31. BÖLÜM

599 40 1
                                    

"Ben başım sıkıştığında değil, kalbim sıkıştığında geliyorum yanına..."

Demir, arabasını evin bahçesine park ettikten sonra sessiz bir şekilde arabada oturmaya devam etti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Demir, arabasını evin bahçesine park ettikten sonra sessiz bir şekilde arabada oturmaya devam etti. Mehmet Dedenin ve Melih'in anlattıkları beyninde dönüp duruyordu ve her saniye içinde büyüyen öfke kırıntıları alevleniyordu. Öfkesi Deniz'e değildi. Işıl Teyzeye ve Fırat Amcayaydı. Kendisineydi. Deniz, İngiltere ve evlilik olayını ağabeyinin yanına taşınmadan önce öğrenmişti. Kendisine olan duygularını ise ağabeyinin yanına taşındıktan sonra itiraf etmişti. Yanan canını daha çok yakmıştı. Annesi ve babası tarafından kırılan kalbini kendisi un ufak etmişti.

-"İğrenç herifin tekisin, Demir!" derken sesinde kendisine olan öfkesi fazlasıyla belliydi. Arabadan hızlı bir şekilde inen genç adam, sert bir şekilde arabasının kapısını kapattıktan sonra evin beyaz çelik kapısına doğru ilerlemeye başladı. Evin anahtarını cebinden çıkardığı an açılan kapı ile duraklasada belki de şuan konuşmaya ihtiyaç duyduğu tek insanı görmüş olmanın mutluluğu ile babasına baktı.

-"Evin yolunu unuttun zannettim, oğlum. Çok korktum!" diyen babasının ilk cümlesindeki ciddiyet ikinci cümlesinde kaybolmuştu. Bu babasının kendisine kızgın olmadığının göstergesiydi.

-"Melih'in evindeydim. Saati fark etmemişim." demesiyle gözleriyle evin bahçesindeki çardağı işaret eden babasına uyarak çardağa yöneldiğinde

-"Montumu giyip geliyorum." diyen babasını görmeyeceğini bildiği halde başıyla onayladı. Çardağa oturduktan birkaç saniye sonra yanına oturan babasının konuşmasını beklemeden

-"Fırat Amca ile neden eskisi gibi değilsiniz?" diye sordu.

-"Kabul edemeyeceğim hatalar yapıyor. Ortak ve arkadaş olsak bile artık görmezden gelemiyorum."

-"Fırat Amca iş hayatında çok iyidir."

-"İş hayatında yaptığı hatalardan bahsetmiyorum zaten." diyen babasını anladığını belli edercesine başını aşağı yukarı salladıktan sonra

-"Deniz ve İngiltere olayından bahsediyorsun." diye fısıldadı.

-"Evet... Sonuçta kimse gelecekteki gelinini kaybetmek istemez. Hele ki Deniz gibi mükemmel biriyse." diyen babasının eğlenen yüz ifadesi ile şaşkına dönerken

-"Biliyor muydun?"

-"Herhalde biliyordum. Hem de uzun zamandır."

-"Ne kadar uzun zamandır?"

-"Deniz'in bizim eve geldiği ilk günü hatırlıyor musun?"

-"Evet."

-"O gün anladık. Farkettiysen anladık diyorum. Annen de buna dahil."

-"Ama bu imkansız. Deniz duygularını saklama konusunda harika."

-"Sana göre öyle. Deniz'in kalp atışını duydum o gün."

Geniş Zamanda SEN - TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now