SÖZ

22.6K 930 3
                                    

"İstanbul'a gidiyoruz.Temelli."

"Nasıl yani.? Hani gidemezdik. "

"Çok düşündüm Zehra. Senden başka tutunacak dalım kalmadı. Burada kalmamızında bir anlamı yok."

Güç vermek istercesine elini sıktım.

"Ben hep yanındayım Azad."

"Oradaki şirketlerden birine ortak oldum. İşleri buradan yürütmem zor. O yüzden hemen gideceğiz."

"Hemen derken.? Kaç gün mesela.?"

"Bir hafta sonra. "

"Bu kadar erken beklemiyordum. Azize ve Fırat ne olacak.?"

"Gitmeden o işi de halledeceğim merak etme." diyerek cep telefonunu çıkardı.

Azad babasıyla kısa ve soğuk bir şekilde konuşup telefonu kapattı. Ardından da benim babamı aradı.

"Mahmut Ağa akşama hayırlı bir iş için kapını çalacağız. " demişti.

Babası Azad'la arasını düzeltmek için her şeyi kabullenmek zorunda kalıyordu. Ben de hemen Azize'yi aradım.

"Efendim abla."

"Hazırlan. Akşama seni istemeye geliyoruz." diyerek çığlık attım.

"Ne.?!!"

"Duydun işte Azize. Azad her şeyi ayarladı. Babamla konuştu.Akşama oradayız."

Azize sanırım şok olmuştu. Bir süre ses vermedi.

"Abla sen ciddi misin.? İnanmıyorum ya ne giyeceğim akşama ne kaldı şurada nasıl hazırlık yapacağım. ?"

"Dur. Dur telaşlanma. Enişten birazdan beni yanına bırakır. İki elden hallederiz."

"Tamam abla çabuk ol. Ay hala inanamıyorum. Nasıl oldu.? Hiç beklemiyordum."

"Hadi. Hadi gelince anlatırım sen hazırlamaya başla yarım saate geliyorum."

"Tamam."

Azad beni eve bıraktığında hemen hazırlıklara başladık. Kardeşim adına çok seviniyordum. Aşık olduğu adamla evlenmek için ilk adımı bugün atacaktı. Akşam olduğunda Berzan Ağa karısı Zöhre ve Fırat elinde çikolata ve çiçekle kapıda görünmüşlerdi. Azad babasıyla küs olsa bile kardeşi için buradaydı.

Azize mutfakta kahveleri hazırlarken eli ayağına dolaşmıştı. Tepsiyi eline alınca hemen durdurdum.

"Tuz atmayacak mısın.?"

"Aa tabi ya unuttum ben onu."

"Aşık mısın kızım sen diyeceğim ama aşıksın." diyerek kıkırdadım.

Elime aldığım tuz kavonozundan 1 yemek kaşığı daldırdığımda Azize'nin gözleri büyümüştü.

"Abla ne yapıyorsun ya.? Öldüreceksin çocuğu. "

"Bir şey olmaz. Abisi içmedi bari o içsin."

Azize kahveleri dağıttığında Berzan Ağa konuya girmişti.

"Allahın emr-"

Berzan Ağa lafını biteremeden Azad ağzındaki bütün kahveyi Zöhre Hanımın suratına püskürmüştü.

Hahahah. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Azize heyecandan kahvelerin yerini karıştırmıştı.

Ben tuzlu kahve içiremedim diye hüzünlenirken Azad'ın Fırat'ın kahvesini içmesi beni güldürmüştü.

"Çok özür dilerim.Fincanlar karışmış." diye mahçup bir halde konuştu Azize. Sonra hemen Zöhre Hanım'a bir peçete uzattı.

Oh olsun ona.!

Fırat büyük bir kahkaha atmıştı.

"Ha abim ha ben. Ne fark eder. İçmediği kahveye saysın o."

Azad'la göz göze geldiğimizde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Azad gözlerimin içine bakarak seninle sonra görüşeceğiz bakışı atmıştı.

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ