1. Bölüm

31 6 5
                                    

"Ya ama bu sefer ben yapmak istiyorum."
"Duru hayır. Sıra bende."
"Hayır. Ben yapacağım işte. Hem benim canım sıkılıyor." dedim ve koşmaya başladım. Barın ortasına ilerleyip bir erkeğin arkasına yavaşça yaklaştım. Beni fark edince arkasını döndü. Hiçbir şey olmamış gibi ellerimi kaldırdım ve dans etmeye başladım. "Naber?"
"İyidir. Sen?" dedim.
"İyi. Bana eşlik eder misin?"
"Etmiyor muyum zaten?" dedim gülerek.
Bana katılarak "Evet. Saçmaladım." dedi.

Dans müziği sonlara doğru gelirken etrafında dans ederek koca, cüsseli adamın arkasına doğru yaklaşarak yavaşça cüzdanını aldım ve sırtımdaki gizli yere sakladım. Ardından geri etrafında dolaşıp önüne geçtim.

Müzik biter bitmez lavobaya gideceğimi söylerek yavaş yavaş oradan uzaklaştım.
Burak'ın yanına döndüğümde koluna girerek "Nasıl aldım, gördün mü?" dedim.
"Aferin küçük dana'm. Bak sende iş başarabiliyormuşsun."
Karnına dirseğimi geçirip "Ya neden dalga geçiyorsun?" dedim.
Güldü. "Dalga geçmiyorum. Güzel aldın. Hadi gidelim artık."
"Tamam. Gidelim büyük dana'm." dedim.

Cüzdanın içinde saydığımız kadarıyla 500 dolar vardı. Yaklaşık 2.000 tl yani. Bugüne kadar yakalanmamıştık hiç. Bundan sonra da düşünmüyorduk. Başından beri nefret ederdim polislerden. Yani benden çok Burak.
Polislerden nefret ederdi. Çünkü babasını ve annesini onlar öldürmüştü. Nefret ediyordu. Bana da onları anlata anlata biraz soğutmuştu.

Babası ve annesi öldükten sonra küçüklük arkadaşım Burak ile birlikte kalmaya başladık. Sadece arkadaştık tabiki. Sığınacağı tek kişi ben olduğum için benim yanımda kaldı. Şimdi evlerimiz altlı üstlüydü ama yine de yemeklerimizi birlikte yerdik.

Eve geldiğimizde parayı 100'e 400 dolar bölüştük. 100'ü ben 400'ü o aldı. Biz her zaman böyle bölüşürdük. Çünkü küçüklükten beri ben senden bir yaş büyüğüm ve benim daha fazla almam lazım derdi. İlk başlarda bu konuyu çok tartışmıştık ama artık alışmıştım. Bu aralar aramız biraz bozuktu. Neden bilmiyordum ama soğuk davranıyordu.
İnşallah başımıza kötü bir şey gelmezdi.

🍀🍀🍀🍀🍀

"Hadi Burak. Ağaç oldum burada."
"Tamam ya geldim işte."
"Vallahi bak açlıktan öleceğim şurada. Benim ne kadar yemek yemeyi sevdiğimi biliyorsun. Hızlı olur musun?"
"Sende beni biliyorsun. Seninkinin iki katı."
"Ee hadi o zaman."
"Tamam geldim. Hadi çıkalım."
Beraber kahvaltı yapacaktık. Çünkü biz kahvaltısız gözünü açamayan iki hayvandık. Evet evet. Artık bu laftan gocunmuyordum. Alışmıştım.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra Burak eve gideceğini söyledi. Ben de sahile gitmek istedim. Hafif nemliydi hava ama hafif esintisi de vardı ve bunun vücudumu yavaşça okşaması güzeldi. Banklardan birine oturdum ve gözlerimi kapatıp günün yoğunluğuna kendimi bıraktım.

🍀🍀🍀🍀🍀

Telefonum çalınca gözlerimi korkarak açtım. Burak arıyordu.
"Efendim?"
"Hadi bugün çarşıya gidelim."
"Ya ben bugün çıkmak istemiyorum." dedim.
"Kızım saçmalama. Biz hırsızlıktan para kazanıyoruz."
"Ya yine de..."
"Aması yok. On dakika içinde çarşıdasın, bitti!"
"Off, tamam geliyorum." dedim ve telefonu kapattım.
Emrivaki konuşmasından nefret ederdim ama o her zaman aynı şekilde konuşmaya devam ederdi. Nedeni belirsizdi. Böyle bir kişiliğe sahipti.

🍀🍀🍀🍀🍀

"Ee, kim bu sefer."
"Bu sefer zorlu. İkimiz gideceğiz." dedi.
"Hangisi?"
"Bak şuradaki adam." dedi eli ile gösterip. Kel, bıyıklı, kilolu, takım elbiseli bir adamı görünce ne kadar para geleceğini düşünmeye başladım.
"Plan ne?" dedim tekrar Burak'a döndükten sonra.
"Şimdi sen ayağını hızlıca onun yanından geçerken yere düşeceksin ardından o yanına falan çağırır yada sen yardım iste. Ben daha sonra bir şeyler ayarlayıp geleceğim ve çantayı alacağım. Yani sonrası bende."
"Tamam ama bu sefer tehlikeli değil mi?"
"Zaten bizim hayatımız tehlike Duru. Neden şaşırıyorsun?"
"O da doğru." dedim gülerek.
"Ee gidiyor muyuz?"
"Durduğumuz kabahat." dedim ilerlemeye başlarken.

KORUNAĞIM [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now