7

1.3K 122 62
                                    

Hızlıca yürürken yağmurda ıslandığım yetmezmiş gibi yanımdan geçen araba sayesinde tepeden tırnağa kadar sırılsıklam olmuştum.Sinirle yerimde tepindim.Zaten hava berbattı, kesin hasta olacaktım.

Karakola vardığımda Jungkook'un orada benim gelmemi beklediğini gördüm ama ıslak şekilde giremeyeceğim için ona seslendim.

"Jungkook!" Kafasını bana doğru çevirdi ve yanıma geldi.

"Hyung senin bu halin ne?"Dudağımı ısırdım.

"Şey ıslandım ,araba ıslattı yani." Kaşları çatıkken bana baktı. Soğuk bir şekilde konuştu.

"Her neyse hadi gidelim." Yolda ilerlerken durup birden hapşurduğumda yüzü endişeli bir hal aldı. Ah harika hasta oluyordum. Önemli olmadığını düşünerek ilerledim ve Jungkook'a yetiştim. Hah beni beklememişti bile.Birden durdu,ona anlamaz şekilde  baktım.

"Aish dayanamayacağım...Hyung kafam çok acıyor seni görünce,beynim acıyor böyle.  Sanki kafam bana onu hatırla diyor;boşluğu dolduramıyorum,bir türlü çıldırmak üzereyim."Dedikleriyle kalbim hızlanmıştı.

O beni hatırlamaya çalışıyordu bunun için çabalıyordu.Ona doğru yürüdüm ve elimi yanağına koydum.

"Bunu başaracağına inanıyorum Kookie." Gülümseyip bana sarılmıştı.Gözlerim dolarken onun kokusunu bile ne kadar özlediğimi farkettim.

"Hyung yine neden ağlıyorsun?"Kollarımı onun vücudundan geriye çekerken cevap verdim.

"Seni çok özledim Jeon."
....

Eve vardığımızda sessizce içeri girip Tae'ye baktım.Hâlâ uyuyordu.

Jungkook'a odaya çıkmasını söyledim,kafa sallayıp odaya gitti.Taehyung'un açılmış battaniyesini örttüm ve ışığı kapattıp salondan çıktım.

Odaya girdiğimde Jungkook yatağın ortasında oturmuştu ve beni bekliyordu. Dolaptan örtüyü ve yastığı aldım. Tam çıkacakken Jungkook seslendi.

"Hyung nereye gidiyorsun?"

"Salona gidiyorum Jungkook?"Kaşları çatıldı.

"Hayır gidemezsin."Düz bir sesle söylediğinde şaşkınlıkla kaşlarım kalktı.

"E ben nerede yatacağım?"

"Benim yanımda yat sığarız ikimiz de. Hem onun yanında yatma ona güvenmiyorum." Ben donup kalmışken kalkıp yanıma geldi ve saçlarımı geri getirdi.

"Hem bak daha üzerini bile değiştirmedin ve benim kaşım kanıyor unuttun mu?"Doğru ya ona pansuman yapmayı unutmuştum.

"A-ah tamam yaparım hemen." Elimdekileri dolaba geri koydum ve kıyafetlerimi alıp banyoya geçecekken Jungkook beni durdurdu.

"Burada giyin hyung.Sonuçta ikimiz de erkeğiz."Ben iyice kızarırken konuştum.

"T-tamam a-ama bak-ma."Üzerimdeki tişörtü çıkartırken ona döndüm,hâlâ beni dikizliyordu.

"Yah bakmasana dedim!" Sırıtarak cevap verdi.

"Neden utanıyorsun ki hyung,hem bana eşimsin beni hatırla diyorsun hem de benden utanıyorsun. Hem de ikimiz de erkeğiz."

Suratın mora yakın bir renk almışken üzerimi zor da olsa değiştirdim.Jungkook yerinden kalktı;odamızdaki banyoya girdi.

Elinde havlu ile geri döndü, bana yaklaştı ve havluyu kafamın üzerine koyarak yavaşça saçımı kuruttu.Saçımı kuruturken alttan ona bakıyordum, ilgi ile saçlarımı kuruluyordu.

Bunu yaparken dudağını düzmüş küçücük çocuklara benziyordu.Utana sıkıla sordum her ne kadar bu anın bitmesini istemesem de.

"Jungkook?"

"Hm?"

"Kaşına pansuman yapmalıyım yeter,saçım kurudu."Yatağa oturduğunda ilkyardım malzemelerini alarak karşısına oturdum ve pansuman yapmaya başladım kaşına.

Ben işimi hallederken o bana bakıyordu ve bu benim daha çok kızarmamı sağlıyordu.
En sonunda dayanamayarak konuştum.

"Gözlerin üzerimdeyken yapamıyorum, bana bakmasan olmaz mı?"

"Hayır olmaz."İç çektim.

"Peki."Sessizliği bozan Jungkook olmuştu aradan geçen beş dakikadan sonra.

"Jimin."Bana Jimin demesi şaşırtırsa da konuşmasına izin verdim kafamı sallayarak.

"Taehyung hyungu  seviyor musun,yani ona aşık mısın?"Duyduklarım ile ağzım o şeklinde açılmıştı.Böyle bir soru sormasını beklemiyordum ama yine de aklıma bir hınzırlık gelmişti;ufak bir oyundan bir şey olmazdı.

"Evet."diye cevap verdim. "Ona deliler gibi aşığım,aşkımdan ölüyorum."Birden gözleri kocaman açıldı ve bana bakmaya başladı.

"Ama ne hyung h-hani ama bir de bizim ev- yani bana yalan mı söyledin? Sana inanamıyorum."Tam kalkacakken onu kolundan tuttum ve geri oturdum,bir yandan da kahkahalarla gülmeye başlamıştım.

"Jungkook cidden inandın mı bana?" Anlamamıştı dediğimi.

"Yani onu sevmiyor musun?"Bunu sorarken tatlı bir küçük çocuk gibiydi,yanaklarını ısırmak istemiştim.(seni tutan mı var chim chim~)

"Hayır onu arkadaşım olarak seviyorum, hem benim kocam sensin."dediğim şeylerle sırıtmıştı.Sanki hatırlamasa bile sahibini bil demeye çalışıyordu bana.

Ben gülerken birden gülmem durdu ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı.(Aha çocuk delirdi.) Onun da sırıtan yüz ifadesi değişmiş ve bana endişeyle ile bakımaya başlamıştı. Aklıma gelen anılar ile burukça gülümsedim ama hâlâ ağlıyordum.

"Hyung yine neden ağlıyorsun, ne oldu?Az önce ne güzel gülüyordun."

"Ş-şimdi bir şey aklıma geldi de ona duygulandım biraz."

"E bana da söyle."O sırada Hoseok hyungun dedikleri geldi aklıma.

'Ona eski anılarınızı anlatırsan belki hatırlamasına yardımcı olursun Jimin..'

✔He Forget Me -kookmin-Место, где живут истории. Откройте их для себя