31.Bölüm (Kesit)

6.5K 384 174
                                    

Multimedya; Batıkan
Bölüm şarkısı; Camila Cabello - Havana ft. (Konuşma kısımlarını geçin)

"Hiç okula gitmemiş gibisin." Yanımda duyduğum sesle beraber oturduğum yerde sıçradım. "Yaklaşık bir hafta önce başka okuldaydım. Sence de böyle bir duruma göre hareketlerim normal değil mi?" Yanımdaki kız omuz silkerek gözlüğünü çıkarttı.

Camına nefesini üfleyerek kazağının ucuna sildiğinde hala ona bakmaya devam ediyordum. "O günkü nöbetçi kızım. Çıkaramadıysan?" Anladığımı belirterek kafamı salladım. Sonra da önüme döndüm.

Yemekhaneleri çok büyüktü ve bütün öğrencileri burada genelleyebiliyordunuz.
Herkesin ne tür bir insan olduğu az çok belli oluyordu. "Hep böyleler mi?" Gözlerini kısarak dediğimi anlamaya çalıştı.

"Öğrenciler diyorum." Kafasını salladı ve işaret parmağıyla bir yeri gösterdi. "Bunlar okulun voleybol takımı." Sonra diğerini. "Okulun kötü çocukları." Tekin'i içlerinde gördüğümde onu gösterdim. "Geçen gün uyardığın çocuk değil mi?" Evet anlamında kafasını salladı.
"Evet. Tekin okulun en iğrenç insanlarından biridir. İnsanların duygularını umursamaz. Sadece onlarla oynar." Gözünün önüne kara perdeler düşmüştü bir anda. Düşünceli halini boşverip dürttüm onu. Bilgi almak istiyordum.

"Başka?" Dudaklarını büzerek kaşlarını kaldırdı. "Hakkına çok bir şey bilinmiyor ama sanırım... biseksüelmiş." Bu iş daha da ilginç bir hal alıyordu. "Kısacası yavşak işte, kız erkek fark etmiyor onun için." Kaşlarımı çatarak savunmaya geçtim. "Saçma. Düşüncenin saçmalığının farkında mısın? biseksüellikte eşcinsellik gibi bir şey." Lütfen korktuğum şey olmasındı.
"Eşcinselleri de sevmiyorum." İçimden yemek tepsisini az öteye itip kızı omzularımdan sarsmak gelse de sadece sessizce oturmaya devam ettim. Nasıl olsa eşcinsel olduğum bu okulda da bir şekilde yayılırdı.

Zilin çalmasıyla beraber zaten yemek istemediğim tepsiyi alarak üzerindekileri çöpe attım. Kantinin çıkışına gelmemle bileğimden çekilmem bir olmuştu. Hızlı adımlarla çekelenirken kızgınlıkla sesimi yükselttim.
"Dursana!" Tekin hızını alamayarak beni yangın merdivenlerinin oradaki kapıya fırlattığında yüzümü buruşturdum.

Metal kapının kolu tam boşluğuma denk geldiğinden nefesim kesilmişti. "Benim hakkımda konuşarak ne bok yediğini zannediyorsun?" Ellerini üzerimden ittirerek bağırdım. "Beni rahat bırak! Duydun mu?" Göğsünden itekledim. "Ben senin ezebileceğin ezik insanlardan değilim. Bir daha aynısını yaparsan ciddiyim seni öldürürüm!" (Ya he amk) önce garip sesler çıkartıp ardından da derin bir kahkaha patlatmıştı. "Ezik?" Gülmeye devam ettiğinde elimi hızla demir kapıya vurdum. Ardından omuz atarak geçtim yanından. Ya da ben geçtiğimi zannediyordum.

Yüzüme yediğim yumrukla yere düştüm. "Ah!" Burnumu tutarak kafamı düz zemine yasladım.
Burnum o kadar acıyordu ki sanki upuzun bir pipeti beynime kadar sokmuşlar gibi hissediyordum. "Ağzına sıçarım." Dişlerini gıcırdattı. "Bu sefer gerçekten öldürürüm seni." Repliğimi çalmıştı!
"Böyle boktan bir hayata sahip olacağıma öldürsene beni hadi!" sabit durdum.
"Onun yerine seni öpsem. Nasıl olur?"

Nefes nefese uyanarak çalan alarmı kapattım.
"Bu neydi şimdi lan?" Elimi saçlarımdan geçirerek yutkundum. Bu sefer alarmını kapattığım telefon çalmaya başladığında gördüğüm gizli numara yazısıyla kaşlarımı çattım. "Alo?" şiddetli bir öksürük sesinden sonra kulağımda Gökdeniz'in sesi yankılandı.
"Seni çok özledim."

Gökdeniz'le ilk iletişimleri!
Bu arada bölümün son yerine kadar rüyaydı biliyorsunuz açıklamama gerek olduğunu düşündüm.
Bir soru sormak istiyorum.
Batıkan - Gökdeniz mi?
Batıkan - Tekin mi?

Tutsak (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin