Oy ve kıymetli yorumlarınızı unutmayın olur mu?
🔥
2.BÖLÜM:
“Ruh Sancısı”
Derin kahverengi pijamalarının içinde yaklaşırken, elindeki tepside üç koca kadeh vardı. Birini yerde, minderlerinde üzerinde yatak Yasemin’e ikram etti. Bir köşesinde kıvrıldığım koltuğa oturdu ve tepsiyi aramıza bıraktı. Siyah saçları salaş bir topuzla tepesinde toplanmış, suratında gevşek bir ifade vardı. Keza pembe pijamalı Yasemin de birazdan uykuya dalacak kadar mayışık görünüyordu. Kadehlerinden birer yudum aldıklarında ben de kadehime uzandım ancak içkinin keskin kokusu bir anda durumumu aklıma getirdi. Kadehi tepsiye geri bırakırken, Derin’in soran bakışlarına gülümsedim.
“İçmesem daha iyi.” Karnımı okşadığımda, gülümsemem genişlemişti. “Malum…”
Birleşen bakışları benim bilmediğim sözsüz bir diyalog barındırıyordu. “Bir şey mi oldu?”
Derin de kadehini tepsiye bıraktı. Tepsiyi aramızdan aldıktan sonra bana biraz yaklaştı ve yüzünde zorlama bir tebessüme yer verdi. “Nasılsın?”
“İyiyim. Ya sen?”
Derin bir şeyleri savuşturmak ister gibi başını iki yana salladı. “Öyle değil. Gerçekten nasılsın, Hare? Gerçek anlamda.”
“Verdiğim cevabın tek bir anlamı vardı. Senin için yineleyeceğim. İyiyim, Derin. Gerçek anlamda.”
Yasemin miderlerin üzerinde oturur pozisyona geldi. “Bir şikayetin var mı? Ağrı, sızı ya da başka bir şey?”
Beni köşeye sıkıştırmak için önceden anlaştıklarına yemin edebilirdim. “Hayır.” dedim sabırla. “Hiçbir şikayetim yok. Her şey olması gibi ilerliyor.”
Her şey olması gerektiği gibi ilerliyor. Bu, şehre geldiğim günden beri ve geride bıraktığım hayatımdan sonra kurduğum en saçma cümle olabilirdi.
“Beni düşündüğünüzü biliyorum. Bunun için size minnettarım ama gerçekten iyiyim. Eğer aksi olursa, bunu sizinle paylaşırım. Emin olabilirsiniz.”
Yasemin’in değil ama inanıp inanmadığını kontrol etmek için Derin’in koyu kahve gözlerine uzunca baktım. “Şimdi siz anlatın. Sizinkilerle aranız nasıl?” Hızlıca çevirdiğim konunun ilk muhatabını seçmiştim. “Sen başla Yasemin. Yeni ilişkiler her zaman daha heyecanlı oluyordu, değil mi?”
Derin yeniden kadehini aldı ve ayaklarını koltukta toplayarak geriye yaslandı. “Dalga mı geçiyorsun? Aynı odadan bile kalmıyorlar.”
Yasemin’in gözleri büyüdü. Utandığını kaçırdığı bakışlarından anlayabiliyordum. Dünya da olsaydık bu durumda yanakları ve dudakları kızarırdı ama şimdi yüzü hep beyaz, dudakları ise mora çalıyordu. Yine de utandığını anlayabildiğim için memnundum.
“Hare’nin de dediği gibi… Henüz çok yeni. Birlikte kalmıyoruz.”
Derin aynı rahatlıkla sordu. “Bence henüz öpüşmediniz bile.”

YOU ARE READING
HİS 🔥 (Yeniden Yayınlanıyor)
FantasySiz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştünüz mü? Hare düştü.. Ruh onu parmak boğumlarına hapsetti, ve oraya sakladı.. 'Aklın almadığı, mantığın devredış...