ÖPÜCÜK

25.4K 930 25
                                    


"Bana bak Azad. Bir kaşık daha diyorum sana."

"Zehra yeter artık. İstemiyorum."

"Bak bu son bir daha vermeyeceğim."

"Bundan önceki kaşıkta da aynısı söyledin Zehra."

 
Haklıydı. Ne yapayım ama o da içmiyordu. Hastaneden çıkalı iki hafta olmuştu. Doktor iyice dinlenmesini ve toparlanmasını söylemişti. Ama bizim Azad Ağamız bir kase çorba bile içmiyordu.

"İçmen gerek ama Azad ilaçlarını vereceğim."

"Doydum Zehra."

Bıkkınlıkla elimdeki kaşığı tepsiye bıraktım. Doymadığını biliyordum. Daha kase yarıya bile inmemişti. Elimi yanağına koyarak başımı eğdim.

"Son bir kaşık daha. Benim için."

"Bu son Zehra."

"Tamam." diyerek kafamı salladım. Ama son muydu.? Tabiki hayır.. Bir an önce iyileşmesini istiyordum. Ve biraz oyun oynayabilirdim.

....

Azad koltuktan yavaşça doğrulduğunda elimi beline koyarak yardım ettim. Ama gerçekten çok ağırdı. Bir an taşıyamayacağımı düşündüm. Öyle de olmuştu. Azad koltukta geriye doğru düşerken bende üzerine düşmüştüm.

"Ahh.!"

"Azad Özür dilerim. Canını yaktım dimi.? Neresi neresi.?"

Üstünden kalkmaya çalışsam da güçlü kolları buna izin vermiyordu. Suratın daki gülüş değiştiğinde niyetini anlamıştım. Dudakları dudaklarımı örterken yumuşak hareketleriyle beni mest ediyordu. Nefes alışverişlerim hızlanmıştı. Zorlukla kendimi ondan çektim.

"Henüz iyi değilsin Azad. Canını yakmak istemiyorum. "

Aklım az önceki sahneyi canlandırıyordu sürekli. İlk defa onu böylesine arzuluyordum.

"Acı senden gelecekse razıyım."

Utançla yanaklarım kızardı. Evet onu öpmeyi bende istiyordum. Ama henüz iyi değildi. Ve ben onun canı yansın istemiyordum. Azad benden cevap alamayınca kolumdan çekerek yanına oturttu.

"Seni çok seviyorum Zehra."

"Beni önemsemeni, düşünmeni, seni kızdırdığımda sinirlenmeni, utandığında kızarmanı çok seviyorum. Tüm benliğinle benim olmanı seviyorum."

"Ve ben senin de beni istemeni istiyorum."

Ah sanırım şu an burada kalp krizi geçireceğim. Bu adam neler söylüyordu böyle. ?

"İstiyorum." diyebildim sadece. Sonrası özel. Karı kocanın arasına girmeyin canım sizde. Ne meraklısınız.

.....

Sabah uyandığımda Azad'ın kolları arasındaydım. Biraz yerimde kıpırdandım. Ama ondan kurtulmak hiç kolay değildi. Yavaşça gözlerini araladığında onunda uyandığını anladım.

"Günaydın."

"Günaydın güzelim."

Saçlarımı öptü. Ve gülümsedi. İşte şimdi gün aymıştı.

"Kahvaltıya kadar biraz daha uyu istersen. Hazır olunca seni çağırırım."

"Kahvaltıyı dışarıda yapalım. Hem seninle konuşmak istediğim şeyler var."

"Ne hakkında.?"

"Kahvaltı da konuşuruz. Hadi hazırlananlım."

Merak etmiştim. Ama kahvaltıya kadar bekleyebilirdim. İçimden bir ses önemli olduğunu söylüyordu.

Kısa bir duş alıp üzerimi giyindim. Ben telefonda Azize ile konuşurken Azad da duşa girmişti.

"Ablacım ne yapıyorsun.? Nasılsın. ? Enistem nasıl oldu.?"

"İkimizde iyiyiz canım. Sen ne yapıyorsun asıl.?"

Bir kaç gündür görüşemiyorduk. Ve onu çok özlemiştim.

"Ne olsun ablacım işte ev işleri falan uğraşıyoruz."

"Onu sormuyorum Azize."

Fırat'ı kastettiğimi çok iyi biliyordu.

"İyi yani. Evden çıkabildikçe görüyorum sadece. Ama korkuyorum artık. Yakalanacağız diye."

"Evet bu konuya bir hal çare bulmak lazım. "

Bu sırada Azad dıştan çıkmış hareketleriyle  telefondakinin kim olduğunu soruyordu.

"Abla annem çağırıyor. Ben kapatıyorum şimdi."

"Tamam dikkat et kendine. Öpüyorum çok. "

"Sende ablacım. Enişteme söyle benim yerime öpsün seni."

Azad ona cevap vermediğim için telefonu dinliyordu.

"Azize.!" derken o çoktan telefonu kapatmıştı. Deli bu kız ya.

Azad ellerini belime sardığında vücudum titremişti. Nasıl bi çekim vardı böyle aramızda. ?  Islak saçlarını boyun boşluğuma koyup, yanağımdan öptü.

"Bu Azize'nin yerine."

Önüme geçti ve dudaklarıma uzandı.

"Bu da benim için."

Tabiri caizse salak salak sırıtıyordum. Azad'ın elinden tutarak evden çıktık. Kahvaltı yapacağımız yer fazla uzak değildi.

Kahvaltımızı beklerken Azad sandalyesini düzeltip, konuşmaya başladı. Daha doğrusu direk konuya daldı diyebilirim.

"İstanbul'a gidiyoruz.Temelli."

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Where stories live. Discover now