-13-

828 77 37
                                    

Nefes alamıyordum.

İçimde kötü bir his vardı. Kaburgalarıma baskı yapan,kalbimi sıkıştıran bir şey vardı.Ağlayasım geliyordu ama neden ağlayacağımı bilmiyordum.Artık soğumuş olan suyun içinde bu mermer küvette yatarken ve soğuk mavi renkteki duvarlara,fayanslara bakarken hissettiğim tek şey bir şeylerin yolunda gitmediğiydi.Sabah kabuslarla uyanmıştım,feci bir baş ağrım vardı ve bir tane ağrı kesici alıp direk banyoya girmiştim.Amacım kısa bir duş almaktı ama sonra vazgeçtim.Ve şuan parmakuçlarım büzüştüğü halde çıkmamak için diretiyordum.Bir şeyler hatalı gidiyordu,yanlıştı.Farkedemiyordum.

Bu yüzden annem ve babamdan başlayarak tüm hayatımı gözden geçiriyor yolunda olmayan şeyleri kenara ayırıyordum.Sorunlar her zamanki şeylerdi.En büyüğü de Chanyeol'un hastalığıydı.Diğerleri biraz daha çözülebilir,halledilebilir şeylerdi ama bu daha farklıydı.Elimden gelen tek şey yanında olduğumu göstermek,onun için daha umutlu olmaya çalışmaktı.Ama bunu yapmak çok zordu.Durumunun her gün biraz daha kötüye gittiğini bildiğim halde umutlu davranmaya çalışmak çok zordu.Bir de ailesinin görüşmemiz konusunda çıkardığı zorlukları hesaba katınca ister istemez içimde bir sıkıntı hissediyordum.

Telefonum çalınca da bu sıkıntının nedeniyle alakalı olduğunu düşünmüş bu yüzden hala ıslak bir halde banyodan çıkıp odama girmiş ve aramaya cevap vermiştim.Arayansa olmasını istediğim başına kötü bir şey gelme ihtimali biraz daha düşük olan cadıydı.

"Efendim Tae."dedim telefonu hoparlöre alıp yatağa koyarak.Dolaptan yeni havlular çıkardım ve kurulanmaya başladım.

"Günaydın.Az önce Kris işe gitti de geleyim mi diyecektim?"

"Olur.Gel.Bekliyorum seni."

"Geliyorum o zaman ben beş dakikaya."

"Gel hadi."dedim ve kapattım telefonu,üzerime rahat kıyafetler giydim,saç kurutma makinesiyle saçlarımı kurutmaya başladım.Sıcaklık ve ses beni mayıştırmaya başladığında makineyi fişten çıkardım ve mutfağa girdim.Taeyon ve ikimiz için kahvaltı hazırlıyordum ama Taeyon ben bitirmeden gelmedi.

"Günaydın."dedim içeri girdiğinde.Morali bozuk gibiydi.

"Hiç de günaydın değil Baek.Sana anlatacaklarım var."dedi mutfağa geçerken.Masanın başındaki sandalyeye oturduğunda çaprazına oturdum.

Sabahtan beri beklediğim kötü haber nihayet gelmişti.

"Ne oldu?Bir sorun mu var?"

"Dün konuştuklarımızı Kris duymuş."

"Her şeyi mi?"dedim içimdeki sıkıntı kendini ona,yüze ve bine katlarken.Eninde sonunda haberi olacaktı ama biraz daha vakti var gibiydi.Kendisini buna alıştırmadan sanki oma biraz fazla yükleniyormuş gibi hissediyordum.

"Evlenme teklifi edeceğini biliyor."Bir süre sessiz kaldım.

"Çok mu üzüldü?"

"Sen gittikten sonra ağladı biraz."

"Ya...Ama...Ben ne yapayım ki şimdi?Bunu zaten biliyordu yani bir gün birini seveceğimi ve-"

"Baekhyun o sana kızgın değil.Kimseye kızgın değil sadece üzülüyor."

"Off!Konuşsam mı acaba?"Bilmiyorum der gibi omuz silktiğinde tüm iştahım kaçtı.Canım hiçbir şey yemek istemiyordu.Bir süre sessiz kaldık ve Kris için ne yapabileceğimi düşündüm.O benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi.Onu böyle yüzüstü bırakıyor gibi hissediyordum ve bu çok kötü hissettiriyordu.

Sessizlik içinde kaldığımızda telefonum çalmaya başladı.Ayağa kalktım ve odada kalan telefonumu aldım aramayı açtım.

"Baekhyun."

☄️☄️hard feelings ||baekyeol||☄️☄️Where stories live. Discover now