Bonus 11

17.3K 847 215
                                    


¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


"We could be strangers in the night. 
We could be passing in the shadows."

(Gecede iki yabancı kalabilirdik. 
Gölgeler içinden geçebilirdik.)  

●Aybars Atahan●

Herkes gittiğinde karanlığın ortasında sadece o ve ben kalmıştık. Bu başka koşullarda ütopya ile aynı anlama gelirdi. Tabii bu kadar kırgın, öfkeli ve üzgün olmasaydı.

Onları görmüştü... Hepsinden daha sarsıcı olan onu görmüştü. Sevdiği adamı, kendi olmayan bir kadının kucağında ağlarken görmüştü. Soyut anlamlar somut anlamların yanında hep yetersiz kalırdı... Böyle bir ana şahit olacağını düşünseydi bir gün belki de yıkımını öngöremezdi. Canının bu kadar acıyacağını düşünemezdi... Bazen canımızın çok acıyacağını inandığımız anlarda canımız o kadar acımazdı... Bazen ise en yıkılmam denilen anda yıkılırdı insan.

"Neden?" dedi kahverengi gözleri öfkeyle büyürken. "Neden yaptın bunu?"

"Adalet..." Ellerimi ceplerimden çıkartmadan bir baş boyu kadar üzerine eğildim. "Bazen taşları yerine senin koyman gerekir."

Olduğu noktadan iki adım geriledi. Elleri ile yüzünü örterken başını aşağı doğru eğdi. Fiziksel bir acı çekiyormuşçasına kalbi sancıyordu.

"Sen..." dedi sesi titrerken. "Onların arasındaki tek engeli kaldırdın."

"Evet." dedim, hala olduğum yerde dururken. "Öyle yaptım."

Ellerini hızla yüzünden çekti. Kaşları öfkeyle kıvrılırken gözleri bu kez acının tonuna büründü. "Neden?"

"Olması gereken buydu Berrak," dedim sesimi standart düzeyde tutarak. "Görmen gerekiyordu, görmezden geldiğin gerçeği."

"Biliyordum..." dedi başını hızla aşağı yukarı sallarken. "Bilmiyorum mu sanıyorsun? Geldiği ilk anda biliyordum."

"Vaktin kalsın mı istiyordun?" diye sordum.

Öyle miydi? Biraz daha vakti kalsın mı istiyordu onunla?

Bu kez başını sağa sola salladı.

"Hayır..." dedi ardından. "Sadece, kalbim acıyor."

Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı ama göğsü sıkıntıyla kasılırken ellerini beline yasladı.

"Neden hala canım bu kadar yanıyor? Neden sadece unutup devam edemiyorum?"

"Kendinle savaşıyorsun..." dedim olduğum yerden bir santim ayrılmadan. "Kendinle savaşmayı bıraktığında bir sabah uyanacaksın ve geçmiş olacak."

İLKYAZDonde viven las historias. Descúbrelo ahora