanında sinirle dudaklarını dişleyen Baekhyun'a uzanıp alnına düşmüş saçlarını düzelti. "Ben yanında değilken eksik hissettiğini söylerdin her zaman. Bu sırrı sadece bana mı söylüyordun yoksa hyung?" cümlesinin sonunda piç sırıışıyla Luhan'a gol böyle atılır der gibi bakıyordu.

Luhan elinde olmadan oturduğu yerden kalkıp cümleyi Baek'in gözlerine bakarak tekrarladı. "O yanında değilken eksik mi hissediyorsun?" cümlesinin sonunda konuşması fısıltıya dönüşmüştü. Hayır aralarında bir şey yok, bundan emindi Luhan, yani az önce öyleydi en azından. Baekhyun'un gözlerine dikti bakışlarını yeniden. "Yok öyle bir şey, bu çocuk saçmalıyor" demesi için. Ama Bakhyun kıkırdayan çocuğun dudaklarını elleriyle hapsetmeye çalışırken ne düşünecekti Luhan. 

Oynamak için var olan süresi bir anda elinden alınıştı. Dudaklarını garip şekillere sokup ikilinin yanına gitti ve o muhteşem dudaklarla cilveleşen elleri kendi ellerine hapsetti. "Bu kadar yeter!" Baekhyun'un şaşkın bakışlarından sonra başını eğip kekeleyerek getirdi cümlenin devamını. "Sehunie nerede, gidip onunla takılsam daha iyi olacak galiba? Siz de konuşacaklarınızı daha rahat konuşursunuz hem!" 

Sorduğu soruya cevap almadan odadan çıktı Luhan. Attığı her adımda yeniden odaya dönüp o esmer çocuğun ağzını burnunu dağıtıp Baekhyun'a sarılmasını söyleyen kalbine söz geçirmeye çalışıyordu. Bir kaç tereddütlü adım attı. Sonunda kalbine yenik düşüp yeniden odaya geri döndü.

Ağzının bir karış açık kalmasına neden olan şey yatağın üstüne uzanmış bir Baekhyun ve üzerinde fotoğraflarını çeken Jongin'den başka bir şey değildi. Koşar adım gelip esmer çocuğu uzaklaştırdı sevdiği beyaz tenden. "Ne halt ettiğini sanıyorsun?" Gözleri yatakta uzanan Baek'e döndü. Öldürecekmiş gibi baktığı çocuğa bir hışımla sordu. "Peki ya sen? Etrafında dolaşan bu aptala neden göz yumuyorsun, hani beni istiyordun?"  

Baekhyun neler döndüğünü anlayıp kahkahalarını savurdu büyük bir neşeyle. "Haklıymışsın Jonginie, benim biricik aptal aşığım Lulu gerçekten kıskanıyormuş. Bir an cidden her şeyi yanlış anladığını, seni sonsuza kadar kaybettiğimi sandım aptal." Yanındaki kızaran çocuğu kendisine çekip öpmeye başladı Baekhyun.

İlk öpücüğünüz nasıldı sorusuna cevapları büyük ihtimalle saçma olurdu. Öpüşmekten çok dudaklarının birleşmesine engel olan gülücükler, tadını değiştiren gözyaşları ve öpüşürken nasıl görünüyor sorusunun cevabını merak eden kocaman açılmış gözler başka nasıl anlatılabilirdi zaten.

Sonunda cıvık cıvık bir ilişki başlangıcına tanıklık etmekten sıkılan Jongin çantasını yerden aldı. Odadan çıkmak üzereyken yeniden Baekhyun'a döndü. "Prenses bu çirkin adam olmadan güzelliğini ölümsüzleştirmeye devam edelim mi?" Hafifçe gülümseyerek başını eğen Baekhyun cevap verdi."Hmm, Yine aklımı okudunuz Prensim. Hadi, çıkalım hemen."

Baek yataktan kalkıp aşık olduğu adamı ve dudaklarını geride bıraktı. Luhan elinden tutup yeniden kendisine çekti çocuğu. "Az önce aşkımızı ilan edip  öpücüğümüzü paylaştık. Ve sen o ufaklığın seni alıp götürmesine izin veriyorsun. Hemde prenses diyerek? Prenses?" 

Baekhyun yatakta oturan çocuğun dudaklarına şirin bir öpücük kondurup Jongin'in yanına gitti.  Luhan söylenerek peşlerine takıldı ikilinin " Yaa! Baekie ona prensim mi dedin sen az önce? Hemen dur orada, kime diyorum ben?" 

Aynı zamanlarda Lobide~

Masada baygın, suratına tokatı yiyen Sehun sonunda kendine gelebilmişti. Başında az önce kendisini bu hale sokan Chanyeol vardı. "Ne oldu bana ?"  Soluk benizli Chan sonunda gülebildi. "Şey... Aslında seni arıyordum. Yakışıklı bir adamla oturduğunu gördüm. Sonra  yanına geldim işte. Şaka yapayım derken de olanlar oldu. " Bütün bunlardan bahsederken ki görüntüsüyle rahatlıkla Küresel kriz konulu bir konferansta sunum yapabilecek biri gibi görünüyordu. Oldukça sıkıcı ve durağan.    

Sehun eliyle anlatmasına gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da Chanyeol inatla hikayeyi abartarak sonuna kadar anlattı. Bu uzun arada neyseki Sehun kendisin gelmişti. Chanyeol ağzı kulaklarına varırken seslice güldü. "Dostum cidden çok şanslıyız. Bu akşam otelde büyük bir parti olacakmış. Belki bu akşam kalplerimize girecek şanslı kişiyi bulabiliriz, ne dersin?" Sehun kıkırdarken gözlerinin önünde beliren hayale gülümsedi. Belki de bu gece cidden Sindrella olabilcekti. Hadi gidip hazırlanalım Chanie diyerek ayaklandı.

Batmak üzere olan güneşin sıcacık ışığıyla defalarca Jongin'e poz verdi Baekhyun. En güzel gülümsemesini hafızasına kazımasına müsaade etti. Bir köşede sinirle durumu izleyen Luhan sonunda Jongin'in bir fotoğrafçı olduğu gerçeğini öğrenmişti. Baekhyun verdikleri kısa bir arada ayrıca Jongin ile çocukluk arkadaşı olduklarını, küçükken sahip olduğu uzun saçlar dolayısıyla prenses Baekie lakabınıda büyük bir gurur eşliğinde sunduğu cilvesiyle söyleyip aradan çıkarmıştı.

Luhan yeniden mutlu hissediyordu artık kendisini. Baekhyun için Jongin her zaman ufak bir erkek kardeşten öteye geçmeyecekti. Aptal Jongin'de zaten bu akşam Baek'in elleriyle başka birkalbe gönderilecekti. Düşünceleri kıkırdamasına neden oldu, sabırsızca hareketlenip poz veren adama gidip sarıldı. "Birlikte çok daha güzel pozlar verebiliriz bebeğim. " dedikten sonra Baekhyun'un alnına düşen bir tutam saçı öptü.

Baekhyun'un en kırmızı tonlardaki yüzünüde arşivlerdeki fotoğraflarına ekleyen Jongin sonunda çekimin bittiğini müjdeledi. "Akşam yemeğine kadar dinlenelim çocuklar. Bu akşam büyük bir parti olacak otelde. Sabaha kadar eğlenip tadını çıkarmak istiyorum" diye söylenerek önden yürüdü Baekhyun. Luhan peşinden koşarak sevdiği çocuğun elleriyle ellerini birleştirdi. Onlar gülüşerek giderken Jongin çantasına makineleri dolduruyordu. Akşamki eğlence fikri hoşuna gitmişti. 

Ak Kedi Kara Kedi (Sekai ✓ )Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt