3. Bölüm - Çatı

12.2K 566 16
                                    

Yalnız kız.

Asmin beni aynen böyle tarif ediyordu. Haklıydı. Ben çok küçükken etrafıma bir set kurmuştum. Kimsenin yaklaşmasına izin vermemiştim, kalbim taşlaşmıştı belki de. Duvarlarım her saniye de daha da kalınlaşıyordu. İnsanlar bana asla ulaşamayacaktı, gerçek bana. Kimse asla nasıl hissettiğimi anlayamayacaktı.

Şimdiye kadar duvarlarımdan sızabilen biri çıkmamıştı karşıma. Ne babam, ne Ece. Hiç kimse. Onlar bana bakmak ya da dinlemek istemiyordu. Sadece görüyor ve duyuyorlardı. Bu yeterli değildi ki!

Bir haftadır sessizce okuluma devam ediyor, Asmin’i görmezden geliyor, sınıfta dokunulmaz kızı oynuyordum.

Bundan şikâyetçi olan da yoktu. Öğretmen ilk gün müzik dinleyen hocaydı. Kısaca sonunda(!) hayatım rutinliğe oturmuştu. Aynı zamanda havalar da git gide soğuyordu.

Okula doğru yürürken ellerimi ovuşturdum. Soğuk beni o kadar da etkilemiyordu. Asıl fırtına içimdeydi, kalbimde. Sanırım bu yüzden en çok kış ayını seviyordum.

‘‘Günaydın. Yine cevap vermeyeceksin biliyorum. Sadece seninle konuşmaya çalıştığım için beni aşağılama yeter. İmge, ben bir gün seninle gerçekten konuşabileceğime inanıyorum. Bugün sınıftakileri anlatmaya devam edecektim değil mi? Yalçın’dan devam ediyorum. İlk geldiğin gün sana dayılanan endişe bozukluğu olan oğlan.’’

Okulun içindeki banklardan birine yerleştim ve hep yaptığımı yapıp gözlerimi yere diktim. ‘‘O… Bu okula ilk geldiğinde delirmiş gibiydi. Sürekli birilerine vuruyor, kavgalara karışıyordu. Öyle agresifti ki kimse yanına yaklaşamıyordu. Onu karanlıktan kurtaran Olcay oldu. Çekti çıkardı bütün pisliklerden tek tek. Olcay olmasaydı belki de Yalçın kendi pisliğinde boğulmuştu çoktan.’’

Anlattığı şeyler gerçekten ilgimi çekmişti. Yine de dönüp ‘Sonra?’ diye soramazdım, bu yenilgi olurdu.

‘‘Yalçın’ın sorunu çok küçük yaşta yaşadığı travma yüzündenmiş. Çok sarsılmış-’’

‘‘İnsanlara gereksiz şeyler anlatıp beni sinirlendirmeye mi çalışıyorsun Asmin?’’

Yalçın’ın buz gibi sesi Asmin’in kurmaya çalıştığı cümleyi yarıda keserken gerildim. Onun hakkında fazladan bir şey bilmek istemiyordum, bu gereksizdi. ‘‘Ben… Anlatmayacaktım! Gerçekten!’’ Asmin’in yüzünün rengi kül rengine dönüyordu yavaşça. O kadar korkunç olamazdı canım.

Olabilir miydi?

‘‘Her neyse. Sonuçta beni ilgilendirmiyor.’’ dedim ayağa kalkarken. ‘‘Bana acımayacaksan ben anlatabilirim. İnsanların saçma dedikoduları sinirlerimi bozuyor.’’ dedi.

‘‘Senin hakkında bir şeyler öğrenmek istediğimi düşünüyorsan; aptalsın.’’

Aniden Olcay olaya dalıp Yalçın’ın kapşonunu başına geçirdi. ‘‘Ne yapıyorsunuz?’’  Sesi kulaklarımı tırmalamıştı, öyle canlı ve akıcı konuşuyordu ki.

‘‘Sabahın köründe bu enerjiyi nasıl buldun Allah aşkına?!’’ diyerek onları azarladıktan sonra adımlarımı hızlandırdım. Çantamı düzelttikten sonra hafif gölge ve yalnızlığı bulabileceğim bir alana bakmaya çalıştım. Fakat Asmin’in beni yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Anında adımlarımızı eşitledi.

‘‘Of! Ölüyorum sandım. O ses tonuyla konuştuğunda Yalçın çok korkunç!’’

Arkamız da onların neşeyle bir şeylerden bahsettiklerini duyabiliyordum. ‘‘Neden seninle konuşmak için uğraştığımı merak ettin mi hiç? Etmişsindir tabi. Taş değilsin sonuçta. Yani güzel kızsın, yanlış anlama. Taş derken hissizlikten bahsediyorum. Neyse dediğim gibi nedeni var. Birine çok benziyorsun, eski bir arkadaşıma.’’

Aşka Dokunuş ღWhere stories live. Discover now