64.BÖLÜM

462 35 5
                                    

Emir, mutfak masasının üzerinde duran -çay bardakları ile dolu- dikdörtgen şeklindeki tepsiyi eline alır almaz yönünü karısına doğru çevirdi. Marifetli karısının yapmış olduğu kurabiyeleri tabaklara yerleştirişini izlerken yüzüne yerleşen gülümsemeden bir haberdi. Birkaç ay önce birisi karşısına geçip 'Kütüphanede karşılaştığın kıza ilk görüşte aşık olacaksın ve birkaç ay içinde evleneceksin.' dese güler geçerdi. Aşka inanan ve doğru kişiye olunduğunda iki tarafı da iyileştiren bir duygu olduğunu düşünse bile ilk görüşte aşka inanmıyordu ama ilk görüşte aşık olmuştu. İyi ki de olmuştu. Nazlı, tabaklardan iki tanesini eline alıp mutfak kapısına doğru döndüğünde kendisine dikkatli bir şekilde bakan kocasıyla göz göze geldi.

-"Emir, çaylar soğuyacak!" diye sitem eden karısı ile kendisine gelirken umursamaz bir şekilde omuzlarını silkip

-"Soğuk çay içerler onlarda... Hem biliyorsun günümüzde soğuk çay içmek fazlasıyla trend haline geldi." dediği anda suratını buruşturan karısının soğuk çay içmeyi sevmediğini hatırladığında "Tabi ki sen bu trendden uzak durarak farkını ortaya koyuyorsun, karıcığım." demesiyle gözlerini devirip seri adımlarla ilerleyen karısına ayak uyduran Emir, evlerinin oturma odasında oturup sohbet eden kalabalığa doğru ilerledi.

-"Emir, kardeşim bizim için çay mı yaptın? Bu evlilik seni çok hamarat bir ev beyine çevirdi." diyen Rüzgar'a tek kaşını kaldıran genç adam, sesindeki tehdidi gizleme gereği duymadan 

-"Çaylar sıcak, Rüzgar!" dediğinde gözlerini korkmuş bir şekilde açıp

-"Nazlı, bu çocuğa her şeyi öğrettin ama misafirperverliği öğretmeyi başaramamışsın. Beni hayal kırıklığına uğrattın açıkçası." diyen Rüzgar alacağı karşılığı bilse de arkadaşıyla uğraşmaktan geri kalmıyordu.

-"Kocama laf söyletmem, Rüzgar. Bu konuda eskisine göre daha iyi. Damarına basıyorsun." diyen karısına göz kırpıp elindeki tepsiyi ortadaki sehpanın üstüne bıraktığı gibi karısının oturduğu sandalyenin yanındaki sandalyeye oturdu.

-"Cevabını aldın mı, kardeşim?"

-"Aldım, kardeşim." diyen Rüzgar, konuyu kapatmak için tam karşısındaki dörtlü koltukta oturan Melih, Mert, Demir ve Batu dörtlüsüne çevirdi bakışlarını. 

-"Heyecan var mı, Mert? Sonuçta Melih ve Emir ikilisine katılmana üç gün kaldı."

-"Dün sorsan 'Heyecan yok!' derdim ama düğün yaklaştıkça istemsizce heyecanlanıyorum galiba."

-"Vay be! Önce Melih, sonra Emir, şimdi de sen... Hepiniz teker teker oturuyorsunuz o nikah masasına!"diyen Batu'dan başkası değildi.

-"Darısı senin başına, kardeşim." diyen Melih, arkadaşının rahatsız olmuş bir şekilde kıpırdanmasıyla kahkaha atmak istese de

-"Ben önceliği Demir'e veriyorum." diyen Batu'nun Demir'den aldığı 

-"Teşekkür ederim, Batu." karşılığı ile kahkaha atma isteği uçup gitti.

-"Demir'in evlenmesine yıllar var çünkü sevgilisi sadece yirmi bir yaşında!" diyen arkadaşıyla istemsizce derin bir nefes alan Demir, gözlerini devirme isteğine engel olup

-"Bunu diyen adam yirmi iki yaşında yirmi iki yaşındaki sevgilisine evlenme teklifi etti. Ne kadar da tuhaf!"dediğinde aylardır süren tartışmanın tekrar alevlenmesini engellemek amacıyla 

-"Başlamayın, yine!" diyen Rüzgar, bu tartışmanın sonunu herkes kadar iyi biliyordu. İki tarafında sessiz kalması ile "Kızlar, nerede?" diye sorarak yeni bir konu açmaya çalıştı.

Geniş Zamanda SEN - TAMAMLANDITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon