10.Bölüm (İpuçları)

961 161 114
                                    

NATSU

Lucy'nin kalbimi kırmakla ilgili kurduğu cümleye burukça gülüp "Hatırlamak isterdim." dedim. "Seninle nasıl tanıştığımızı ve senin için önemli olan o günü..."

Lucy gülmeye çalışarak saçlarımı eliyle dağıtmıştı. Saçlarıma değen elleri yumuşacıktı ve beni neşelendirmeye çalışması hoşuma gitmişti. "Drama kraliçesi!" Ben de birlikte gülünce sıcak bir an oluşmuştu aramızda...

Elini saçlarımdan çekip tektar ayaklarını sallamaya başlarken "Umutsuz vakayım sanırım." demişti. "Bir yıldır aklımdaydın ama bir türlü sana bir adım atmaya cesaret edemedim."Bana dönüp alayla gülmüştü. "Senin şu herkesi reddedip durma huyun sağolsun, gözümü korkutmuştun Pembe Panter."

Tüylerim ürperdi ve "Bana o şekilde hitap etme lütfen." dedim. "Aklıma senin şu civciv arkadaşın geliyor." Arkadaş kelimesini bastırmıştım tekrardan.

"Sting sadece benim için endişeleniyor ve  biraz da seni kıskanıyor, o yüzden onu dert etme. Kötü biri değildir." Tek kaşımı kaldırıp "Beni neden kıskanıyor ki?" diye sordum kıskançlığımı gizlemeye çalışan bir edayla.

Omuz silkmişti. "Erkek çocuklarının Oidipus kompleksi gibi düşün. Çocukken annelerine düşkün oldukları için babalarını kıskanırlar."

Tedirgin bir şekilde "Hey, hey." dedim. "Mitolojide Oidipus'un babasını öldürüp annesiyle birlikte olduğunu biliyorsun, öyle değil mi?"  

Kahkaha atıp "Biliyorum, bu ismi vermelerinin sebebi o zaten." demişti. "Sting'in beni öldürüp seni kendine alması gibi bir durum söz konusu bile olamaz, tüylerim ürperdi. Bu ismi koyanlar gerçekten manyak!"

"Şey, bunu gidip Freud'la konuşmalısın sanırım."

"Ah, evet. Mezar soygunculuğu için iyi bir sebep. Baksana, ruh hastası neden bu teoreme böyle bir isim..." Cümleme devam edememiştim çünkü ben konuşurken üzerimde gezinen gözler daha da yakınıma gelmişti ve güzel bir kadının dudakları benimkilerle birleşmişti.

Bu bir şaka olmalı... Lucy beni gerçekten ama gerçekten öpüyor mu? Sarhoş gibi hissediyorum, başım dönüyor resmen. Daha fazlası için çırpınsam çok mu ileri gitmiş olurum?

Sıcak dudaklarını çektiğinde içimde bir boşluk oluşurken onun bana beklentiyle baktığını görmüştüm. Ne söylemem gerekiyordu? Ne yapmalıydım? Ne denir ki?

"Teşekkür ederim!"

Kaşlarını çatıp bana bakmasına şaşmamalı, teşekkür ederim ne?! Ama gerçekten doğru cümleye dair hiçbir fikrim yok, düşünecek enerjim de aynı şekilde.

Aklımda olan tek şey onu tekrar öpme isteğim... Onu tekrar öpme... Onu daha önce öpmüş müydüm? Sanmıyorum, öpsem hatırlardım, diye düşündü koca bir günü unutan adam.

Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken "Teşekkür ederim,, demek..." diyerek tekrar etmişti kurduğum cümleyi. "Gerçekten faydası olmadı..." Ayağa kalkarken "Neyse." demişti. "Zaten bir mucize olurdu."

"Ne bir mucize olurdu?" Ben de ayağa kalkıp ona doğru yaklaşmıştım biraz. "Beni öpmenin bir sebebi mi vardı?"

Gülerek ve ellerini oynatarak karşı çıkmaya çalışmıştı ama benden umduğu tepkiyi alamadığı için üstünü  örtmeye çalıştığı çok belliydi. "Üzgünüm, sadece bir yıldır seni uzaktan izlemek gerçekten yanımda olduğuna inanmamı zorlaştırdı ve ben de rüya görmediğimi doğrulamak istedim."

Tatlı bir şekilde hala karşı çıkarak "İlk konuşmamızda çok ileri gitmiş olmalıyım, daha beni tanımıyorsun bile." demişti. "Gerçi benim de seni süper tanıdığım söylenemez ama iç güdü işte..."

Lipstick (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now