HİS 4 BÖLÜM ~ 7

33.5K 1K 233
                                    

Burada yeniden sizler için yayınlanan hikayemiz oy ve yorum bırakmayı unutmayın olur mu?

🔥

Dönüş yolunda ne o, ne de ben hiç konuşmadık. Beni kendine çekti, başımı omzuna yasladı ve tüm yolu o şekilde arkamızda bıraktık. Arabadan benimle birlikte indiğinde gitmeyeceğini anlayarak içten içe sevindim. Ama bu sevincim eve girip de Ateş'in Alya'nın odasına yönelmesiyle tedirginliğe dönüştü. Tahmin ettiğim gibi kız kardeşiyle konuşacaktı. Buraya kadar hiç bir sorun yoktu ama Alya'nın ona anlatacaklarını düşündükçe bir şeyler içimi kemiriyordu. Kendini haklı çıkarmak için yalan söyleyeceğinden kuşkum yoktu. Sıkıntıyla avuçlarımı birbirine sürterek ayağa kalktığımda, Derin niyetimi anlayarak başını salladı. Hiç istemesem de, içimden bir ses bunu yapmam gerektiğini söylüyordu. Ateş'in bizi şuçlamayacağını biliyordum ama Alya'nın ona neler işlediğini anlamanın tek yolu, ne yazık ki kulak misafiri olmaktan geçiyordu!

Kararsız adımlarla Alya'nın odasına doğru yürüdüm. Kapı kapalıydı ama konuşma sesleri çok net olmamakla birlikte dışarı taşıyordu. Derin bir soluk verip başımı pervaza yasladığım an Alya'nın hıçkırıklarını duyumsadım.

"Bana neden kızdığını anlamıyorum. Hem dayak yedim hem de suçlanıyorum. Bana nasıl acımasızca vurduğunu anlatan olmadı değil mi sana? Şu halime bak, hala canım yanıyor."

Tam tahmin ettiğim gibi, aldığı zararı Ateş'in gözüne sokmaktan çekinmiyordu.

"Görüyorum Alya. Görüyorum ve bu durum hiç hoşuma gitmiyor."

"O zaman neden içeri gidip o kadına haddini bildirmek yerine buraya gelmiş beni sorguluyorsun?"

Ateş bir süre sessiz kaldıktan sonra sıkıntılı bir nefes verdi. "Seni sorguladığımı söylüyorsun ama bana hala bir cevap vermedim. Son kez soruyorum Alya, ne yaptın da Yasemin seni bu hale getirdi?"

Alya'nın hıçkırıkları sessizleşirken, adım gibi emindim ki şu an ne söyleyeceğini kuruyordu kafasında.

"Yalan bir şey söylemedim. Biliyorsun, biz Hakan ile evliydik. Ben yalnızca bunu hatırlattım. Çünkü beni zorladı, tahrik etti."

Ah! Alya... İçeri dalıp bunun koca bir yalan olduğunu söylememek için kendimi frenledim.

"Yine mi Hakan meselesi!"

Ateş'in bağırmasıyla olduğum yerde irkilirken, hıçkırık sesleri yeniden yükseldi.

"Evet yine Hakan meselesi! Onu hala ne kadar çok sevdiğimi senden saklamayacağım. Benimle dalga geçer gibi onu ve yanındaki yılanı gözüme sokmaya çalışıyorsunuz! Ne sanıyorsun? Yanında bir kadın var diye onu sevmekten vaz mı geçeceğim? Söylesene ağabey, Hare'nin yanında başka bir adamı görseydin sen vaz-"

"Kes sesini!"

Duyduğum hareketliliğin ardından Alya acıyla inledi.

"Ah, bırak kolumu canımı yakıyorsun?"

Yükselen adım sesleri öfkeyle yoğrulmuştu. "O halde sözlerine dikkat et. Bahsettiğin kadın yarın benim karım olacak. Öyle olmasa bile, adı dahi bir başkasınınkinin yanında anılamaz!"

"Bak, sen adının bile anılmasına tahammül edemezken ben nelere katlanıyorum. Nasıl acı çektiğim hakkında bir fikrin var mı? Söylesene ağabey, beni sevmeyi ne zaman bıraktın?"

Alya'nın sesi öylesine acı doluydu ki, kendimi onun için üzülmekten alıkoyamadım. Gerçekten Ateş'in onu sevmediğini mi düşünüyordu?

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Where stories live. Discover now