İlk Aşkım : Marichat

EYVAH AİLEM

Marinette

İçeri girdiğimde herkes bana bakıp kendi aralarında fısıldaşıyordu. Bu tabiki de beni rahatsız ediyordu ama yapacak birşey yok.

Burası çok güzel dekorasyon edilmiş insanın içi açılıyor. Gerçekten bir süre sonra içeri takım elbise giymiş Adrian girdi. Çok yakışıklı olmuştu benim canım kankam.

"Merhaba Mari çok güzel olmuşsun her zamanki gibi."

Dediğinde kocaman gülümsedim seviyorum bu çocuğu ya.

"Teşekkür ederim Adri. Sende çok yakışıklı olmuşsun her zamanki gibi."
Dediğimde sırıttı.

Herkes gelmişti sonunda. O arada slow bir şarkı çaldı. Bazıları kendine eş bulup dans etmeye başladılar. Adrian elini uzatıp konuşmaya başladı;

"Bu dansı bana lütfeder misin matmazel?"

Kedicik bana erkeklerden uzak durmamı söyledi ama Adrian sonuçta en çok güvendiğim ve sevdiğim arkadaşım. Tabiki de onun bu teklifini reddetmicem!

"Tabiki de ederim yakışıklı."

Dediğimde ikimizde kıkırdadık.

Pistin ortasına gelince dans etmeye başladık. (çizgi filmde ikinci sezondaki ettikleri dans gibi) Adrian çok tuhaf biri. Bana olan bakışları çok farklı ve ben bu bakışlardan hiçbir şey anlamıyorum. Bazen Alya Adrian'in beni sevdiğini söylüyordu. İşte bu beni korkutuyor çünkü en yakın arkadaşımı kaybetmek istemiyorum. O benim için çok değerli.

Biraz daha dans ettikten sonra yerlerimize geçtik o sırada Nino Adrian'in kolunu çekerek başka bir masaya götürdü. Birşey konuşuyorlar acaba ne aman banane.

Adrian

Nino beni çekiştirerek başka bir masaya götürdü. Gene ne söyleyecek acaba diye düşünürken söze daldı;

"Dostum ne iş böyle he! Marinetteyi önce herkesin gözünün önünde öpmek sonra buraya bırakıp alnından öpmek, oğlum sen ne şeytan bir adamsın ya! Kızı bu halinle sadece arkadaş gibi davranıp diğer halinle kendine aşık ediyorsun bravo be!"
Dediğinde kıkırdadım

"Yani artık herkesin öğrenmesi lazımdı dimi. Özellikle de o erkekler öğrensin ki benim prensesime yaklaşmasın!"

Dediğimde Nino gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Ooooo hemen 'o benim' havalarına girmişsin. Gerçi sen hep öyleydin ya."

Dediğinde kafasına bir tane geçirdim.

O da gülmeye başladı. Kafasına vurunca nasıl gülüyor acaba. Bu ayrı bir gerizekalı işte.

2-3 saat sonra parti bitmişti. Bende herkese 'hoşçakal' diyip gizli bir yerde dönüştüm ve Marinette'nin yanına gittim. Beni görünce yanakları kızardı. Yanında bizim sınıfın kızları vardı.

"Merhaba prenses ve merhaba kızlar."

Dediğimde kızlar normal sesle merhaba derken Marinette kısık sesle merhaba dedi. Çok utangaç bu kız ya.

"Şimdi bayanlar izninizle hatta siz izin vermeseniz bile ben bu prensesi götürüyorum!"

Diyip prensesimi kucağıma aldım.

"Hey kendim yürüyebilirim!"

Diyip kucağımda çırpındı prensesim.

"Bu kucakta olmak isteyen kaç kız var sen biliyor musun. Bu yüzden değerimi bil!"

Dediğimde sinirlenmişti galiba ki omuzuma sert bir yumruk attı. Tabi benim canım acıdı mı tabiki de hayır.

Kızlara 'hoşçakal' dedikten sonra çatıya zıpladım. Marinette hâlâ kucağımda iken dudağına yapıştı o da önce şaşırıp sonra karşılık verdi. Biz hâlâ öpüşmeye devam ederken bir anda flaş patladı.

Ah Alya bravo sana şurada biraz romatizim yaşayalım dedik içine ettin. Romatizimin baş düşmanı bu Alya. Ben Marinette'nin yerinde olsam bu kızı yüz kez dövmüştüm ya. Her işe burnunu sokuyor. Ben bunu Ninoya ayarlayım bı o zaman görsün gününü!

Marinetteyle birlikte çatılardan atlayıp onun evine geldik. Hemen pencereden içeri girip koltuğun üstüne oturduk. Bana dönüp dudağını büzdü.

"Arkadaşlarımın yanında niye beni alıyorsun ya çok utandım!"

Dediğinde dayanamayıp onu öpmeye başladım.

Napiyim dayanamıyorum o dudakları hep öpmek istiyorum. Bunca yıl hasret kaldım dimi. Tam o sırada aşağıda gür bir erkek sesi duyuldu!

"MARİNETTE HEMEN BANA BU HABERDE OLAN REZİLLİĞİ AÇIKLA!!!"

"Eyvah ailem!"

Devam Edecek

Evet arkadaşlar bu günlük bu kadar oy verip yorum yapmayı unutmayın bir sonraki bölümde görüşmek üzere by by 😘😘

Kelime sayısı= 561