10. Bölüm

9 3 0
                                    

İyi Okumalar!
💜 Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın!💜

"Çocuk mu kandırıyorsun?"

Kalbim hızlanırken arkamı döndüm. Tam arkamdaydı. Sinirle, kırılmışlıkla yüzümü inceliyordu. Hemen başımı eğdim. Yüzüm yoktu bakmaya. Çünkü acıtıyordu ona bakmak.

"Yanılmışım."

Sesi öyle pişman çıkıyordu ki. Kendimi pencereden atasım geldi. Haklıydı. Sonuna kadar haklıydı. Onun dediğini yapmamıştım. Sözümü tutmamıştım.
Çenemden tutarak başımı yerden kaldırdı. Gözlerimin içine bakarak:

"Sana güvenmekle, inanmakla hata yapmışım!" dedi.

Yanağımda bir ıslaklık hissedince gözümü yumdum ve bu gözlerimin buğulanmasına yol açmıştı. Başımı hemen yere eğdim ve gözlerimi sildim.

"Bir de numara yapıyorsun. Lan ben sana güvenmekle cidden hata etmişim. Sen nasıl biriymişsin? Benim şekersiz çay içtiğimi bilseydin bunu yapmak için başka bir yol bulabilirdin. Fakat ben karıştırmadım çayımı ve senin ne yaptığını anlamak da o kadar zor değil."

Cümlenin gerisi o kadar önemli değildi de o ne demişti? Numara mı? Benim hakkımda cidden böyle mi düşünüyordu? Kalbim sıkışmaya başlamıştı. Öyle büyük bir ağrı girmişti ki...

Kolumdan sıkarak odadan çıkardı. Dış kapının önüne geldiğimizde "ÇABUK SİKTİR OL GİT BURADAN. BİR DAHA SENİN YÜZÜNÜ GÖRMEYİM DURU KESKİN! YOKSA BU SEFER VERECEĞİM CEZA İKİ SENE OLUR. SAKIN DURU! SAKIN KARŞIMA ÇIKMA!" diye bağırdı.
Kapıyı açıp beni dışarıya savurduğunda yere kapaklanmıştım. Üzerime montumu ve ayakkabılarımı atıp kapıyı apartman inleyecek şekilde örttü.

🍀🍀🍀🍀🍀

Gözlerim kapalı, denizin kokusu burnumda, iç çekişlerim hala devam ederken uykuya daldım. En tehlikeli yerdi belki burası. Fakat denizden başka kimsem yoktu. Koruyacaksa o koruyacaktı. Korumazsa da canı sağolsun!

Gözlerimi güneş ışığı ile açmıştım. Daha doğrusu açmaya çalışıyordum. Güneş tepemdeydi. Öğlen vakti olmuştu kesin. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda gelen ışığın pencereden odaya dolduğunu anladım. Fakat bu oda hiç tanıdık değildi.

Deri bir kanepenin üstünde ben yatıyordum. Yanımda siyah bir sehpa, karşı duvarda bir tablo, sağımda pencere, karşımda televizyon, onun altında şömine, sol çaprazımda da tekli koltuk.

Peki mafyalar mı almıştı beni yine? Kimdi bu? Koltukta doğrularak oturduğumda sehpanın üstündeki kağıdı yeni görmüştüm. Yapışkan kağıdı hemen elime alıp okudum.

"Korkma, sakin ol! Ben Murat. Benim evimdesin. Sabah seni orada görünce korktum ve evime getirdim. Titriyordun. Ben gelene kadar evde kal. Gelince konuşuruz. :)"

Vay bee! Erkan'dan böyle bir şey beklerken Murat Bey evine getirmiş. İşte hayaller Erkan, gerçekler Murat!
Pöf!

Erkan'dan

Sabaha kadar balkonda oturmuştum. Bize uyku ilacı verip nereye gitmeyi planlıyordu? Yoksa sevgilisi falan mı vardı? Bize neden bunu yapmaya cesaret eder ki bir insan? Kesin öyleydi!

Fakat hadi Barış bulsaydı bunu? Bu kızda hiç akıl yoktu. Tabi Barış'ın yaşadığını bilmiyordu. O korkmasın diye öldü demiştim ama o piç hala yaşıyordu ve bir yerden çıkıp gelebilirdi. Gece sinirle göndermiştim sevgilisi var diyerek ama ben de nişanlıydım. Tabi formalite ama bunu o bilmiyordu. Bilmeyecekti de!

Kız gecenin bir yarısı nereye gitmiş olabilirdi? Of Allah'ım!
Deniz.
Ben onu sadece orada görüyordum. Kaybolunca, sinirlenince, ağlayınca oradaydı ve bakmaktan da zarar gelmezdi.

KORUNAĞIM [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now