Emrin Olur! 16. Bölüm Final 2. kısım

14.3K 1.5K 35
                                    


Not; Geçen bölüm bildirim gitmedi 16. Bölüm 1. kısmı okumayanlara duyurulur. :)

***

Moralini yüksek tutmaya çalışan genç kadın, korkunun yanı sıra oğluna kavuşacak olmanın hevesiyle birçok duyguyu aynı anda yaşadı. Kocasının yardımı ile muayene koltuğuna yatarken, yaşayacaklarını iyi kötü tahmin ederek utanma duygusunu dizginlemeye çalıştı. Ruhen ve bedenen kendisine en yakın kişi olduğu halde, hissettiği rahatsızlığı yumuşak bir lisanla Emir'i odadan kovarak örtbas etmeye girişti. Yanından ayrılmayı ret eden inatçı adamın gözetiminde doktor kontrolünden geçerken, yeni bir sancı atağıyla bütün lüzumsuz duyguları unuttu.

"Allaaaaahhh!.."

"Melike!.. Melike, iyi misin?"

"Oooofff... İyi, iyiyim! Bu ne yaaa?"

"Belli!.. Saim abi, bu kadar sancı çekmesi normal mi?"

"Asıl sancı çekmezse sıkıntı var demektir. Merak etme Emir, Orhun bir hafta erken gelmeye karar vermiş. Süreç seyrinde ilerliyor, her şey yolunda... Akşama kalmadan sizin yakışıklıyı kucağımıza alırsınız."

"O kadar sürer mi abi?"

"Ohhhooo, daha yolun başındayız oğlum. Doğum yaklaştıkça sancılar sıklaşacak, rahim ağzının açılması arttıkça şiddeti de artacak. Önümüzde zorlu ve güç gerektiren bir mucize var. Bunları konuştuk, önemli olan bu süreci en iyi şekilde atlatmak."

"Kahretsin, bu kadarını beklemiyordum, kötüymüş!"

"Şikayet yok, hadi siz dediklerimi yapın. Melike, sen güçlü bir kadınsın kızım, bedenine güven o ne yapacağını çok iyi biliyor. Unutma, oğlun sağlıklı bir bebek ve kolaylıkla doğacak. Senin yapman gereken, gevşemek ve psikolojik olarak kendini doğuma hazırlamak... Sürekli oturmak yok, sancıların arasında dolaş, istiyorsan kocanla dans et, nefes egzersizlerini uygula."

"Peki, Saim abi!"

"Tamam abi, o kısmı ben hallederim... Melike, hadi güzelim dayanabildiğin kadar yürüyeceğiz."

"Yatıp uyusam, doğuma birkaç dakika kala uyandırsanız olmuyor değil mi?"

"İyi denemeydi, bu neden benim aklıma gelmedi. Hadi hayatım, gidiyoruz."

"Ööööfff!" Pişkince sırıtan doktora bakarken yüzünü buruşturan genç kadın, yavaşça ayağa kalkarak kaderine boyun eğmiş bir ifade ile koridora yöneldi. Odalarına yerleşmelerinin ardından geçirdikleri süre boyunca, şiddeti artan sancılarına rağmen kendisinden daha kötü görünen Emir'i telkin etmek için ıstırabını saklamaya çalıştı. Kocası üzülmesin diye kendisini sıkmaktan daha fazla yorulduğunu hissetti. Yanında kalmasından güç aldığı halde avazı çıktığı kadar bağırma arzusunu, her sancılandığında yüzü solan adam yüzünden dizginlemek zorunda kaldı. Yapmacık gülümsemekten yanak kasları ağrıdığı sırada, dostlarının gelmesiyle genç adamın sakinleşeceğini umdu. Yürüyüş sonrası kendilerine tahsis edilen odada yeni sancıyı beklerken, içeriye Deniz'in girmesiyle nispeten rahatladığını hissetti.

"Melike!.. Hey Allah'ım, aşk olsun neden daha önce haber vermediniz? Sancılar kaç dakikaya indi?"

"En son 4, 5 dakika civarıydı... İşte bu yüzden, önce gelip de ne yapacaktın? O kadar saat Gonca'dan ayrı kalmana gerek yoktu."

"Peeesss!"

'Bari sen devreye girseydin.' anlamında kendisine dönen kadına, ellerini havaya kaldırırken, "Benim suçum yok Deniz, emir büyük yerden..." diyerek gözleriyle karısını işaret edip konuya son noktayı koydu. Melike, gerekçelerini söyleyince ikna oldum."

EMRİN OLUR!Where stories live. Discover now