3. Bölüm

39 11 21
                                    

"Ve bir erkek arkadaşım var, bizden daha büyük."

Başım dönmeye başlamıştı. Ethan'a döndüm.

"Başım fena oldu. Ben eve gidiyorum..." ama Ethan buna karşı çıktı. Beni eve kendisinin bırakmasını teklif etti. İlk başta itiraz ettim ama sonra acayip mantıklı konuştu ve beni ikna etti.

"Kız başına sokaklarda dolaşamazsın. Senden başka sarhoşlar da var. Üstelik daha ayakta bile duramıyorsun."

"Duruyorum, bak..." dedim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Kalkamamıştım.

"Topuklulardan dolayı..." dedim hemen bahane uydurarak.

"Çıkar o zaman ayakkabılarını." dedi Ethan alaycı bir gülümseme ile.

Endişemi belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü bunu söyleyeceğini düşünmemiştim. Çaresiz ayakkabılarımı çıkardım ve tekrar ayağa kalkmaya çalıştım. Ama birden dünya ters dönmeye başladı. Yani düşüyordum. Tabii Ethan beni tutmasaydı.

"Tamam, buraya kadar. Seni evine ben götüreceğim. İtiraz istemiyorum." dedi ve beni kucakladı.

Ancak oflayabildim. Ayakkabılarım kucağımdaydı. Hazır fırsat bulmuşken kaslı göğüslerine kafamı dayadım ve gözlerimi kapattım. Ama tam bardan çıktığımız sırada gözümü kamaştıran bir flaş patladı. Gözümü açıp kafamı kaldırınca bunun parazzilerden geldiğini anladım. Beni nereden mi tanıyorlardı? O zaman hikayemi anlatayım...

13 yıldır şarkıcılıkla uğraşıyordum. Kendi şarkılarımı kendim yazıyor, kendim besteliyordum. Harika bir kariyerim vardı. Sonra bir gün, ne olduğunu bilmiyorum, benim hakkımda yapmadığım kötü haberler çıkmaya başladı. Mesela şöyleydi;

"Taylor Swift Cuma akşamı neler yaptı? Bilmek istemezsiniz..."

Bu beni "sürtük" yapıyordu. Oysa ki ben o akşam hasta çocukları ziyaret etmiştim. Böylece kötü haberler arttı. Ve itibarım günden güne kötüleşmeye başladı. Hatta bir sürü yerde artık "Yılan" diye anılıyordum. Ben de artık bunlardan sıkıldığım için müziğe ara vermeye karar verdim. Eğer internet sitelerine bakarsanız, bu haberlerden fazlasını görebilirsiniz. Bu yüzden asla kendimi internette aratmıyorum.

İşte beni böyle tanıyorlardı. Kötü itibarım ile. Ve şimdi daha da kötüleşecekti. Düşünsenize, önceden "sürtük" olarak anılıyorsunuz. Yıllar sonra bir adamın kucağında sarmaş dolaş fotoğraflanıyorsunuz. Bunu kime anlatabilirsiniz ki? Anlatsanız bile, kim inanır ki... Bana inanabilecek tek bir kişi var; Selena Gomez. Kankam, hatta kardeşim. Bunları ona anlatacağım, eve gidince tabii. Şu anda daha büyük bir sorunumuz var.

Hemen ellerimle yüzümü kapattım.

"Düşündüğünüz gibi değil. Gerçekten!" dedim Ethan'ın kucağından inerken. Ama yalpalayarak yürüyordum. Harika, artık sarhoş olduğumu da biliyorlardı. Ethan durumu kurtarmak için beni arabaya kadar götürdü. Beni bindirdikten sonra kendisi bindi. Oradan uzaklaştıktan sonra minik bir küfür ettim. Ethan biraz durduktan sonra sormasından korktuğum soruyu sordu;

"Onlar paparazzi değil miydi?"

Uykum birden gelmeye başlamıştı. Sarhoşluğun etkisi işte.

"Evet..." dedim mırıldanarak.

"Peki..." dedi. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Ethan'ın bir şeyler söylediğini duydum. Ama biraz bulanıktı. "O zaman burada ne işleri vard-" daha fazlasını duyamayıp uykuya dalmıştım.

***

Sabah uyandığımda bilmediğim ama kocaman olan bir evdeydim. Hemen üstüme baktım. Çıplak olmadığıma şükrettim. Çünkü dün gece ne olduğunu hatırlamıyordum. Hemen yattığım yerden kalktım. Başım çatlıyordu resmen. Sanırım dün gece efkarlanıp içmiştim. Ama hala nerede olduğumu bilmiyordum. Ayakkabılarımı giydim ve evdeki banyoyu aradım. Birkaç yanlış denemenin sonunda bulmuştum. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Ve ellerini yıkayan bir adet Ethan ile karşılaştım. Çığlığı bastım. O da bağırdı.

"Kapı çalmak diye bir şey duydun mu?!" diye çıkıştı.

"Pardon ben evde kimse yok diye düşünmüştüm ve... Elimi yüzümü yıkamalıyım. İzninle." dedim. Harika bir münasebetsizdim. Sen gel kapıyı çalmadan içeri dal, adamı ellerini yıkarken yakala (iyi ki başka bir şey yapmıyordu), üstüne üstlük banyodan kov. Mükemmel.

Ethan ne olduğunu anlamayan bir surat ile dışarı çıktı. Tüm ihtiyaçlarımı giderdikten sonra çok mantıklı bir soru sordum.

"Ethan bu ev senin mi?"

"Vay canına, nereden bildin?" dedi alaycı bir gülümseme Ethan. Gülümserken gamzeleri çıkıyordu.

Tam o sırada gözlerim saate kaydı. Ve evet, işe yine geç kalmıştım.

"GEÇ KALDIM!"

"Tamam sakin ol, seni ben bırakırım."

Seni güzel kalpli adam...

"Teşekkürler!"

***

Ve Holding'e varmıştık. Kapıdan içeri girdik. Evet, beraber. Sevgilimin de beni kapıda beklemesi ne büyük tesadüf, değil mi?

Kapıdan girdiğim anda sevgilimin bağırışı ile karşı karşıya kaldım. Bana gazeteyi gösterdi.

"Bu ne Taylor?!"

Gazetede Ethan'ın kucağında olduğum bir resim vardı. Ama bu ne zaman olmuştu ki? Tarihe baktığımda dünü gösteriyordu.

"B-Bak tatlım, düşündüğün gibi değil..." dememle sevgilim Pete'den tokatı yemem bir oldu. Hem de okkalı bir şekilde.

➖ ➖ ➖ ➖ ➖ ➖

Selam! Bölüm nasıldı? Ben Elif, Duru tatilde o yüzden bu aralar bölümleri ben yazıyorum. Ama o da en kısa sürede yazacak. Zaten yardım ediyor bazen.

Neyse, diğer bölümde görüşmek üzere!🌈 Her şey dahil 676 kelime.

Gorgeous/Taylor SwiftDonde viven las historias. Descúbrelo ahora