16. Bölüm

1.1K 115 31
                                    

Satırlar arası güzel yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Profilimi takip ederseniz çok sevinirim.

☆☆☆☆☆


Bu kadardı işte.

Ben onun gözünde varoş bir mahallenin, basit ve sürtük bir kızıydım. Ne hissettiğim, ne düşündüğüm ya da ne yaşadığım umurunda değildi. Beni kullanacak ve sonra bir paçavra gibi kenara atacaktı. Onu eski hayatına kavuşturacak oyuncağıydım sadece. Sanki kalbim yoktu ve kırılmıyordum.

Hiçbir cevap vermeden onu ittirerek kendimden uzaklaştırdım ve yürümeye başladım. Benden bu kadardı. Ne yardım edecek ne de daha fazla üzmesine izin verecektim. Yorulmuştum artık.

"Minel! Minel dur!"

Seslenmesine aldırmadım. Az sonra şu ne derdi olduğunu bilmediğim bileğimden yakalayarak durdurdu. Onlar yüzünden bir gün kırılacaktı zaten. Gelen geçen peluşmuş gibi sıkıyordu çünkü!

"Dur... Tamam fazla ileri gittim."

Sinirle "Bırak beni! Ne bok yersen ye, umurumda değilsin artık! Ayrıca sana yardım falan da etmeyeceğim! Buraya kadar!" Diye bağırdım. Ama o bana aldırmadan tekrar gitmeme engel oldu. Yapıştı kene gibi...

"Ben çok özür dilerim tamam mı? Öyle demek istemedim. Lütfen gitme..."

Özür diliyordu.

Paşama bak sen, af dilemek her boku düzeltseydi...

Arkamdan seslenişine aldırmadan hızla geri çekildim ve yoldan geçen bir taksiyi çevirdikten sonra bindim. Koşmuştu fakat yetişememişti. Ya öyle kalırsın göt gibi!

Taksiciye evin adresini verdikten sonra arkama yaslandım. Hayır, ağlamayacaktım! Tek üzüldüğüm şey biraz düzeldiğini düşünmem ve yine yanılmamdı. Hala ilk tanıştığımız günkü gibiydi çünkü.

Bencildi, ukalaydı ve kibirliydi!

Kısacası şerefsizin tekiydi.

Resmen bana alenen sürtük demişti!

Tamam, arsız ve yüzsüz bir kızdım. İnatçıydım, özgür ruhlu ve sorumsuz birisiydim. Çocukça davranıyordum. Bazen katlanılmayacak hale geliyordum. Kabul, mızıkçının da tekiydim. Ama kimsenin kalbini bilerek kırmıyordum. Kimseye zarar vermiyor ve kimseyi üzmüyordum. Aksine bana ettiği onca hakarete rağmen hala ona yardım etmek için uğraşıyordum. Ama suç bendeydi! Dediği gibi tam bir aptal sarışındım çünkü. Fakat böyle olmayı istememiştim. Hayat buna mecbur bırakmıştı beni. Zira yapayalnızdım. Biraz sevgi için vazgeçmeyeceğim şey yoktu. Tek aradığım ilgiydi. Değer gördüğümü hissetmek istiyordum. Lakin kimse beni umursamıyordu. 

Taksi evin önünde durduğunda parayı ödeyip aşağı indim. Ağlamıştım. Her ne kadar hayır desem de gözümden süzülen yaşlara engel olamamıştım. Maskaram hep akmıştı. Saçımda bozulmuştu. Berbat haldeydim. Uzaktan bakıldığında yanlış anlaşılmalara o kadar müsaitti ki görüntüm... Eve girer girmez banyoya gittim ve makyajımı temizledim. Doğal halim elbette kötü değildi ama makyaj yapmayı gerçekten çok seviyordum. Zaten bu yüzdende Güzellik ve Saç Bakımı Hizmetleri okumuştum. Ama onunla bile dalga geçmişti piç.

Ah, çok komik (!)

Banyodan çıkınca üzerime ev sıcak olduğundan askılımı ve pijama altımı giydim. Zaten açık giyinsek sürtük, kapalı giyinsek kezban oluyorduk. Bu yüzden artık önemsemeyecektim. Kim ne derse desin kendi bildiğimden şaşmayacaktım.

her yıldız bir gün söner.Where stories live. Discover now