-20-

750 58 23
                                    

not:kısa ama uzun zaman daha bölüm gelmeme ihtimali var.iyi okumalar.💛

Sabah alışık olmadığım bir şekilde boynumu yakan nefesle ve üzerimdeki ağırlıkla uyandığımda ilk başta nerede olduğumu anlamadım ama saniyeler içinde burnuma dolan bal kokusuyla gülümsedim.Gözlerimi yavaşça açtım ve etrafa bakındığım birkaç saniye sonra üzerimizdeki ince pikenin kaydığını gördüm.Üşümemesi için dikkatli bir şekilde pikeyi çekecektim ki uyandı,başını boynumdan kaldırdı ve uyku mahmuru bir şekilde bana baktı.Aşırı sevimli görünürken yüzümdeki yarım yamalak gülümseme büyüdü ve başımı hafifçe kaldırıp alnını öpüverdim.Başını tekrar göğsüme yasladığında belimin etrafındaki kolları iyice sıkılaştı.

"Çok kilo vermişsin."dedi mırıldanır gibi sesle.Bir şey demeden ellerimden birini saçlarına geçirdim ve yavaş yavaş masaj yapmaya başladım.Bundan neredeyse bir yıl önce falan bir pantolonuma giremediğim için üzüldüğümü hatırlıyordum ama şimdi kaç kilo olduğumu düşünemeyecek kadar umursamıyordum bunu."Ama kokun hep aynı."

"Değiştirmem gerekirdi.Çiçeklere alerjin var.Rahatsız olmadın mı?"Geri çekilecektim ama izin vermedi.Kendi kendime kızdım.Dikkatli olmam gerekirdi.Unuttuğum için suçlu hissediyordum.

"Sorun yok.Boşver.Uyuyalım hadi."dedi ve bir süre hiç sesi gelmeyince uyuduğunu düşünüp ben de uyumaya çalıştım.Ama ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süre sonra telefonum çalmaya başladı.Hızlıca cebimdeki titreyip duran telefonu çıkardım ve alarmı kapattım.Çoktan sabah olmuş, güneş ışığı odaya dolmaya başlamıştı.

Genelde bu saatler ayakta olduğumdan uykum gelmiyordu bu yüzden Chanyeol'u izliyor,derin nefeslerini sayıyordum.Uzun zaman sonra buradaydık,bir aradaydık,kokusu etrafımı sarmıştı ve sanki göğsümde bir kafes içinde uzun zamandır tutsak olan kuş kanatlanıp uçmuştu.Rahatladığımı hissediyordum.

Dün söyledikleri aklıma gelene kadar huzurum bozulmadı ama işte aklıma gelince ister istemez rahatsız oldum.İngiltere'ye dönmek istiyordu.
Gitmek istemesinin sebebini kendimce az çok tahmin edebiliyordum,yedi sekiz sene orada kalmıştı ve bütün arkadaşları oradaydı,orayı kendi ülkesinden daha iyi tanıyordu,İngilizce'yi anadilinden daha iyi konuşuyordu.Yani onun yerinde olsam dönmek isterdim,haklıydı.Ama tekrar ayrılma ihtimalimiz bile yüreğimi burkmaya yetiyordu.Bir de eski sevgilisi ile olan mevzusu vardı.Beni en çok korkutan buydu.Chanyeol'un parmaklarındaki kesikleri dün görmüştüm ve psikolojik açıdan hala çok iyi olmadığını biliyordum.Hala eğilimi vardı ve o kız olmasa bile bir başkasından bunu isteyebilirdi.

Ne kadar süre uyur uyanık halde içim içimi bu düşüncelerle yedi bilmiyorum.Bir ara dalar gibi olduğumda da Chanyeol'un uyandığını duyarak uyandım.

"Hiç kalkasım gelmiyor."

"Yat o zaman.Tüm gün bizim."dedim mırıltı gibi çıkan sesimle.Ben izinliydim onun da yapacak bir işi yok diye biliyordum.Kalabilirdik. Sorun olmazdı.Ama kalkmak istemese bile sıkılacağını biliyordum.

"Bulut'un resmi var mı telefonunda?Acayip merak ediyorum."dedi.Kenara koyduğum telefonu ona uzattım. Şifresi yoktu zaten.Kimseden saklayacak bir şey olmadığımdan şifrem yoktu.

"Aşırı güzel köpek ama biraz hırçın gibi?"

"Birazcık."dedim.Bulutla nasıl tanıştığım aklıma gelince gülümsedim.Eve kadar peşimden gelişi...Bazen komşular sorun çıkarsa bile onu yanıma aldığımdan dolayı asla pişman değildim.

"Taeyon ve o arkadaşın olan çocuğun niye bu kadar çok fotoğrafı var?"dedi kaşlarını çatmıştı,ufak çocuklara benzeyen bu hali aşırı sevimliydi,gülmemek için kendimi tuttum.Telefonu elinden aldım ve kamerayı açarak ona çevirdim.

☄️☄️hard feelings ||baekyeol||☄️☄️Where stories live. Discover now