Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu?
Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştünüz mü?
Hare düştü..
Ruh onu parmak boğumlarına hapsetti, ve oraya sakladı..
'Aklın almadığı, mantığın devredış...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🔥
Vezinsiz zaman bizi avuçlarına alarak bir sonraki akşama taşıdığında, üzerimdeki zümrüt yeşili elbisenin aynadaki yansımasını izliyordum. Askısız elbise üç ayrı bölümden oluşuyordu. Kalp yakası drapeliydi. Göğüslerimi sıkıca kavrayan kupu göğüs çatalımı ustalıkla gizliyordu. Böyle olması kesinlikle hususi bir talimattı. Drapeli kısım yalnızca göğüs bölgesine özeldi zira kaburgalarımı saran kumaş safi tül, hareket ettikçe ışıldayan taşlarla bezeliydi.Kıvrımlarımı hem ortaya çıkarmış, hem de taşların hacmiyle kamufle etmişti. Göbeğimin hemen altında sona eren tül yerini salaş kesim, yere uzanan üfül üfül bir kumaşa bırakıyordu. İzledikçe Ateş'in ne kadar zevkli bir adam olduğunu düşündüm. Öte yandan ölçülerimi bu kadar iyi biliyor olması beni ihya etmişti. Derin'in sepet biçiminde ördüğü saçlarımdan çıkan birkaç ince tutam kulaklarımın üzerinden omuzlarıma dökülürken, makyajım hafif ve pudra tonlarındaydı.
Odamın kapısından geçip giden adım sesleri bana gitme zamanımızın geldiğini hatırlattı. Kendimde son kez göz gezdirdikten sonra odadan çıktım. Salona girdiğimde Alya dışında herkes oradaydı. Ağabeyim ve Sezgin koyu gri takım elbiselerinin içinde boy gösterirken, Derin ve Yasemin'den bir süre gözümü alamadım. Derin'in bedenini sıkı sıkıya saran siyah, uzun elbisesi cüretkar bir göğüs dekoltesine sahipti. Sezgin'in suratındaki hoşnutsuzluğun sebebi de tam olarak bundan kaynaklıydı. Derin beyaz suratına yalnızca koyu kahve bir ruj sürmüştü. Yanakları belki biraz ışıldıyordu ama gözlerinde kesinlikle bir sürme bile yoktu. Bakışlarım Yasemin'e kaydığında, onu ağabeyimin kolunda buldum. Üzerindeki elbise morun en güzel tonuna ev sahipliği yapıyordu. İstediğini gibi ne boyunda ne de yakasında en ufak bir açıklık yoktu. Elbisenin üst kısmı tamamıyla tülden oluşuyor ve içindeki mor askılarını zarifçe ortaya koyuyordu. O da tıpkı Derin gibi makyajında ağırlığı mor bir ruja vermişti. Her ikisinin saçları da gösterişsiz birer balerin topuzuydu ve bu fikrin Derin'den çıktığını anlayacak kadar iyi tanıyordum onu.
''Şu işe bak, bir sonraki elbise seçimimi kesinlikle Ateş'e bırakacağım.''
Derin'in sözlerine gülümseyerek onlara yaklaştım.''Beğendiniz mi?''
Yasemin gözlerini üzerimden ayırmadan,''Muhteşem!'' dedi. ''Tıpkı bir su perisine benziyorsun.''
Ağabeyim kıyafetime kısa bir bakış attıktan sonra, ''Çıkalım.'' diyerek kapıya yöneldi.
Bana tek kelime etmemiş olmasının verdiği kırgınlıkla Yasemin'e baktığımda burukça tebessüm etti. ''Üzülme, sana kızgın ya da kırgın değil. Sadece bu duruma alışmaya çalışıyor.''
''Pekala, hadi çıkalım biz de.''
Hep birlikte çıkmak üzereyken, Sezgin ani bir atılımla Derin'in koluna yapıştı ve dekoltesine öfkeli gözlerle baktı.
