Bölüm 2

58 6 0
                                    

Suga'nın ağzından;

Notalar yavaş yavaş kulağıma ulaşıyor, parmaklarım melodinin ahenkine kapılmış. Gözlerim kapalı ve deniz dalgaları ile piyanonun o nazik buluşmasını dinliyorum. Ayaklarım ıslanmış, yazın ortasında iyi hissettiriyor. Ayağı kalktım, derin bir nefes aldım ve elimi suyun ortasında gezdirdim, dalgalar büyüdü ve girdap haline geldi , bende elimi kaldırdım. Sular havadaydı , suyu yavaş bir şekilde bitkilere verdim. Sonra elimi indirdim ve deniz normalleşti, mutluluk içinde güldüm ve kendimi denize bıraktım, beni iyice sarıyordu ve ben içeride nefes alabiliyordum. Deniz beni yukarı çıkardı ve üstünde oturmamı sağladı , yukarı doğru yükselmeye başladık. İçimde huzur vardı, hemde en derininden. Beni yavaşça aşağı indirmesi için parmağımı şıklattım. Anında yerdeydim. Şatoya doğru yürümeye başladım. Size kendimi tanıtıyım. Ben Min Yoongi, kısaca suga diyebilirsiniz ama ben ismimle seslenilmesini daha hoş buluyorum. Biraz soğuk biriyim biliyorum ama bu çektiğim onca acıdan dolayı. Sakin biriyim ama bir o kadar katıyımda, ama yalnızken uysalım. Hele beni deniz veya piyano ile yalnız bırakın benden mutlusu yoktur. Biz buranın sihirli ailelerinin üçüncüsüyüz. MİN KRALİYET AİLESİ  bizim gibi iki aile daha var, benle birlikte 7 kardeşiz. Ben 6.kardeşim.

abi; JİN- SÜPER HIZ

kardeşler; jhope- İYİLEŞTİRME, rm- BİÇİM DEĞİŞTİRME, v- ATEŞ,jimin-GÖRÜNMEZLİK,jungkook- ZİHİN KONTROLÜ

Hepsini seviyorum ama v ile hep bir çatışma içinde olsak bile ben onuda seviyorum. Gücümü çok  seviyorum bu doğrudur, ama bunun nedeni yıllar boyunca alışmış olmam, ilk zamanlarda gerçekten güneşten nefret ederdim. Bunun nedeni bu gücü alırken çektiğim acı... 


Evet, anlatmaya başlıyorum. Henüz 17 yaşındayken ve 18 yaşıma gireceğimin akşamı, çok heyecanlıydım çünkü gücümü alıcaktım bu gerçekten muhteşem bir şey olmalı diye düşündüm.  Çabuk sabah olması için yatağımın içine girdim. Kapı çaldı içeri hoseok girdi. O benim en sevdiğim kardeşimdi ve onsuz yapamazdım, gerçekten insanın suya duyduğu ihtiyaç gibiydi. 

- Hyung! babam gece boyunca hiç uyanmamanı söyledi.

- Neden? ve zaten ben nasıl uykumu kontrol edebilirim ki?

- Ben gerçekten bilmiyorum . dedi ağlamaklı bir sesle...

- tamam tamam. Sana bir şey demedim, gel buraya.

dedim ve onun kafasını öptüm ve sıkıca sarıldım. Hadi git eşek sıpası dedim ve güldüm, oda aynı şekilde gülerek gitti. Ben kafamı yastığa tekrar koydum ve tavana döndüm. Yavaşça gözlerimi kapattım ve uyumaya başladım,  tam sabah olurken yerin sallanması ile uyandım, gerçekten korkutucuydu. Daha güneş doğmamıştı ben de terasa çıktım. Havayı içime çektim ama geri veremedim, tıkanmıştım sanki ayaklarımı taşıyamadım ve yere düştü kafamı cama çarpmıştım. Cam parçaları sanki planlanmış gibi vücuduma saplandı. Ağzımdan kan gelmeye başlamıştı. Vücudum mosmordu , saçlarım döküldü.  Canım çok acıyordu. Sonra etim kesilmeye başladı bu canlı canlı ameliyat olmak gibiydi. Galiba güneş doğduğu için bunlar ama neden bir türlü bu güneş doğmuyordu. Birisi kontrol etmeye çalışıyordu galiba, ama biraz daha öyle durursa acıdan ölecektim artık terim , kanım ve gözyaşım birbirine karışmıştı.( BLOOD SWEAT & TEARS) sonra gözlerimin önünde iki dağ birbirine girdi acaba başka bir aileden biri daha mı gücünü alıyordu derken kalbimdeki acıyla sınırlarımı zorlayarak bağırdım. Denizin suyu birbirine girmiş iki dağın üstüne çıkmıştı ve bu iki dağı kapladı. Sonra bir anda ayaklarımda da aynı acıyı hissettim bu sefer bağırmadım, alışmıştım çünkü. Baktığımda göğsümde ve iki ayağımda balta saplıydı. Yerdeki karışmış sıvı bir insan vücuduna büründü ve teker teker baltaları çıkarmaya başladı

ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN AĞZINDAN;

Bu değişik cisimdeki sıvı suganın bedenindeki baltaları çıkartırken, şatonun alt tarafında hüzün fırtınası kopuyordu, herkes ağlıyordu  jin dışında hiç birinin daha gücü olmasa da  hepsi onun acı içinde bağırışını duymuştu, ve v bile dayanamamıştı oda ağlıyordu. Suga bunlar olurken bu acıdan kurtulmuştu, onun vücudunda hiç bir şey kalmamıştı o eskisinden daha yakışıklıydı ve vücudu bir tık daha gelişmişti. Güneşe baktı ve nefretle iç çekti. Yavaş yavaş aşağı indi ve kardeşlerine baktı. Hepsi ağlıyordu, o da ağlamaya başladı. Kucaklaştılar.

JİN;  şimdi iyi misin?

SUGA;  HİÇ BU KADAR KÖTÜ OLMAMIŞTIM...


BU BÖLÜM BÖYLE OLUVERDİ, BİRİNCİ BÖLÜMÜN VOL2 Sİ ...

SON SÖZDEKİ DEĞİŞİKLİĞİ FARK ETTİNİZ Mİ? BU BİZE NELER GETİRECEK?

MOMO VE SUGA GÜÇLERİNİ AYNI ANDA ALDILAR AMA BİRBİRLERİNİ TANIMIYORLAR BUNA NE  DEMELİ?

BİR DAHA Kİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ....

MIKNATISTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang