16. Bölüm

483 31 13
                                    

"Artık korkmana gerek yok, her zaman yanında olacağım."

Merdivenlerde ki tırabzana tutunmak için elini uzattığında birisi elini tuttu. Çok sevilmediğini bildiği bu okulda kimsenin yardım için elini uzatmayacağını da biliyordu.  Korkuyla elindeki beyaz bastona tutundu " Kimsin? Benden ne istiyorsun? " Yüreğinde ki korku öyle büyüktü ki binlerce kuş aynı anda kanat çırpıyordu sanki içinde. 

Karşısında sevecen bir erkek sesini duyduğunda sesin sahibini hatırlamaya çalıştı. Öyle tanıdık ve öyle yabancı geliyordu ki bu ses, duraksamasına neden oldu. Karşısında ki sesin sahibi, ellerini tırabzana koyduğunda derin bir nefes alabilmişti sonunda küçük Lay. "Artık korkmana gerek yok, her zaman yanında olacağım." 

Merdivenlerden inerken hala bu sıcak sesin sahibi tarafından izlendiğini biliyordu Lay. Geldiği günden beri ilk kez huzur hissetmişti okulda. Son gününde hem de... Çıkış kapısına yaklaştığında "Lay, sonunda gelebildin" gür sesiyle babasının koridoru inletmesini duydu. Evet, yine etrafa korku salarak korumaya çalışıyordu küçük oğlunu.  Gülümseyerek babasının sesine doğru yürüdü. Elinde ki baston babasının ayağına değdiğinde durup babasının kendisine sarılmasına izin verdi. 

-Bugün babanın sarılmasını beklemek zorunda olduğun son gün yavrum. Koşarak boynuma atlayan sen olacaksın artık. Okulda ki işlemlerin hepsini bitirdim ben. Arkadaşlarınla vedalaştın mı?

-Bana bir dakika verebilir misin? Okulda kimseye veda etme gereği duymadığından öylesine rahat bir ayrılış olacaktı ki bu Lay için. Ama babasının sorusu merdivenlerdeki gizemli kişiyi aklına soktu yeniden. Kim olduğunu bile bilmediği bu kişiye veda etmeliydi. 

Babasına arkasını dönüp merdivenlere gitti hızla. Oğlunda ki bu isteğin ilk olduğunu bilen adam arkasından sevgiyle baktı çocuğuna. "Yanında ki adamına dönüp aracı kapıya yaklaştırın, geliyoruz" diyerek gözden kaybolmak üzere olan oğlunu izledi. 

Merdivenlerde bir kaç basamak çıktıktan sonra yine o sıcacık bakışları hisseden Lay başıyla karanlığa selam verdi. "Benim için yaptığın her şeye çok teşekkür ederim. Seni fark edemediğim için özür dilerim. Bugün hastaneye yatıp ameliyat olacağım. Döndüğümde belki yüzünü görebilirim. " Arkasından babasının sesini duyunca aceleyle boşalttı merdivenleri Lay. 

Babasıyla arabaya bindiğinde arkasından el sallayarak pencereden onu izliyordu Kris. 

Hastaneye yattığında yanında sadece babası vardı. Yıllar önce kazada kaybettiği gözlerine yeniden kavuşabilecekti. Babası bir an bile yalnız bırakmıyordu onu hasta yatağında. İçeri giren doktorlar ameliyat hazırlıklarının başladığını Kornea'nın tam zamanında bulunduğunu ve biraz daha geç kalındığında görme ihtimalinin azalacağından bahsederlerken babasının yüzündeki acıyı hiç  göremedi Lay.

Başarılı bir ameliyatın ardından yeniden gözlerine kavuştu. Göz kapaklarını ilk açtığında gördüğü o buğulu görüntüler, gerçek hayata o kadar ters görünüyordu ki. Karşısında yakışıklı doktorlar yerine ihtiyarlar heyetini gördüğünde ki hayal kırıklığı... "Umarım bütün hayatım bu kadar sıkıcı geçmez" sözleriyle teselli buldu. Oysa ne hayalleri vardı. Kaza yapmadan önce izlediği o dizide ki gibi etrafta yakışıklı onlarca doktor olacak o da gözlerinin açılmasına vesile olan o gamzeli yakışıklı doktora vurulacaktı.

Fakir ama gururlu genç olamasa da babasının şımarık oğlu olarak çok iyi durabilirdi hikâyede. Oysa şimdi hale bak. Gözlerinin açıldığı manzara  huzurevinden bir kare gibiydi.  Yeniden görmesine vesile olan tarihin tozlu raflarından gelen amcalara teşekkür etti. Oğlundaki yüz asıklığına anlam veremeyen babası sıkıca sarmaladığı evladına dayanamayıp sordu. "Acın mı var, ne oldu? Yoksa net göremiyor musun?"

Ak Kedi Kara Kedi (Sekai ✓ )Where stories live. Discover now