4. Bölüm

1.8K 195 26
                                    

Satırlar arası güzel yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Profilimi takip ederseniz çok sevinirim.

Multimedia: Buğra (Corantin Huard)

☆☆☆☆☆


İnsanların aldıkları risklerin sonucunun olumsuz olarak yansımasına 'Zarar.' denir. Hayatımı tek kelimeyle özetlemeye kalksam bu olurdu galiba. Her zaman büyük oynamayı seçmiş ve kaybetsem bile bir şekilde yıkılmadan durabilmiştim. Ta ki iflas ettiğimiz güne kadar... Hepsi aniden oluvermişti. Elimden hiçbir şey gelmeden kuşaktan kuşağa aktarılagelen koskoca bir holdingin yıkılışına şahit olmuştum. Hem de en ufak bir dikkatsizliğim yüzünden. Kendime o gün söz verdim. 'Bir daha asla aldığım riskler kendime zarar verecek kadar büyük olmayacak.' diye. Eğer şimdi Baran'la gerçek anlamda kavga edersem ya da onunla münakaşa veya tartışma içine girersem kendimi kurtaramayabilirdim. Çünkü gerçekten tehlikeli birisi olabilirdi. İşte o zaman altından kalkamayacağım kadar büyük bir bela açardım başıma. Bu yüzden geri planda kalmaya karar vermiştim. Zaten şu anda karşımda duran Baran'da, düşündüğümün, daha doğrusu Minel'in söylediklerinin aksine zibidi bir mahalle itine değilde normal birisine benziyordu. Tipi de kötü değil, aksine yakışıklıydı. Hatta giyimi falanda iyi, yani kaliteliydi.  Anlayacağınız geçen günkü o manyak halinden eser yoktu. 

"Baran." Diyerek elini uzattığında sıkıp sıkmamak arasında kararsızdım. Ama narsist olduğumu düşünmemesi için karşılıksız bırakmadım. "Biliyorsundur adımı zaten."

"Senin içinde zor olmalı. Nereden nereye... Öyle değil mi?"

"Evet ama Minel çok yardımcı oluyor. Mesela mahalleyi iyice öğretti bana. Bundan sonra kimseye bir yeri sormama gerek kalmayacak. Ha birde tehlikeli olan insanlardan da bahsetti. Birkaç kişi varmış, bulaşmamam gereken..."

Baran'nın kaşları havaya kalkarken dudaklarında pis bir sırıtış meydana geldi. Psikopata benzeyen tek gözleriydi sanırım. Öyle bir bakıyordu ki... Tövbe tövbe. Ben bile korktum anasını satayım.

"Onlar arasında sanırım bende varım. Sağ olsun kardeşim beni övmekten hiç vazgeçmiyor da. Neyse, tanışmış olduk işte. Hem geçen gün içinde kusura bakma. Seni öyle karşılamak istemezdim (!) Zaten büyük ihtimalle daha çok görüşeceğiz. Dikkat et kendine."

☆☆☆☆☆


"Daha hızlı, bırakma sakın. Hadi... Son üç, iki, bir. Tamam!"

Koşu bandını durdurduktan sonra omzumdaki havluyu esmer güzeline fırlattım. Spor bahanesiyle gelmişti ama saatlerdir cıvık cıvık davranıyordu. Bu günkü dördüncü öğrencimdi. Sanırım yaşı benden biraz büyüktü. Ama bu hiç sorun değildi. Daha olgunlarıyla da birlikte olmuştum çünkü...

"Çok teşekkür ederim Aksel'ciğim. İstersen dışarıda da buluşabiliriz."

"Rica ederim Hale'ciğim (!) Görüşmek üzere."

Kadın yanımdan uzaklaşırken minderlere oturdum ve soğuk su dolu pet şişeyi kafama diktim. Havalar bir ısınıp bir soğuyordu. Ve bu aralarda çok sıcaktı. Yakıp kavuruyordu. Tabii öğrencilerimde mini şortlar ve atletlerle spora geliyorlardı. Normalde giyseler bir şey demezdim ama spor esnasında gerçekten bunalıyordum. Rahat bir eşofman ve tişörtle takılsalar ne olurdu sanki? Ne gerek vardı spor yaparken dapdar şeylere? En iyisiydi rahat takılmak.

her yıldız bir gün söner.Where stories live. Discover now