Emrin Olur! 13. Bölüm 4. kısım

11.5K 1.5K 33
                                    


"Hadi Melike, aç şu telefonu artık!"

"Hala ulaşamadın mı, Emir?"

Odasında volta atarken kapıda duyduğu sesle işletme müdürüne dönen genç adam, başını olumsuz anlamda sallayarak kendi stresinin lokanta sakinlerine de yansıdığını düşündü. Son yarım saattir aramaları sonuçsuz kalınca, en az kendisi kadar huzuru kaçan Tuğrul'a, "Hayır! Hiç normal değil, okul dağılalı neredeyse 2 saat oldu şimdiye kadar on defa gelmesi lazımdı. Melike duyarlı bir insan, gecikecek olsa merak etmeyelim diye arar, haber verirdi." derken derin bir nefes aldı.

"Hemen kötüye yorma, belki acil bir işi çıkmıştır!"

"Olabilir, ben de bir şey demiyorum zaten... O zaman iki kelimelik bir mesaj atsın ya da ne bileyim arayıp gecikeceğim desin. Gelmediği için kızmıyorum, başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum."

"Biliyorum!"

Tekrar aradığı halde telefona cevap vermeyen kadına, kesin bir şey olduğuna karar verip, "Asıl sorun çaldığı halde telefonu açmıyor olması!.. Bu böyle olmayacak Tuğrul, ben bir gidip dolanayım." derken daha fazla dayanamayacağını anlayarak endişeyle harekete geçti.

"Bizi habersiz bırakma!"

"Tamam, ararım. Önce bir iyi olduğunu göreyim de."

Kenara çekilen adamın yanından geçerken, öncelikle Melike'nin evini kontrol edip gerekirse okula uğramaya karar verdi. Merdivenleri ikişer üçer atlayıp alt katına inmesiyle, sezon açıldığından beri vızır vızır çalışan elemanlarının, meraklı bakışları arasından geçerek mekanı terk etti.

Banyoda düşmüş olmasından rahatsızlanmasına kadar, aklına gelen olasılıkları bertaraf etmeye çalışarak koşar adımlarla çarşıya yöneldi. Haftanın son günü olduğu için kalabalık olan caddede, akşamları sahile inmeyi seven halkın arasından olabildiğince hızlı ilerlemeyi sürdürdü. Okul saatleri dahilinde sessiz konuma aldığı telefonunu, tekrar çaldırdıktan sonra bir sorun olduğuna kesin gözüyle bakıp arka cebine atarak hızını arttırdı. En yakın dostu olan Deniz'e sormayı düşündüğü sırada, hamile olan kadının haberi yoksa panik yapacağını öngörüp vazgeçti. Her halükarda arayıp gecikme sebebini söyleyeceğinden emin olduğu genç kadının, başına kötü bir şey gelmiş olma ihtimali ile kalp atışları hızlandı. Her zaman kullandığı kestirme sokağa girerken belde esnaflarından Sadık amcanın selamına karşılık verdiği sırada adını seslenince yavaşladı.

"Emir, nasılsın oğlum?"

"İyiyim Sadık amca, sağ ol. Biraz acelem var kusura bakma, hemen gitmem gerekiyor."

"O yüzden sordum zaten, Melike'ye mi gidiyorsun?"

"Evet!"

"Boşuna gitme..."

Sabırsızlıkla adamın sözünü keserken, "Neden? Melike'yi gördün mü?" diye soran genç adam caddenin karşısına geçip endişeyle cevabı bekledi.

"Evde değil de ondan. Bir saat önce ana meydanın orada karşılaştık, selamlaştıktan sonra sahile doğru devam ettiler."

"Yaa!" İyi olduğunu öğrenmesiyle bir yandan rahatlayan genç adam, Melike'nin kendisini merakta bırakarak yaşattığı stresten dolayı sinirlendi. Hissettiği endişesiyle adrenalin yüklenen bedeni, sakinleşmeden harekete geçerse kırıcı konuşacağından çekinerek durakladı. Ani tepki vermeden önce kadının doğasına uymayan davranış şeklinin, altında yatan sebebi anlaması gerektiğine karar verdi. Geri döneceği sırada, yaşlı adamın çoğul konuştuğunu düşünerek, "Yanında birisi mi vardı, Sadık amca?" diye sorma ihtiyacı duydu.

EMRİN OLUR!Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang