5. Bölüm

30 11 6
                                    

"Çok havalısın, bu senden daha fazla nefret etmemi sağlıyor."

"Çünkü... Birini sokakta bırakacak kadar vicdansız değilim."

"Anladım."

"Benim eve gidiyoruz o zaman?"

"Şey, birkaç aydır kirasını ödeyemediğim daireme uğrasak iyi olacak. Eşyalarım falan var."

"Doğru. Yolu göster o zaman."

Adresi tarif ettim. Yol boyunca daha fazla konuşmadık. Apartmanın önüne geldiğimizde durdu.

"Hızlıca bir çanta hazırlar gelirim."

"Tamam ben bekliyorum."

Arabadan inip daireme çıktım. Odama gidip bir çanta buldum ve eşyalarımı doldurdum. İhtiyacım olan her şeyi alıp çıktım. Ethan'ı bekletmek istemiyordum.

Hızlı adımlarla merdivenleri indim ve kapıdan çıktım. Ethan elinde telefonla arabaya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Güneş gözlükleri ve kolundaki pahalı saat ayrı bir hava katmıştı. Nedense gözüme bir yakışıklı görünmüştü. Lanet olsun, çok havalıydı.

"Hazırım. Gidebiliriz. Tekrar çok teşekkürler."

"Ne demek, her zaman 😎."

İkimiz de arabaya bindik ve evine gittik. Benimkinden çok uzak değildi aslında. Arabadan inip daha önce dışardan bakmaya fırsat bulamadığım evine- öhö öhöm villasına bir baktım.

"Oha..."

"Bir şey mi dedin?"

"Ha, yok bir şey."

"Burası arka kapı. Arka bahçeye ve havuza çıkıyor. Salondan içeri girilebiliyor. Ayrıca sağ tarafta da gizli bir giriş var, görmek istersen gösteririm."

Gizli giriş mi? Gizli girişinden bana niye bahsetsin ki?

"Havuz?"

"Evet şurda gördüğün."

Adamın. Havuzu. Var. Dağılın beyler. Elimi sokmak için havuza yaklaştım. Çöküp elimi suya değdiriyordum ki dengemi kaybedip suya pat diye düştüm.

"Ethan! Ben... Yüzme... Bilmiyorum!"

"Ciddi olamazsın."

"Yardım etsene öküz!"

Ethan suya atladı ve beni çıkardı.

"Ayy çanta da gitti."

"Onu da mı çıkarayım?"

"Yok ben çıkarırım. Ulan hödük orda ölüyodum demin!"

Ethan suya dalıp batan çantamı da çıkardı.

"Al."

"Teşekkürler! 😡"

"Sakin ya."

Ayağa kalkıp bana elini uzattı. Ben de tutup ondan destek aldım.

"Eşyalarını kurutucuya atarız."

"Tamam teşekkürler."

Hala elinde olan elimi fark ettim. İkimiz de ellerimize bakmaya başlayınca elini çekti ve kafasını kaşıdı.

Önümden yürüyüp beni içeri götürdü. Yukarı kata çıktık.

"Ethan?"

"Efendim?"

"Ben bir duş alsam olur mu?"

"Tabii. Banyo şu tarafta."

"Sağol. Bu arada hödük ve öküz için özür dilerim.

"Sorun değil."

Banyo dediği yere girdim de burası benim yatak odamdan büyük lan. Sıcak bir duş aldıktan sonra çıktım. Yatağın üstünde bir not vardı.

Yarım saattir duştasın ben de beklemek yerine akşam yemeği için markete gidiyorum. Kurutucu henüz bitmediği için yatağa birkaç kıyafetimi koydum. :)

Ne kadar iyi bir insan ya bu. Kimsenin görmediğinden emin olduktan sonra notu kırmızı rujumun izi kalacak şekilde öptüm. Sonra yatağın üstünde siyah bir tişört gördüm, dikkatim dağıldı ve not orada kaldı. Neyse, tişörtü üstüme geçirdim. Dizimin biraz üstüne geliyordu bu yüzden alt giyme gereği duymadım. Evi gezmeye başladım. Bu adam zengin işte belli. Çok güzel ev ya. Bi de kocaman böyle villa gibi. Mutfağa baktım önce. Nasıl anlatsam ki. Yani bir erkeğe göre fazla harika, o kadar söyleyeyim. Sonra salona geçtim. Koltuğun modeli L koltuktu. En sevdiğim modelden. Üstüne zıplamadan edemedim. Sonra televizyona döndüm. Yan çevirseniz belimin üstüne gelirdi, o kadar büyüktü. Nasıl oluyorsa tırnağımdan sadece birazcık daha kalındı. Adamın her şeyi mükemmel ya. Neyse ben burayı da bıraktım, Ethan'ın yatak odasına doğru ilerledim. Benimkinin hemen yanındaydı. Buraya girmek doğru değildi tabii ki. Ama yine de merak ediyordum. Yani...

İçerisi bayağı büyüktü. Yatak çok, nasıl desem... Spordolabı odanın bir duvarını kaplıyordu. Hemen dolabının içini açtım. Ve kıyafetleri seçip seçip üstüme tuttum. Tam o sırada kapı klidinin açılma sesini duydum. Neyse ki odası üst kattaydı. Buraya gelmesi zaman alırdı. Hemen kıyafetleri geri astım. 5 kıyafeti yerinden çıkarmıştım. Birinciyi takarken Ethan büyük ihtimalle eşyaları yerleştiriyordu. Beni bulamamıştı tabii. Seslenme gereği duydu.

"Taylor? Nerdesin?" diye bağırdı aşağı kattan. Hemen ikinci kıyafeti de askıya astım.

"Burdayım, eşyalarımı yerleştiriyorum!" Diye bağırdım Ethan'ın odasından. Tamam yalandı, ama adama "Odanda kıyafetlerini deniyorum!" mu demeliydim?

Üçüncüyü de yerine asıp dördüncüye geçtiğimde sofrayı hazırlamıştı Ethan. Yemekleri zaten önceden yapmıştı. Yukarı çıkmak için merdivenlerin önüne geldiğini duydum. Dördüncü kıyafeti de telaşla astım. Merdivenleri yarılamıştı. Ben de beşinciyi neredeyse bitirmiştim. Sonunda astım. Ama Ethan'ın sesini duymuyordum. Ne olduğunu anlamak için dolabın aynalı kapağını kapattım. Tam o sırada yansımamın arkasında Ethan'ı görmüştüm. Bana bakıp sırıtıyordu. Şimdi yandım işte.

***
Selamlar! İkimiz beraber bu bölümü yazabildik. Nasıl olmuş? Umarım beğenmişsinizdir. Bu arada eğer kitabı beğendiyseniz bir kaç kişi etiketler misiniz? Çok seviniriz. Görüşürüz!
🖤💜💙💚💛❤

Toplam kelime sayısı: 684 kelime.

Gorgeous/Taylor SwiftWo Geschichten leben. Entdecke jetzt