Terapi

230 18 1
                                    

Aradan koca bir üç gün geçmişti. Ailemin okumasının son günüydü.

Herkes gitmek için ayaklandı. Bende zorlukla oturduğum yerden kalktım. İnsanlar son kez bana baş sağlığı dilerken hiçbir şekilde tepki vermeden sadece boş boş sıfatlarına bakıyordum.

Son kişi de kapıdan çıkıp gittiğinde kendimi koltuğa bırakıp başımdaki iğrenç şalı çıkarıp yere fırlattım. Volkan, karşımdaki tekli koltukta oturmuş bir şekilde beni izliyordu.

Gülçin içeri girdiğinde bakışlarını benden çekip Gülçin'e çevirdi. Gülçin ile ikisi kısa bir süre göz göze kaldılar.

Burcu'nun sesi duyuldu. "Kahve içmek isteyenler el kaldırsın!"

Kendimi koltuktan aşağı yuvarlamadan önce zorlukla kalktım. "Herkese iyi geceler."

Gülçin "Nereye? Kahve içecektik?" Diyerek önümü kesti.

"İçmek istemiyorum ben-" diyecek oldum ki Burcu sözümü kesip içeri daldı.

"Evet o kahve içmeyecek çünkü ben ona en sevdiği şeyi yaptım. Pastırmalı paçanga böreği!"

Elim karnıma giderken "Ben tokum." Dedim.

"Tok musun? Eslem, beni çıldırtma. Dört gündür toplasan 1000 kalori yemedin! Çok canımı sıkıyorsun bak!"

"Gerçekten tokum. Çok uykum var, iyi geceler."

İlk önce Gülçin'in, daha sonra Burcu'nun yanından geçip salondan çıkarken arkamdan Volkan'ın "İyi geceler." Diye mırıldandığını duydum.

***

Üç gün sonra, sabah Burcu tarafından yarım yamalak yakaladığım uykum piç edildi.

Beni apar topar kaldırıp duşa soktu ve bir an önce yıkanmamı söyledi. Zorla da olsa onun dediğini yaptım. Banyodan çıkıp beni yeniden odama soktu ve üstüme iç çamaşırları fırlattı.

"Çok zaman yok Eslem, giyin bir an önce!"

"Nereye gidiyorum?"

"Gidiyoruz işte bir yere."

İç çamaşırlarımı giydim. Burcu bu sırada lacivert, ince kumaş beyaz çiçekli bir elbiseyi bana gösterdi.

"Nasıl?"

"Onu giyecek havada değilim." Dedim düz bir sesle. "Pantolon versene."

Burcu gözlerini devirdi.

Onu itip dolabın önüne geçtim ve siyah bir kot çıkarıp giydim. Üstüme de lacivert, kolları dirseklerime gelen ince bir gömlek giyip düğmelerini ilikledim.

Burcu'nun üstünde mini bir etek ve beyaz bir gömlek vardı. Gömleğin eteklerini, eteğin içine sokmuştu. Plaza kadını gibi gözüküyordu.

Sanki ben o idim, o da bendi.

Yaklaşık on dakika sonra kendimi Burcu'nun arabasının ön koltuğunda buldum. Kemerimi zorla bana taktırdı.

"Nereye gidiyoruz Burcu?"

"Yaşam koçu, psikolog ve aynı zamanda çok da yakışıklı bir doktora."

Gözlerimi devirdim. "Gitmemize gerek yok. Ben iyiyim."

"Psikologa sadece kötüler gitmez. Hatta en çok iyiler gider."

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin