20//Vazogülün suçu ne?

3.8K 114 9
                                    

Multimedia: Britney Spears-Criminal ve yeni kapağımız.

Bölüm @maviiniintonuuKB için ♥ Yorumlarını okumayı çok isterim, oylar için teşekkürler ♡♥

+10K okuma, +400 vote, +200 yorum için herkese teşekkür ederim! 

Lütfen yorum yapın, yorumlarınızın çok değerli olduğunu biliyorsunuz. :)

İyi okumalar;

"Efe," dedim dürterek. "Uyan, aşağıdan sesler geliyor." Sizce uyandı mı? Tabii ki hayır. Öküz bünyesi var çocukta. Uyanır mı hiç? Omuzlarından tutarak güçlüce sarstım ve "Ya uyuyacağım, gitmeyeceğim okula zaten ben. Gidemeyeceğim. Karnım çok ağrıyor ya. Valla. Dersler de gereksiz beden falan var. Yarın söz giderim." diyerek kafasını yastığa gömdü. Bense kahkaha atarak yastığı suratına indirdim.

"Söz okula falan götürmeyeceğim," dedim uykulu, masum sesini taklit ederek. "Hadi yavrum, kalk artık." Mırıldanarak kafasını biraz daha yastığa bastırdığında eğilip yanağını ısırdım. Sıçramasıyla daha yüksek bir perdeden kahkaha atarken "Delisin sen." diye homurdandı.

"Deliyim," diye onayladım. "Delirdim çünkü aşağıdan sesler geliyor." cümlemi tamamlamamla yere düşen vazo sesini duydum. Allah aşkına bir şey soracağım. Bizim evdeki vazoların suçu ne ya? Yazık ne zaman olay olsa, pat, yerdeler. Acıyorum valla. Biraz şansı olan dünyaya bizim evin vazosu olarak gelmez. Vazogülün suçu ne?

"Sen gelme," dedi evin reisi modunda yataktan çıkarken. Arkasından hee çok bok biliyon bakışımı atarak açtığı kapıdan bende çıktım. Merdivenleri yavaşça inerken salona yaklaştıkça sesler netleşti.

"Allah kahretsin ne istiyorsun benden?" bu Mira'ydı.

"Sessiz ol," bu da Emre.

Merdivenler bittiğinde kapıya yaklaşıp "Çok geç," dedim. "Uyandık bile. Neler oluyor?" Aynı anda bana döndüler, ardından tekrar birbirlerine. Hadi ama, ayrıldıklarını anlamadığımı mı sanıyorlardı? 

Emre "Hiçbir şey." dedi ve arkasındaki üçlü koltuğa oturdu. "Bir çok şey!" Mira'nın bağrışıyla irkildim ve ondan kat kat sessiz bir tonda konuştum: "Sakin ol ve bağırma lütfen. Evren uyanacak."

"Uyansın!" dedi aynı ses tonuyla. "Uyansın çünkü ben uyuyamıyorum tamam mı? Allah kahretsin ne yaptımda beni sensizlikle cezalandırıyorsun!"

"Mira!" diye bağırdım. "Biraz sakin olur musun? Lütfen!" Aralarında ne geçtiğini bilmiyordum, niye ayrıldıklarını, Emre'nin ne yaptığını bilmiyordum. Sadece görüyordum, ikisininde içinde oluşmuş o gittikçe büyüyen boşluk hissini görüyordum.

Mira ellerini saçlarının arasından geçirdi ve arkaya doğru saçlarını atarken anlayamadığımız bir anda yere düştü. Neye uğradığımızı şaşırmış onu izlerken kemiklerinin zeminde bıraktığı tok sesle kendimize geldik. Emre apar topar yanına koşarken bense olayları başka bir boyuttan izliyormuşum gibi hissediyordum. Sanki bir film gözümün önünde akıyordu ve bende hayalet gibi filmin içinde amaçsızca ilerliyor muşum gibi.

"Kolonya!" Emre'nin sesiyle kendime geldim ve hala başka bir boyuttaymışım gibi hissederek mutfağa, buzdolabına gittim ve kapaktaki kolonyayı alıp en hızlı şekilde salona, Emre'ye götürdüm. "Neler oluyor?" diye sordum.

Beni umursamadan kolonyayı ellerine bocaladı ve Mira'ya koklattı, birkaç kez tokatladı ve ardından yine koklattı. Bir yandan da "Mira, uyan, hadi Mira." diye sayıklayıp duruyordu. Mira'nın badem gözleri yavaşça aralanırken birer oh çektik ve uyku sersemliğiyle hareket etmeye çalışan Mira'ya odaklandık. Emre'nin kucağında olduğunu idrak ettiğinde kımıldanarak kalkmaya çalıştı ama mor gözaltlarından anladığımız ve bahsettiği gibi uyuyamadığı, doğru düzgün yemek yemediği için güçsüzdü ve bayılma olayı bünyesini sarsmıştı. Kımıldanmalarından sonuç alamayınca kollarını aşağıya doğru ruhsuz bir şekilde bıraktı ve gözlerini yumup seslice yutkundu. "İyi misin?" diye sordum gözlerini açmadan hemen önce.

Popüler Beşli || Düzenleniyor.Donde viven las historias. Descúbrelo ahora