22.BÖLÜM

642 39 0
                                    

"Verilen sözler bazen sadece başlangıçtır..."

Melih, üstüne geçirdiği kazağı düzeltip boynuna Sude'nin hediye ettiği atkıyı taktıktan sonra montunu ve cep telefonunu eline alarak saate baktı. Saatin 09.30 olduğunu gören Melih kısık bir sesle

-"Zamanın geçmeyeceği tuttu ama yapacak birşey yok. Demir ile konuşmak zorundayım." dedikten sonra odasından çıkarak kardeşinin odasına doğru ilerledi. Kapıyı tıklatarak açtıktan sonra kardeşini yeni uyanmış bir şekilde kapıya doğru bakarken buldu.

 Kapıyı tıklatarak açtıktan sonra kardeşini yeni uyanmış bir şekilde kapıya doğru bakarken buldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-"Günaydın, ağabey."

-"Günaydın." Deniz, ağabeyinin odaya tam olarak girmesi ile yatağında oturur pozisyona geçtikten sonra

-"Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Bugün günlerden cumartesiydi ve ağabeyi çok önemli birşey olmadıkça hafta sonu bu kadar erken kalkmazdı.

-"Kahvaltı için simit almaya gidiyorum."

-"Ve sosisli poğaça!" diyen kardeşine küçük bir tebessümle bakan genç adam başını aşağı yukarı salladıktan sonra

-"Tabiki de senin için iki tanede sosisli poğaça alacağım."

-"Harika! Bende masayı hazırlarım."

-"İyi olur ama acele etme. Geçen gün bizimkiler ile bir yer keşfettik. Bizim eve uzak ama gerçekten çok güzel poğaçaları ve tatlıları var."

-" 'Kilo almak istiyorum.' diyorsun yani anladım."

-"Ben kolay kolay kilo almam, biliyorsun." dedikten sonra kardeşinin saçlarına öpücük kondurup "Dönerken ararım seni. Sende masayı hazırlarsın."

-"Anlaştık." diyen genç kız ağabeyinin odadan çıkması ile yatağına tekrar uzanarak tavanı izlemeye başladı.

XXXXXXXXXXXXXXXXXX

Melih, doğup büyüdüğü evden arkasına bile bakmadan kaçtıktan sonra bir süre kaldığı, ikinci evi gibi gördüğü binanın önüne arabasını park ettikten sonra motoru durdurup derin bir nefes aldı. Bu eve geldiği ilk günü çok iyi hatırlıyordu. O zaman bile bu kadar kararsız ve korkak hissetmemişti kendini. Hatta tam tersine hayatı boyunca görmediği aile ortamını kıskanmış ve çıkmak istememişti evden. Şimdi durumlar farklıydı. Bu eve gelmesinin amacı performans ödevi veya arkadaşlarıyla takılma gibi bir durum değildi. Kardeşi ile ilgili bir konuydu ki kardeşi genç adam için hayatındaki en değerli insandı.

-"Ya her şeyi berbat edersem?" diye içinde yankılanan soruyu dışarı vurduğu anda arabanın camına hafif bir şekilde vurulmasıyla bakışlarını istemsizce yan tarafa doğru çevirdi ve gördüğü tanıdık yüz ile "Artık çok geç!" dedikten sonra arabadan inen Melih

-"Hayırdır, kardeşim. Rüyanda beni mi gördün?"diye soran arkadaşına istemsizce göz devirirken

-"Niye rüyamda seni göreyim, oğlum? Konuşmaya geldim." dediği an ciddileşen arkadaşı ile 'Acaba biliyor mu?' sorusu beyninde yankılanmaya başladı.

Geniş Zamanda SEN - TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now