18//Seyirlik değil ömürlük.

4.3K 135 24
                                    

NOT: KAPAK HAZIRLAYABİLECEK BİRİ ULAŞIRSA SEVİNİRİM ★

Uzun bir bölümle karşınızdayım, bu moralle bu gündemde ne kadar olunur bilemem amaa iyi okumalar;

-Mira'dan-
^^Cem Adrian-Bana Ne Yaptın dinleyerek yazdım mümkünse dinleyerek okuyun^^

Etimden et koparılıyormuş gibi hissettiren bir acıyla sarsılarak ağlarken, her göz yaşımda biraz daha dibe battığım zihnime kazınmıştı. Bundan sonrası var mıydı?

Yoktu.

Bundan sonrası karanlıktı.

Dipsiz bir kuyuya düşmüştüm, ve ne tırmanacak duvarım ne de bana uzatılan bir ip vardı yukarı çıkmam için. Dünya tersine dönmüş, her şey başıma yıkılmış gibi hissediyordum. Nasıl? Nasıl yapabilmişti. Ara sokakların birinde olmamı umursamayarak, omzuma binmiş bu ağır yükü taşıyamadığımdan dolayı omuzlarımı düşürüp kaldırıma çöktüm ve başımı ellerimin arasına alıp içimde patlayan volkanı yatıştırmaya çalıştım. Gökyüzünden düşen sert ve ağır bir cisimmiş gibi hissettiren hafif yağmur damlaları gözyaşlarımdan hızlı zemine ulaşırken ne akan makyajımı umursuyordum, ne de başka bir şeyi. Beynim zehirli okların ucundaki o kelimeleri tekrar tekrar kalbime batırırken olduğum yerde kasıldığımı hissetmiştim.

Lanet olsun! Başka biri var evet!

Başka biri var. Başka biri var. Başka biri var.

Hızla ayağa kalkıp yürümeye başladığımda yandaki kapalı dükkanın vitrinine yansıyan sokak lambasının ışığı sayesinde camda yansımamı gördüm. Durup uzunca bir süre kendimi süzdükten sonra elimle akan makyajımı sildim ve saçlarımı düzelttim.

Hayır, ağlamayacaktım, ağlamamı gerektiren bir durum yoktu.

Evet, ağlayacaktım, dünyam elimden kayıp gitmişti, sahip olduğum tek şeyi yitirmiştim! Ağlanacak bir durumdan fazlası vardı!

Kendime acımamla gelen gözyaşlarımı bastırmayı bırakıp daha şiddetli ağlamaya başladım. Geldiğim yoldan geri yürüyerek yüzüme vuran rüzgarla biraz daha kendime geldim. Gücümü toplarken kendime sinirden ağladığımı hatırlattım, Emre beni aldattığı için sinirlenmiş olduğumu ve bu nedenle sinirden ağladığımı hatırlattım. Apartmanın kapısını kalbimdeki zehir parmaklarıma akmış gibi bir güçle ittikten sonra hızla en üst kata çıktım. Kapıyı kıracak gibi yumruklarken mantıklı ve güçlü yanım bana destek oluyordu. Kalbimle hareket eden yanımsa içeride o kızın olup olmadığını düşünerek dehşetle beni izliyordu.

"Alacaklı mısın be! Yavaş!" Emre'nin güzel sesi ve vurgulu kelimeleri duvarların arkasından kulağıma boğuk bir şekilde ulaşırken istem dışı gülümsemiştim. Bu çocuğu kaybedemezdim. Hayatımdaki en güzel şeyi, en değerli şeyi, sahip olduğum tek şeyi kaybedemezdim.

Artan gözyaşlarıma küfür savurarak başarısız olduğum durdurma girişimlerine devam ettiğim sırada, önce anahtar sesi, ardından kapının açılma sesini duymuştum. Gözlerini gözlerime diktiğinde hıçkırarak ağlamaya başlamıştım ve dizlerimin bağının çözüldüğünü hissederek kendimi soğuk, mermer apartman zemininin üzerinde buldum. "Emre," diye inledim gözyaşlarım ve hıçkırıklarımın arasından. "Emre." yinelediğimde gözlerinde donmuş olduğunu farkettiğim bir ifade gördüm. Şefkat? Aşk? Sevgi? Acıma?

"Emre!" ses tonum yavaş yavaş yükselirken kendimi tutamıyordum. Ağlarsam düzelmeyecekti, elbette, biliyordum. Ama rahatlayacakmışım gibi hissediyordum. Yavaşça yanıma çöktü ve kollarımdan sıkıca tutarak eve doğru sürüklemeye başladı. İtiraz edemiyordum, buna gücüm yoktu. Ah, yalan! İtiraz etmiyordum çünkü yanına olup kokusunu içime çekmeyi, dudaklarını dudaklarımda hissetmeyi deli gibi istiyordum.

Popüler Beşli || Düzenleniyor.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin