Lipstick (TAMAMLANDI)

13.Bölüm (Tanıdık Hissi) FİNAL

NATSU

Lucy ikimiz için çoktan bir plan yaptığını söylediğinde sevindiğim gibi utanmıştım da. Sonuçta cesaretimi toplayıp ona karşı bir hamle yapması gereken bendim ama yine Lucy bunu benim için halleden kişi olmuştu.

Rolleri değiştirmiş gibi bir halimiz vardı ve bu durumdan hiç hoşnut değildim, belki de abimin dediği gibi biraz daha cürretkar olmayı denemeliydim. Çok da kolaydı ya sanki...

Bana sahilde olacağını söylemişti ama kendimi bu kadar kalabalık bir partinin içinde bulacağımı düşünmemiştim. Ses başımı ağrıtmaya başlamıştı ve her yer içki ve sigara kokusuyla sarılıydı. Ne işimiz vardı ki böyle bir yerde? Lucy'nin kalabalık insanı olmadığını düşünmüştüm ben.

Ona mesaj attığımda cevap vermesini beklerken etrafa bakınmaya başladım, çok fazla insan ve çok fazla gürültü vardı, tıpkı şey gibi... Evet, o gece gibi sanırım. Başım tekrar ağrımaya başlamıştı deli gibi.

Budan girmek istiyordum ve midem bulanıyordu. Dejavu hissi sarmıştı her yanımı bir çöp kutusu bulup kustuğumda. Midem bulanıyordu ve burda bir dakika daha tek başıma kalmak istemiyordum.

Lucy olsaydı keşke diye düşünürken onu gördüm, kör kütük sarhoş olmuş görünüyordu ve bu beni biraz ürkütmüştü.

Bir içeçek alıp boğazımı temizledikten sonra yanına gidip ona "İyi misin?" diye sordum. Kahkaha atıp "İyi miyim?" diye sorumu tekrarlamıştı.

"Beni unutan bir adamdan hoşlanıyorum ve o ne olursa olsun bana bir adım bile gelmiyor, sence iyi miyim?"

Sanırım benden bahsediyordu ve bu bir itiraftı. Benden hoşlandığını söylemesi suratıma kocaman bir gülümseme yayılmasına neden olurken ona bir adım atmak için fazla çekingen olduğum konusunda da haklı oluşuna bir şey diyemiyordum.

"Sarhoşsun sen." Dedim gülümsemeyi kesmeye çalışarak. Alayla gülerek "Hadi canım." demişti o da. "Ben de her şey neden bu kadar bulanık diyordum."

Ellerini göğsüme koyup "Tabii ki de sarhoşum aptal!" dedi sonra bana yaklaşırken. "Bu partinin amacı da bu değil mi zaten?!"

Bana olan yakınlığına karşılık donup kalmayı bir kenara bırakmak istedim. Cesaretimi toplayıp ona belinden sarılmak üzereydim ama o "Boşversene." diyerek geri çekildi. Suratındaki ifade biraz memnuniyetsizdi ve bu kendime sövmeme neden olmuştu.

Bir yandan da kafam allak bullaktı, sanki iki tane zihnim varmış gibi saçma sapan hissediyordum ve başım dönüyordu. Aklıma doluşan saçma sapan görüntüler vardı o kayıp günden olduğunu düşündüğüm.

Lucy yanımdan geçip yürümeye başladığında "Nereye gidiyorsun?!" diye bağırdım ona doğru. Göz kırpıp birazda sarhoş bir şekilde kıkırdayarak "Harikalar Diyarı'na, Alice." dedi ilerlemeye devam etmeden önce.

Kalabalığın arasında kaybolmasını istemediğim için peşine takıldım çünkü burası gerçekten hiç sağlıklı bir ortam gibi görünmüyordu ve her şey başımı ağrıtıyordu.

"Çık artık şu Alice Harikalar Diyarı kafasından!"
"Yoksa ismin Alice mi? Memnun oldum."
"Hayır. Adım Alice değil seni sersem Beyaz Tavşan, kahretsin... Aptallık bende, seni neden takip ettiysem?"
"Alice Beyaz Tavşanı neden takip etmişti ki?"
"Çünkü merak etmişti ve tavşan ona farklı bir dünya sun..."

Kendi kendime "Alice Beyaz Tavşanı neden takip etmişti ki?" diye mırıldanmıştım zihnimdeki görüntüleri ve sesleri kavramak için bir kaç saniye olduğum yerde kaldıktan sonra.