10- Oyunbozan

1.8K 127 672
                                    

Merhaba!

Çok beklediniz, biliyorum. Beklediğinize değecek mi, inanın hiç bilmiyorum çünkü bu satırları yazarken beynim tamamen uyuşmuş durumda ama sonunda bölüm geldi!

Umarım beğenirsiniz, Selen ve Murat'la birlikte hepimiz çok acı çektik biliyorum. Bana kızdığınızı da biliyorum ama umarım bana güvenmişsinizdir. :) İyi okumalar, güzel oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin!

Multimedya'da canım Seval'imin önceki bölüm için yaptığı harika kolaj var. ❤ handelikli_

Bölüm şarkısı, bölüme "cuk" oturduğunu düşündüğüm Mor ve Ötesi - Oyunbozan.

**

"Bir, iki, üç, dört..."

"Yavaş say biraz!"

Murat, mahalleye yeni gelmişti. Ona gelir gelmez sinir olmuştum sebepsizce ancak mecburen oyunlarımıza alıyorduk. Ben hariç herkes ona bayılıyordu esasen, bir ben uzak duruyordum. Isınamamıştım, belki bütün ilginin onun üzerinde toplanması rahatsız etmişti.

Saklambaçta ebe olduğu zaman aynı şu anki gibi hızlı sayıyordu, bu duruma sinir oluyordum. Bağırarak onu uyardığımda oflayıp bir iki saniye bekledikten sonra baştan daha yavaş saymaya başladı.

Saklambaç en sevdiğim oyundu, aslında pek çok oyun için bunu söylüyordum ancak saklambaç kadar zevk almıyordum hiçbirinde. Başkaları gibi "nereye saklanacağım?" heyecanı falan yaşadığımdan değil. Saklandığım yer hep belliydi: şu an Murat'ın gözlerini kapatıp yaslandığı ağacın arkası. Ve çok zeki arkadaşlarım, beni yine de sobeleyemiyorlardı. Çok çeviktim çünkü, onlar çekildiği an bile onlardan hızlı koşup sobelediğim olmuştu. Murat'ın yüzünün alacağı ifadeyi görmek için sabırsızlanıyordum.

Yine kalbim küt küt atarken arkamı dönüp ağaca yaslandım. Gözlerimi kapatıp dudaklarımı oynatarak onunla birlikte saymaya devam ettim.

"Doksan sekiz, doksan dokuz, yüz!" diye bağırıp geri çekildiğinde tetikte beklemeye başladım. Ağacın etrafında dolanmak üzere hamle yaptığında ne tarafta olduğunu kestirip hemen yana kayarak tekrar gizlendim. Bir adım kalmıştı ağacın sayı saydığı yüzüne ulaşıp sobelememe. Heyecanla beklerken tam hamle yapacaktım ki, ağacın diğer tarafından hızla karşıma çıkıp ödümü kopardı.

Göğsü neredeyse göğsüme çarpmıştı, memnuniyetle gülümserken hafifçe eğilip fısıldadı. "Buldum seni."

Gözlerimi kısıp dudaklarımı büzdüm ve geri çekildim. Kollarımı önümde birleştirdiğimde gülümsemesi genişleyip ukala bir hâl aldı.

"Kendini çok zeki sanıyorsun değil mi?" dediğinde kafamı hızla ona çevirdim.

"Evet, sanıyorum. Sana mı soracağım, 'Murat, ben zeki miyim?' diye?"

Güldü ve omuz silkti. Beni deli ederken eğleniyor olması sinirimi bozmuştu.

"Hadi, bulalım diğerlerini." diyerek ellerimi yanımda sallaya sallaya önden yürümeye başladığımda omuzlarımdan tutup beni durdurdu.

"Ebe olan benim Selen. Bu el kaybettin işte oyunda yoksun." dediğinde hızla ona döndüm ve parmağımı göğsüne doğrulttum.

"Oyundayım." dedim tıslar gibi bir sesle her heceye vurgu yaparak.

Kaşlarını kaldırdı ve yüzünü bana yaklaştırdı.

"Oyunbozanlık yapma." dediğinde kıpkırmızı haliyle sinirimi bozan burnunu sıktım.

Kelebek AnlaşmasıWhere stories live. Discover now