●Dört●

2.9K 283 33
                                    




Sorgu Odasından 33 Gün Sonra

NYC

23.32

Lexi, elinde ki plastik kahve bardağını avuçlarının içinde daha sıkı tutarak etrafına baktı. Kahve içmeyi genelde sevmezdi ama son bir aydır gördüğü rüyalardan dolayı uyumamaya çalışıyordu. Her uyuduğunda kendini o sorgu odasında, Steve Rogers'ın önünde otururken görüyordu. Ve çoğu zaman, Steve onu gözünü bile kırpmadan vuruyordu. Neden sürekli böyle rüyalar gördüğünü, neden Steve Rogers'ı o an öldüremediğini anlayamıyordu.

Lexi'nin düşüncelerini kesen şey, kafeye aynı anda giren siyah giyinimli adamlar olmuştu. Üzerine doğru yağan mermilerle birlikte, önünde duran uzun tezgahın arkasına doğru atladı.

Belindeki silahını çıkardı ve mutfak kapısını kontrol etti. Ayağa kalkıp diğer taraftaki adamlara ateş etmeye başlayan Lexi, 7 adamı vurduktan sonra tahta kapıdan geçerek arka tarafa girdi. Dolapların aralarından geçip demir bir kapıya ulaştığında kendini dışarıya attı.

Etrafını kontrol etti ve sağ tarafa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Yolun sonuna doğru yaklaşmışken, siyah plakasız bir araba sokağın başında durdu. Elindeki silahı daha sert kavrarken adımlarını kesti ve geriye doğru yürümeye başladı. Arkasını dönüp koşmaya başlayan Lexi, duyduğu silah sesleriyle vurulsa bile hissetmeyeceğini düşünüyordu.

Sokağın sonuna geldiğinde aniden biri tarafından kolundan tutuldu ve apartmanın merdivenlerine doğru çekildi. Silahını cüsseli adamın karnına doğru tuttuğunda kafasını hızla kaldırdı ve o tanıdık mavi gözleri gördüğünde dudakları şaşkınlıkla aralandı.

''Merhaba Lexi, beni özledin mi?'' diye sordu Steve Rogers.

10 Yıl Önce

31 Aralık 2006

21.39 - Gizli Üs

Lexi, terleyen ellerini siyah pantalonuna sildi. Kan yemini töreni günü gelmişti. Az sonra ismi okunacak ve oraya çıkacaktı. İsmi, yetkili adamın dudaklarının arasından yüksek sesle çıktığında nefesinin kesildiğini hissetti. Birkaç saniyeliğine kıpırdayamadı. İsmi tekrar okunduğunda ayağa kalktı ve oraya doğru yürüdü. Adama doğru sol elini uzattı. Siyah renginde ki keskin bıçak, avucunda kayıp giderken beyaz kağıdın üstüne doğru kan damlaları döküldü. HYDRA'nın işaretinin olduğu damga, kanın üstüne basıldı. Adam, beklentiyle Lexi'ye doğru döndüğünde kız yutkundu ve bakışlarını Bay Anderson'a doğru çevirdi. Sesinin titrememesi için Tanrı'ya yalvardı ve;

''Yaşa HYDRA!'' dedi yüksek sesle. Bay Anderson memnuniyle gülümserken büyük salonda ki herkesin ağzından sadece iki kelime çıktı;

''Yaşa HYDRA!''

  ●●●

Killer «» ◎Sorgu Odası◎ Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin