6

1.3K 125 31
                                    

Medya:Jikook'u görünce ben :)

Hastaneden geleli bir hafta olmuştu. Şimdilik fazla yakın olmasakta bana alıştığını biliyordum.Taehyung durumu öğrenince vakit kaybetmeden gelmişti koreye. Ama sanki Jungkook'ta bir problem vardı. Benimle yalnızken iletişim kuruyordu ama ne zaman Taehyung bize gelse ya da benimle konuşmaya kalksa somurtup ona ölümcül bakışlar atıyordu. Bunu yaparken küçük çocuklara benzediğinden birhaberdi ama.

Ben derin düşüncelere dalmış karşı duvara bakarken Taehyung'un seslenmesiyle düşüncelerimden çıkmak için kafamı salladım ve ona doğru döndüm.

"Hey Chim sana diyorum,ne yapacaksın?"

"A-ah TaeTae'm özür dilerim dalmışım dediğini duymadım. " İç çekti ilk önce. Söyleyeceği şeyler sanki onu boğuyordu.

"Dostum bu şey ne zaman son bulacak,o çok tuhaf ah ben sizi böyle görmeye alışık değilim. Ben sizi shipliyordum ya." Dediklerine kıkırdadığımda işaret parmağını havaya kaldırdı ve kaşlarını küçük çocuklar gibi çattı;konuşmaya devam etti.

"Ayrıca bana gece gelip öldürecekmiş gibi bakıyor,tırsıyorum. " Çaresizce cevap verdim.

"İnan bana dostum neden yapıyor bilmiyorum." Sırıtarak bana cevap verdi.

"Ben biliyorum aslında. Seni kıskanıyor Chim, görmüyor musun?" Daha da sırıtınca benim de yüzümde bir tebessüm olmuştu.

Jungkook eve gelmiş ve bize bakıp gitmişti odasına. Tabii Tae'ye yine aynı ölümcül bakışları da atmayı ihmal etmemişti.Tae'ye  gülerek bakarken 'Benim ne suçum var?' dercesine somurttu.

Ben tam bir şey diyecekken Jungkook odasından -daha doğrusu odamızdan ama ben rahatsız olmasın diye salonda yatıyordum-çıktı ve kapıya doğru ilerledi.

Hızlıca ona seslendim.
"Hey Jungkook bizimle oturmak ister misin, hem ben de şimdi kahve yapacaktım belki içmek istersin; sohbet ederiz biraz."

Bana doğru döndü ve ikimize baktı. İki saniyeliğine de tebessüm etmiş olsa da yine yüzüne aynı sert ve düz ifadeyi takındı.

'Hayır'diye cevap verdi. Daha sonra trip atan genç kızlar gibi ayakkabılarını giydikten sonra kapıyı kapatıp çıktı.

Tanrım cidden kıskanmıştı. O çıktığında Tae ile birlikte izlediğimiz filme döndük.
...
Jungkook gideli üç saat olmuştu. Ben ise gittikçe  endişeleniyordum. Tae bugünlük bizde kalmıştı ve salonda yatıyordu benimle birlikte. Ben ise Jungkook'u bekliyordum.

Sanki ona bir şey olmuştu da içim bu yüzden huzursuzdu. O sırada telefonum çalmıştı. Ekranda görünen ismi gördüğümde hızlı bir şekilde mutfağa gittim.

"Alo hyung?"Bana hyung demesine üzülsemde belli etmedim.

"Efendim Jungkook-ah?"Derin bir nefes aldı, bir şeyler söyleyecekti ama söylemeye utanıyordu sanki.

"Karakoldayım hyung."

"NE!"İster istemez bağırınca elimi alnıma vurdum. Tae uyanabilirdi.

"Ne işin var orada?"Utana sıkıla cevap verdi.

"Ben kavga ettim de karakola getirdi polisler, beni saldılar gelecektim ama evin yolunu bilmiyorum."Suçlulukla konuştuğunda sırıttım.Ha tabii ya evin adresini bilmiyordu ki hafızasını kaybettiğinden.Her ne kadar yakışıklı,sert, seksi Jungkook olsa da o hâlâ çocuktu, küçük savunmasız bir çocuk.

"Tamam ben gelirim de sen hangi karakoldasın?"Bir süre sessizlik olmuştu merakla Jungkook'un cevap vermesini bekliyordum.Sanırım biriyle ile konuşuyordu.

"Karakolun yanında bir kafe varmış orası." Bahsettiği yerle yutkundum.İlk buluştuğumuz kafeydi orası.Gözlerim dolmuştu yine, göğsümü bir sızı kaplarken konuşmaya çalıştım ama nafileydi. Sanki o sızı benim bütün vücudumu ele geçirip konuşmamı engelliyormuş gibiydi.

"Jimin hyung orada mısın?"Jungkook'un sesiyle kendime geldim.

"T-tamam tamam ben geliyorum hemen."Telefonu kapattığında tezgaha ellerimi tezgahın üzerine koyarak yaslandım.Canım yanıyordu,dayanacak gücüm kalmamıştı. Göğsümdeki sızı büyürken yaşlar görüşümü bulanıklaştırıyordu. Kendime geldikten sonra üzerime ceketimi giydim ve çıktım. Jungkook beni bekliyordu.

Okuyan arkadaşlar neden yorum yok?

✔He Forget Me -kookmin-Où les histoires vivent. Découvrez maintenant