ZEHRA HANIM

20.7K 860 13
                                    

Azad'ı işe gönderdikten sonra kahvaltı masasının topladım. Hemen üzerimi değiştirip evden çıktım. Telefonumla Mehmet Amcayı aradım. Şirkette olduğunu öğrenince oraya gittim.

Uzunca bir konuşmanın ardından her şeyi anlatmıştım Mehmet Amca'ya.

"Şimdi buradasın kızım. Artık o adama katlanmak zorunda değilsin. Avukatlara söyleyeyim boşanma dilekçesini hemen hazırlasınlar."

"Olmaz Mehmet Amca."

"Korkmana gerek yok k-"

"Korkmuyorum Mehmet Amca. Ben Azad'a aşık oldum. O da bana. Biz çok mutluyuz. Evet beni gerçekten çok üzdü. Ama şimdi beni bir tek o mutlu ediyor."

"Ah benim güzel kızım. Neler gelmiş başına."

"Kader Mehmet Amca. Kader. Allah Azad ve benim kaderimi birleştirdi. Biliyor musun sanki yıllardır onu bekliyormuşum gibi hissettiriyor."

"Güzel kızım benim. Şimdi ne yapacaksın peki.? Ne düşünüyorsun.?"

"Ahmet babamdan kalan bir kaç yeri hayır kurumlarına bırakacağım. Sadece şirket ve ev kalsın istiyorum."

"Şirket demişken kızım. Artık başa geçeceksin umarım. Bu yaşlı adam yoruldu artık. Emekliliğe ayrılacağım."

"Haklısın Mehmet Amca onca zaman bütün sorumluluk senin üzerindeydi. Yoruldun. Ama bana işi öğretmeden seni hiç bir yere göndermem." diyerek gülümsedim.

Tamam az çok bilgim vardı işler hakkında. Yine de en iyi şekilde yürütmem gerekiyordu. Burası benim babamın ismini yaşatıyordu.

"Sen babanın kızısın Zehra. Eminim en iyi şekilde üstesinden kalkarsın bu işlerin."

Babanın kızısın. Evet öyleydi. Ben babamın kızıydım. Mahmut denen adamın sadece biyolojik olarak bir katkısı vardı. Ama Ahmet babam beni sevmiş, korumuş ve büyütmüştü. Onu çok özlediğimi fark ettim. En kısa zamanda kabrine gidecektim.

Mehmet Amca beni şirkette  bir kaç kişiyle tanıştırdıktan sonra elime yeni arabamın anahtarını verdi.

"Baban bunu yıllardır garajda saklıyordu. O da artık senin."

Duygulanmıştım. Öz evladı olmasam bile benim için her şeyin en iyisini en güzelini seçerdi. Sanki porselen bir bebekmişim gibi hep el üstünde tutardı.

Mehmet Amca babamın odasının önüne geldiğimizde kapıyı açmamı işaret etti. Ellerim titreyerek açtım. Ve gördüklerimle şoka girdim. Babamın odası değişmişti.

"Baban senin için yeniden dizayn ettirdi bu odayı. Bir gün burada senin olacağını biliyordu."

Gözlerimden akan yaşlarla odayı gezdim. Beyaz bir masa, beyaz koltuklar ve duvarlarda bir çok tablo. Masanın üzerindeki resme bakarak bir iç çektim. Çerçeveyi elime alıp resmi okşadım.Ben yedi yaşındayken bir at çiftlige gitmiştik. Oradaki atlardan birini üzerindeydim. Korkak duruyordum. Babam ve annem iki yanımda, korkma dercesine ellerimi tutmuştu.

Mehmet Amca güç verircesine elini omzuma koydu.

"Ağlama kızım. Baban da böyle olsun istemezdi."

"Onları çok özlüyorum."

"Eminim onlarda seni çok özlüyordur. Ama ağlama artık."

Gözlerimdeki yaşı sildim. Artık babama yaraşır bir kız olacaktım. Onun adını ölene dek yaşatacaktım.

Mehmet Amca gülerek

"Ee o zaman yarın başlıyorsunuz Zehra Hanım."

Gülümsedim.

"Evet."

.....

Azad eve geldiğinde yemek hazırdı. Gün içinde bir çok kez telefonla konuşmuştuk.

"Düşüneniliyor musun Azad.? Benim için kendi odasını hazırlatmış."

Azad sıkıca elimi tutmuştu.

"Babanla tanışmayı çok isterdim. Seni çok daha önce tanımayı çok isterdim. "

"Keşke."

Hüzünlenmiştim. Babam her zaman ben kızımı kimseyle paylaşamam o sadece benim mavişim derdi.

"Üzülme zehram."

"Henüz geç değil. Hadi hazırlan gidelim."

"Nereye Zehra.?"

"Seni babamla tanıştıracağım."

Azad hiç tereddüt etmeden ellerimden tutmuştu. Mezarlığa geldiğimizde içim ürpermişti. Azad ellerimi tuttuğunda daha da güçlü hissettim kendimi.

"Anne baba bakın size kimi getirdim. "

"Babacım kızın aşık oldu. Birini senin kadar çok sevdi. "

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Where stories live. Discover now