6. Bölüm

34 9 42
                                    

"Muhteşemsin, yüzüne hiçbir şey söyleyemiyorum."

Arkamı döndüm. Bir süre Ethan'ın yüzüne bakamadım. Ne yapayım utandım. Siz olsanız utanmaz mıydınız?

Nihayet gözlerimi Ethan'a çevirebilmiştim. Kollarını göğsünde başlamış, sırıtıyordu.

"Eşyalarını ne çabuk yerleştirdin sen..?" dedi.

"Bak Ethan, ben... Şey-"

Güldü. Çok güzel bir gülüşü vardı.

"Tamam tamam, açıklamana gerek yok. Tek bildiğim az önce çok tatlı olduğun..." son sözünde ikimizde kızarmıştık. O da konuyu değiştirmeye karar verdi.

"Yemek hazır, hadi gel." Kafamı salladım. Ve onu takip etmeye başladım. Merdivenlerden aşağı indik ve sandalyelerimize oturduk. Yemekler muhteşem görünüyordu. Bir lokma alıp ağzıma attım. Tatları da mükemmeldi.

"Harika olmuşlar..." dedim istemsizce. Ethan gülümsedi.

"Sağol."

"Ana böyle olmuyor. Sen hem çalışıyorsun, hem yemek yapıyorsun. Olmaz. Burada kaldığım sürece yemekleri ben yapacağım."

Konuşmak için ağzını açtığı sırada ben konuştum.

"İtiraz istemiyorum!"

Ağzını kapattı. Ortam bayağı sessizleşmişti. Konu açmak istedim.

"Ee, sen nerede çalışıyordun bu arada?" diye sordum.

"Ah, şey... Ben Holding işletiyorum."

"Vay be! Evinin bu kadar güzel olmasının ve bu kadar zengin olmanın başka bir nedeni olamazdı herhalde." diye mırıldandım.

"Efendim? Bir şey mi dedin?" diye sordu. Ne zaman işleri batıracak bir şey söylesem duymuyordu. Duymaması bile mükemmeldi.

"Yok bir şey."

"Az önce ne kadar uzun bir cümle kurduğunu duydum ve cevabın "Yok bir şey." mi? Gerçekten mi?" diye sordu muzipçe gülümseyerek.

"Ya sen niye bu kadar zekisin ki?" diye sordum. Elimi anlıma vurdum. Yine berbat etmiştim.

"Bilmiyorum, sanırım doğamda var." dedi ve sırıttı. Ay ama çok tatlı!

Yemeği bitirdik ve sofradan kalktık. Bulaşıkları toplamak isteyip topladım. Bir şey istediğimde kimse bana karşı koyamazdı. Ve hiçbir işe yaramamak çok kötü bir şeydi.

Koltukta oturuyorduk. Çok merak ettiğim bir şeyi sonunda sorma cesaretinde bulundum.

"Ya hani sen gizli giriş diye bir şeyler söylemiştin ya, biraz bahsetsen veya beni oraya götürsen olmaz mı?"

"Olur. Zaten istersen gösterebileceğimi söylemiştim."

"Gerçekten mi?!"

"Evet."

"Teşekkürler!" dedim ve bir anlık refleksten kollarımı boynuna doladım. İkimiz de kızarmıştık bu yüzden hemen kollarımı çektim.

Salon kapısından çıktık ve evin yan kısmına gittik. Havalandırma gibi bir yer vardı.

"İyi de, burası havalandırma kanalı değil mi? Nasıl bizi içeri götürecek?"

"Zaten istesek de havalandırmadan içeri girebiliriz ama havalandırma delikleri hem çok küçük hem de odanın üst kısmında. Burda gizli bir kapı var."

"Anladım. İçerisi kirli değil mi?"

"Gizli kapı diyorum."

"Tamam tamam hiç sormadım say."

"Bayanlar önden."

Hala Ethan'ın tişörtünü giyiyordum ve yerde sürünürken arkamda olursa görmemesi gereken şeyler görebilirdi.

"Y-Yok sen önden git. Hem ben yolu bilmiyorum."

"Peki sen bilirsin." dedi ve havalandırma kanalının girişine eğildi. Bebekler gibi emekleyecektik resmen.

İçerde sürünürken söylenmeye başladım tabii ki.

"Burası karanlık. Önümü göremiyorum."

"Işıksız gireceğimizi düşünmedin herhalde." dedi ve getirdiği el fenerini açtı ve önümüze tuttu. Bildiğimiz havalandırmaydı işte bu.

"Ama tozlu burası."

"Sana da hiçbir şey beğendiremiyoruz Taylor. Az sabret geldik sayılır."

"Tamam tamam."

Biraz daha süründükten sonra sola döndük ve karşımıza minik bir kapı çıktı.

"Bak geldik."

Kapıyı itti ve üst katın tuvaletine çıktık.

"Bu kapıyı fark etmemiştim."

"Fark edemezsin. Bak."

Kapıyı kapattı ve kapı görünmez oldu. Yani, duvarla uyum sağladı.

"Uuu. Çok havalı."

"Zor durumda kullanırsın artık."

Kapıdan dışarı çıktık. Burası benin kaldığım odaydı. Yatağın üzerinde bugün rujlu dudaklarımla öptüğüm not kağıdı gözüme çarptı. Hemen elime aldım ve arkamda sakladım.

"Ne saklıyorsun Taylor?"

"Hiiç."

"Nasıl da anlaşılıyor sesinden yalan söylediğin."

Lanet olsun yalan söyleyememekten nefret ediyorum! Bir kere de işe yara ya.

"Ne saklıyorsun söyle."

"Ne saklayacağım ya."

Üstüme üstüme gelmeye başladı. Ellerini arkamdaki ellerime ulaşmak için iki yandan doladı ve çok yakınlaştık.

"Ya Ethan napıyorsun!?"

Ben ellerimi sıkarken kağıda ulaşmak için uğraşıyordu. Aramızda birkaç santimetre kalmışken bir anda dudaklarımız birbirine değdi. Gözlerini kocaman açmıştı ama geri çekilmiyordu. Kağıdı almaya çalışıyordu. Ben de vermemek için onu hafifçe ittim. Bu sefer çekildi.

"Madem vermiyorsunuz Bayan Swift, o zaman benim de başka çarem kalmıyor." dedi ve ellerini karnıma götürdü. Hızla gıdıklamaya başladı.

"Hahaha! E... Ethan... Yap... Yapma... Ahahaha!"

Sonunda daha fazla dayanamadım ve kağıdı bıraktım.

"Aha!"

Kağıdı elimden aldı ve uzun bir süre baktı.

"Taylor..."

***

Selamlar! Evet Taylor ve Ethan ilk kez öpüştü! Biz çok mutluyuz 😂😂😂. Neyse diğer bölümde görüşmek üzereeeee 🌈🌈!

Gorgeous/Taylor SwiftWhere stories live. Discover now