16.Bölüm: "Mahvolmak"

12.7K 752 235
                                    

Benim multimedyaya koyduğum karakterleri canlandırmak zorunda değilsiniz. Benimde aklımdaki karakterlerin fiziksel özellikleri sürekli değişiyor o yüzden gördüğüm insanlarda aklıma kim gelirse onun adını yazıyorum. İstediğinizi düşünebilirsiniz çünkü sizin hayal dünyanız.

Multimedya; Gökalp
Bölüm şarkısı; Kodaline - High Hopes

"Yani sevgili olacağız?" Göz devirdim.
"Öyleymiş gibi davranacağız." Demirkan her zaman ki gibi sırıttı. "Benim evimdesin. Farkında mısın bilmiyorum ama kendi ayaklarınla bana geldin. Bence bir denemeliyiz?" şimdi kusacaktım.

Okul çıkışı Demirkan'ın yani Gökdeniz'in evine gelmiştim. Gökdeniz evde olmadığı için rahattım ama her an gelebilme tehlikesini göz ardı edemezdim. "Var mısın yok musun?" Elindeki sigarayı küllüğe koyarak çalışma masasına bakan yüzünü bana döndürdü.

"Varım ama Gökdeniz'in ne yapacağını kestiremiyorum." Elini havaya kaldırdı. "Ayrıca ben üç hafta sonra gidiyorum." dediğinde oturduğum yatakta kıpırdandım.
"Zaten ölene kadar rol yapmayacağız Demirkan." Demirkan o kadar çok Gökdeniz'e benziyordu ki ayırt etmekte zorlanıyordum.

"Yani diyorsun ki seni kullandıktan sonra istediğin yere gidebilirsin?" Kafamı salladım.
Taviz vermek yoktu. Yalan yoktu. "Aynen öyle." Gülerek gamzesini sergildi. "Kabul edildi. Ben mükemmel bir sevgiliyimdir." Kafasını duvara sürterek ateş çıkartmamak için kendimi zor tutuyordum.

Mavi nevresimli yatağın üzerindeki sigara paketini alarak içinden bir dal çektim.
"Ee napıyoruz?" Mırıldanmamla beraber elindeki kalemi döndürdü. "Ben resim çiziyorum sende oturup beni izliyorsun." Demirkan Gökdeniz'in aksine resimde oldukça yetenekliydi. Gökdeniz'in benim gibi müzikle uğraştığını biliyordum.

Sessiz kaldım.
"Tabi istersen bana şarkı da söyleyebilirsin." Bunu neden bildiğini sormayın çünkü bende ne ara anlattığımı bilmiyordum. "Nerden biliyorsun?" Parmaklarını kıtlatarak elindeki kalemi döndürdü.

"Çünkü dün beni Bomonti'ye götürdün ve bende senin şarkı söyleyişini izledim." Hatırlamıyordum çünkü dün deli gibi içmiştim. Ama bunu bilmesinin başka imkanı yoktu zaten.

"Öyle diyorsan!" Sigarasını söndürüp tek kaşını kaldırdı. "Bana meydan mı okuyorsun?" Gülerek bir sağa bir sola sallandım. Demirkan aynı zamanda çok iyi bir arkadaştı. "I ıh." Sandalyeden kalktığı gibi açılan kapıyla gülüşüm yüzümde soldu.

Gökdeniz ne ara gelmişti?
"Yan odada işim var. Ses çıkartırsanız kafanızı yerinden sökerim." Bir Gökdeniz'e bir arkasındaki esmer kıza baktım. "Bu kim?" Gözlerime bile bakmadan Demirkan'a son bir bakış fırlattı ve dışarı çıktı.

Tüm moralim yerle bir olmuştu.
"Bu neydi şimdi?" Omuz silkti. "Gökdeniz'in becerdiği kızlar top on." Somurttum. "Bana bundan bahsetmemiştin!" Kendimi atmayı düşündüm ve sonrasında vazgeçtim.

Çünkü Gökdeniz'lerin evi dublexti ve yere sadece 2 metre vardı.
"Evet doğru ya.. dikkatli ol çünkü ikizim her an birini becerebilir tabelası asmalıydım." Ha ha!
"Baya komik canım ya." Yataktan kalkarak tekrar oturduğu çalışma masasına yöneldim.

"Bakabilir miyim?" Kağıdı önüme doğru iteklediğinde çizdiği erkek resmine baktım. "Çok yakışıklıymış. Kim bu?" Parmaklarını saçlarından geçirdi. Dudaklarımı yaladım.

"Eski sevgilim. Hala it gibi peşinden koşuyorum amına koyim." Demirkan'ın ilk kez ettiği küfüre karşı gülmemek için kendimi tuttum. "Olum bence de koş bir zahmet." Dışardan gelen adım sesleriyle ikimiz de sustuğumuzda kapı açıldı.

Tutsak (GAY)Where stories live. Discover now