5.Bölüm (Silik Ses)

1.1K 188 81
                                    

NATSU

Kahretsin, kahretsin, cidden ama cidden kahretsin. İnsan telefonu açmadan önce arayana bir bakar ama nerde bende o zeka? Laxus'a gereksiz diyecek kadar nasıl bir yürek yedim gerçekten merak ediyorum doğrusu.

Kapıdan içeri girdiğim anda gözleri bana çevrilmişti bile. "Gereksiz demek, ha?" Böyle bir şey olamaz adam fırça çekmek için resmen yolumu gözlemiş.

Gülümsemeye çalışarak elimle ensemdeki saçlarımı karıştırırken "Kusura bakma seni bizim Elsa... Yani Gray sandım da. Senden hemen önce o aramıştı ve konuşmakta çok ısrarcıydı." dedim.

Bir süre ciddi bir şekilde tepkimi izlemişti ki ben o sırada ölümlerden ölüm beğenmekle meşguldüm. Gönül ister ölümüm Lucy'nin ellerinden olsun ama o yokken Laxus sarışınıyla idare etmek zorundayım sanırım.

Bir an Laxus'u Lucy gibi giyinmiş düşündüm de... Düşünmesem daha iyiydi sanırım, şimdi bu görüntüyü hafızamdan silmekle uğraşmam gerekecek ve umarım dışımdan düşünmüyorumdur çünkü iç sesim resmen kendini öldürtmeye yer arıyor şu an.

"Natsu seninle açık konuşacağım, net olarak söylemem gerekirse sana katlanamıyorum."

"Teşekkürler, ben de sana."

Has... Ne dedim ben? Laxus gözlerini kısıp bana baktığında deve kuşu gibi kafamı gömebileceğim bir delik olsun istemiştim ama ne gezer.

"Ah, demek öyle."

Bugün dilimin kemiği nereye kayboldu bilmiyorum ama gerçekten hiç iyi bir yere gitmiyor bu işin sonu.

"Ben onu kastetmedim, otomatik cevap o. Hani biri seni seviyorum der sen de ben de seni dersin, ya da..."

"Tamam, tamam kes zırvalamayı. İki dakikada başımı ağrtıttın, bir kaç gün izinlisin yarın burayı kapatıyorum diyecektim ama sırf zevkine seni burda tek başına çalıştırasım var."

"Çok kötüsün."

"Ah, teşekkürler bu da beni katlanılmaz yapan şeylerden birisi sanırım."

Laf sokmasını görmezden gelip "Neden peki?" diye sordum. Omuz silkip "Mekanda bir kaç değişiklik düşünüyorum, bir süre planlamayla uğraşmam gerek." demişti.

Bir saat kadar Laxus'un yeni fikirleri hakkında konuştuktan sonra gelen mesaj sesiyle telefonuma baktım. Lisanna'dandı.

"Lucy ile yakınlardayız, çalıştığın cafe sakin mi? Biliyorsun çok kalabalık yerler hiç çekilmiyor."

Kalabalık olsa bile sakin derdim bu mesaja hiç merakı olmasın ama gerçekten sakindi neyse ki. Beş dakikaya burda olduklarını söylediğinde heyecandan yerimde duramaz olmuştum, sürekli ellerimle oynayıp duruyordum.

"Neyin var senin?"

"Hiç. Hiç bir şeyim. Bugün çalışacak mıyım peki? Ona göre içeri gidip..."

"Gerek yok, çocuklar hallediyor sen anca ayak bağı olursun. Gereksizmiş..." Biliyordum. Hala kızgın ve beni sessiz sessiz öldürecek...

Laxus bana gitmemi söylediğinde arkadaşlarımı beklediğimi belirttim ve o da bize güzel bir masa ayarladı. Katlanılmazdı falan ama iyi adamdı vesselam.

Ben sadece Lucy ve Lis'i beklerken yanlarında bir de sarışın bir çocuk vardı. Onu daha önce de görmüştüm sanırım Lucy'nin yanındayken... Ve şimdi yine onun yanında, biraz huzursuz hissettim nedense.

Onlara selam vermemden sonra birlikte masaya geçtiğimizde alışkanlık gereği şiparişleri almıştım. Sonra da madem aldım gidip getireyim demiştim onlar bu huyuma gülerken.

Lipstick (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin