10. Bölüm

2.6K 192 52
                                    

Yüzlerce okuyucumu kaybetmiş olduğumu gördüm ama ben geri kalanlar için yazmaya devam edeceğim.
Geri kalanlar değerlisiniz.
Lütfen yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmeyin.
Teşekkürler. ♡

~

Aramızda olan bir kaç adımlık mesafeyi göz açıp kapatıncaya kadar kapatıp, dudaklarını dudaklarımın üstüne kapatıyor. Beni büyük bir açlıkla öpüyor.

O anda içimde nasıl hisler yaşadığımı size tarif edebileceğimi sanmıyorum. Şöyle söyleyebilirim ki içinize havai fişek kurmuşlar ve patlatmışlar gibi. Ama bedeninizin parçalara ayrılmış olduğunun verdiği acı yok, onun yerine binlerce parçanızın o hafif meltemli, sıcak havada süzülmesinin verdiği huzur var.

Yumuşak dudakları dudaklarımdan ayrıldıklarında, dudaklarım bu anın bitmesine isyan çıkarmışcasına zonklamaya başlıyor.

Alınlarımız hala bitişik kalmaya devam ederken, göz kapaklarımı yavaşça birbirinden ayırıyorum. İlk gördüğüm şey onun çakmak çakmak yanan yeşil gözleri oluyor.

"Alex..." diyorum sadece. Ağzımdan çıkan tek sözcük o oluyor.

Elleri ense köküme yavaşça masaj yaparken gözlerini kapatıyor.

"Üzgünüm..." diyor ve beni orada kafası karışık bir halde bırakıyor.

Tekrar.

~

Şimdi ne yapacağım ben Lilly, ha?

Mag, inan bilmiyorum. Durum sandığımdan da karışıkmış.

Sandığından?

Anladım kuzum tabi bir şeyler. Biri kuzenim diğeri en yakın arkadaşım. Aranızdaki kıvılcımı gören ilk kişi olmam pek abes kaçmaz.

Bizim aramızda kıvılcım falan yok-

Mag, sen de çok iyi biliyorsun olduğunu. Bari kendini kandırma.

Ah, kafam çok karışık. Ben neye bulaştım böyle L. Dört yüz yıl öncesinin günümüze göre çok daha karmaşık olacağını kim bilebilirdi ki?

Şimdi yapacağın şey şu; hissettiğin şeyden emin ol. Kime karşı hissettiğinden ve bu hislerin ne kadar derin olduğundan emin ol.

Pekâlâ bunu yapacağım. Ne kadar zor olabilir ki?

~

"Zoya ne yapmalıyım sence?" diyorum.

Bu kafa karıştırıcı yüzyıla geldiğinden beri bana her konuda yardımcı olan pamuk kalpli bir arkadaşım olmuştu Zoya.

"Bak Maggie, kafan çok karışmış. Bazen bu karışıklığı düzeltmenin tek yolu olayı akışına bırakmaktır." diyor.

Ben saray mutfağında masanın üstünde otururken o da bir yandan baharatlarla bir çay hazırlıyor.

"Yani demek istiyorsun ki dümdüz hayatıma devam edeyim?"

Gelecekten Gelen Leydi (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now