2. Bölüm

39 10 2
                                    

"Sarhoş olduğumu ve konuşma şeklinle alay ettiğimi iltifat olarak almalısın..."

Taksi sevgilimin holdingine vardığında mesai başlayalı çoktan bir saat olmuştu. Ayakkabımın topuklarını kırmadan olabildiğince hızlı merdivenleri çıktım. Otomatik kapının önüne gelip durdum. Beni algılamamış olacak ki açılmadı. Ellerimi kaldırıp sensörü etkinleştirmek için salladım. Uzun bir süre küçük düşürücü bir şekilde bunu yaptım ama kapı açılmamakta ısrarcıydı. Birkaç adım geri gidip açmayı tekrar denedim. Nedense o kadar hareketimden sonra yavaşça yürüyünce açılmaya karar verdi lanet kapı.

İçeri girdiğimde her yere yabancıydım. Daha önce burda bulunmuştum ama şimdi bir değişiklik vardı. Acaba herkes bana baktığı için miydi yoksa hepsi ilk iş günü stresinden mi ibaretti?

Ben hala ne yapacağımı bulamazken karşımda sevgilim belirdi. Yüzünü görmek için kafamı kaldırmam gerekti.

"Geç kaldın tatlım."

"Biliyorum. Trafikte kaldım."

"Peki. Odan benimkinin hemen karşısında. Zaten stajyerlerin odalarıyla yan yana senin odan da."

"Ve ben de senin stajyerin miyim?"

"Evet."

"Anladım."

"Hadi odana çıkalım."

"Tamam."

Asansöre kadar eşlik etti. Asonsöre gelince gideceğim katın tuşuna bastı ve gitti. Odama bıraksaydı bari. Odun işte.

Renksiz, ruhsuz odamı bulup masama oturdum ve öylece bekledim. Saatlerce öyle boş boş oturdum. Mesai saati bittikten sonra sevgilimin yanına gittim.

"Aşkım, gidelim mi?"

"Taylor, aklını falan mı kaçırdın sen? Birlikte eve gideceğimizi düşünmüyorsun herhalde."

"B-Ben..."

"Seninle görüneceğimi mi sanıyordun?"

"A-"

"Taylor, git."

Kapıya dönüp hızla çıktım. Elimle yüzümün görünmesini engellemeye çalışarak holding kapısından çıktım. Önüme gelen ilk taksiye bindim.

"Nereye gidiyorsunuz efendim?"

Evimin adresini verdim ve olabildiğince hızlı orda olabilirsek sevineceğimi söyledim. 20 dakika sonra eve varmıştım. Taksiciye parayı verdim ve evime çıktım.

Küçük bir apartman dairesinde yaşadığım için fazla eşyam yoktu. Kendimi yatağıma, tek dostuma attım. Bir süre yüzüstü uzanıp ağladıktan sonra kalkıp buzdolabını açtım. Bulmayı beklediğimin aksine dondurma yoktu. Sadece bitmiş bir ketçap şişesi, yarım ekmek, bir iki parça peynir ve süt vardı.

Odama gidip dolabımı açtım. Siyah, kolları onuzlarıma düşük bir elbise seçtim ve kırmızı topuklularımı ayağıma geçirdim. Hışımla evden çıkıp yakınlardaki bara yürümeye başladım.

Akşam serinliğinde üşümüştüm ama umrumda değildi. Çok kaba konuşmuştu. Bara varınca içeri girdim. Ne kalabalıktı ne de tenha. Barmenin olduğu tezgaha geçtim.

"Ağır olsun."

O sırada yanıma biri geldi. Biraz içtiğim için kafam bulanıktı. Bu adamı gözüm bir yerlerden ısırıyordu ama kim olduğunu hatırlayamıyorum.

“Hey, senin ne işin var burada? Holding'e çalışan bir kadın böyle yerlere gelmemeli bence. Özellikle de güzelse.”

“Sen çok tanıdıksın.” dedim biraz uyuşukça. “Nerden tanıyorum ben seni?”

“Beni hatırlamayacak kadar içtin mi gerçekten?”

“Ayrıca benim holdingte çalışığımı nereden biliyorsun? Seninle tanışmadık ki?”

“Sabah sana taksiye binerken şöyle demiştim, 'Siz nereye gidiyorsunuz hanımefendi?' Sen de şöyle cevap vermiştin. 'Çalıştığım holdinge gidiyorum ve çok geç kaldım!' Ben de sana acıyıp taksiye binmene izin vermiştim. Sonuçta patronun kızarsa işten atılabilirdin. Yazık olurdu. Sahi, patronun kim?”

Bu o adamdı! Sabah taksi olayını yaşadığımız adam. Onu bir daha asla görmeyeceğimi sanmıştım. Ama şansa bakın, onu hiç uygun olmayan bir yerde, onu hatırlamadığım bir zamanda karşılaşmıştım. Bir daha fırsatım olmayabilir, diye düşündüm ve adını ve numarasını sormaya karar verdim.

“Patronum mu? Patronum bana kızmaz. Çünkü o benim sevgilim.

Suratındaki ifade şaşkınlık ve kırgınlık karışımı bir şeydi. Ne olduğunu anlamadığım için konuyu değiştirdim.

“Adın neydi?”

“Ethan. Ethan Grayson. Senin?”

“Taylor Swift.”

"Memnun oldum. Numaranı alabilir miyim? Belki konuşuruz. İyi dost oluruz.”

Resmen aklımı okumuştu. Ama beni onun numarasını sormak gibi bir durumdan kurtardığı için ona kesinlikle teşekkür etmeliyim. İçimden tabii. Numaramı söyledim ve o kaydetti. Ama güzel kafam onun numarasını almayı unutmuştu.

“Hey, bu arada aksanın mükemmel.” diye dalga geçtim.

“Ha ha, çok komik."

***

Selamlar! Gökkuş ve ben yeni bir bölüm yazdık 😂. İlham patlaması yaşadık resmen. Ve evet, Ethan Grayson ismine uzun uğraşlar sonrası karar verebildik. Neyse bir sonraki bölümde görüşürüz! ❤💙💚💛💜

Gorgeous/Taylor SwiftWhere stories live. Discover now